"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi(İlk Derece)
SAYISI : 2021/5 E., 2022/1 K.
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla), davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 20 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/231 E. Sayılı dosyasında davalılar ..., Korkmaz Polat ve ... aleyhine Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/368 E. sayılı dosyasına sundukları raporlarında bilinçli, kasıtlı ve mahkemeyi yanıltmak amacıyla hatalı tespit ve beyanda bulundukları, sanıkların beraat etmelerine ve yapılan inşaatların ayıplı kalmasına sebebiyet verdiklerinden bahisle maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığını, 28.11.2011 tarih ve 2011/511 K. sayılı karar ile davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini, daha sonra üç ayrı bilirkişi raporunun davalı bilirkişilerin mahkemeyi yanıltmak üzere gerçeğe aykırı raporlar düzenlediğini ortaya koyduğu iddiasıyla HMK'nın 375/ç maddesi gereğince yargılamanın iadesi talebiyle Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/503 E. sayısına kayıtlı davayı açtığını, ihbar olunan bilirkişiler ... ve ...'nün bu davada, bilirkişiler ..., Korkmaz Polat ve ...'in mahkemeye sundukları raporun, sonradan ortaya çıkan üç ayrı bilirkişi raporuyla uyuşup uyuşmadığı, mahkemeyi yanıltmak için düzenlenmiş olup olamayacağı konusunda rapor hazırlamak üzere görevlendirildiklerini, ancak ihbar olunan bilirkişilerin davalı bilirkişilerin raporunu kopyalayarak rapor sunduklarını, dayanağı olmayan tespitler yaptıklarını, davalı olan bilirkişileri haklı çıkarmaya çalıştıklarını, yanlış tespitlerin ihbar olunan bilirkişiler tarafından yapılması mümkün olmadığından, raporun bu bilirkişilerce hazırlanmadığının açık olduğunu, bilirkişilerin dosyayı incelemeden, başkasının yazdığı raporu üstlendiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 TL. maddi, 5.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın bilirkişilerin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlediği ve gerçeğe aykırı bir rapor sebebi ile zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafın davasında haklı olduğunun anlaşılması halinde zararı tazmin etmekle yükümlü olanın kusurlu bilirkişilerin kendisi olduğunu, Devletin burada idarî güvence ilkesinin işlerlik kazanmış olması sebebiyle ilgililerin mağduriyetinin önlenmesi için zararın tazmini bağlamında devreye girdiğini, husumetin Adalet Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın öncelikle husumet yokluğu sebebiyle, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Davacı tarafça iş bu dava ile; yargılamanın iadesi talebiyle Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/503 E. sayısına kayıtlı davayı açtığı, ihbar olunan bilirkişiler ... ve ...'nün bu davada, bilirkişiler ..., ... ve ...'in mahkemeye sundukları raporun sonradan ortaya çıkan üç ayrı bilirkişi raporuyla uyuşup uyuşmadığı, mahkemeyi yanıltmak için düzenlenmiş olup olamayacağı konusunda rapor hazırlamak üzere görevlendirildikleri, ancak ihbar olunan bilirkişilerin davalı bilirkişilerin raporunu kopyalayarak rapor sundukları, dayanağı olmayan tespitler yaptıkları, davalı olan bilirkişileri haklı çıkarmaya çalıştıkları, yanlış tespitlerin ihbar olunan bilirkişiler tarafından yapılması mümkün olmadığından raporun bu bilirkişilerce hazırlanmadığının açık olduğu, bilirkişilerin dosyayı incelemeden, başkasının yazdığı raporu üstlendikleri ileri sürülerek maddi ve manevi tazminata karar verilmesi istendiği, somut olayda, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin olup olmadığı, HMK'nın 266. maddesi uyarınca, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün konulardan olmasına rağmen Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesince dosya ihbar olunan bilirkişilere verilerek "iddia ve savunmaları karşılar nitelikte yargılamanın yenilenmesini gerektiren bir durum olup olmadığı" konusunda rapor düzenlemeleri istendiği, ihbar olunan bilirkişilerce, HMK'nın 374 ve devamı maddeleri uyarınca inceleme ve yargılamanın iadesi kanun yoluna ilişkin tespitler yapılıp, davacının yargılamanın iadesine dayanak olarak gösterdiği üç adet raporun Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilen dosyada bulunduğu, anılan Dairece buna rağmen davacının karar düzeltme isteğinin reddine karar verildiği, bu nedenle hükmün kesinleşmesinden önce elde edilen belge niteliğinde olmadıkları, bilirkişilerin kasten gereğe aykırı rapor düzenlemiş oldukları ile ilgili mahkumiyet kararı bulunmadığı hususlarının açıklandığı, ihbar olunan bilirkişilerce düzenlenen rapordaki hukuki tespitlerin, hakimin hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle yapılması gereken tespitler olduğu, zaten mahkemece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmediği, raporun Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2015 tarih ve 2013/503 E., 2015/172 K. sayılı kararına etkili olmadığı, HMK'nın 285. maddesi koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin davanın esasa girmeden red kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bilirkişilerin sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 285 nci, 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla gördükleri bilirkişilerin sorumluluğuna dayalı kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 285. nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu maddede yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.