Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3400 E. 2023/3339 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmede, malzemenin teknik özelliklerinin uygun olmaması halinde alıcının satıcıya idarenin uygulayacağı cezaları rücu edeceğinin kararlaştırılmış olması ve garanti süresi içinde ortaya çıkan ayıplar için ayrıca ayıp ihbarı yapılmasına gerek bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/245 E., 2022/475 K.

DAVA TARİHİ : 11.11.2019

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/642 E., 2020/759 K.

Taraflar arasındaki itinazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... Doğar ile davacı vekili Avukat ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 01/02/2016 tarihli "TİKA Askeri Üs Tesisi İnşaatı Somali-Mogadishu Üst Yapı işinde kullanılacak aydınlatma ve kamera direkleri alımına ilişkin satış sözleşmesi" imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak satış bedelini ödediğini, ancak işveren idare TİKA geçici kabul komisyonu tarafından eksik ve kusurlu işlere ilişkin olarak düzenlenen 22/06/2017 tarihli Somali-Mogadishu'da yapılacak olan askeri tesisler kapsamında etap 2. kısım ve 2.etap inşaatları yapım işi 1 no.lu geçici kabul tutanağının "çevre aydınlatma" başlıklı maddenin 4. bendinde "25 metrelik projektör direklerindeki asansör ve halatların kontrol edilerek arızalı ve tehlike arzedenlerin değiştirilmesi ile korozyon ve tozlanmaya karşı önlemler alınması" gerektiğinin tespit edildiğini, sonuçta işveren idarenin 12 no.lu kesin hesap hakedişinde davacı şirketten eksik iş ve navlun bedeli olarak toplam 106.506,63 USD kesinti yaptığını, yapılan kesinti ile davalı şirketin sözleşmeye aykırı davrandığı, işini eksik ve ayıplı ifa ettiğinin tespit edildiğini, satışı yapılan aydınlatma ve kamera direklerinde teslim anında gözle görülür bir ayıp mevcut olmadığı için davacının sözleşme bedelinin tamamını işin teslimi ile 25/07/2016 tarihinde ödediğini, teslim zamanının üzerinden 1 yıl geçmeden direklerin 25'inde ciddi hasarlar meydana geldiğini, sözleşmenin tarafların yükümlülükleri başlıklı 4.3 maddesine göre "malzeme teknik özelliklerinin uygun olmaması halinde alıcı, satıcıya ana idarenin uygulayacağı cezaları ve bunun yanı sıra tüm navlun, lojistik ve tedarikle alakalı tüm giderleri rücu hakkına sahiptir" düzenlemesinin bulunduğunu, sözleşmenin 4.6 maddesine göre tüm direklerin imalat hatalarına karşı 2 yıl garantili olduğunu, davacının davalı şirkete idare tarafından yapılan hak ediş kesintisine uygun 106.506,63 USD bedelli fatura kestiğini, faturanın davalı tarafça kabul edilmeyip iade edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından rücu hakkına ilişkin ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye karşın fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2019/2101 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, haksız olarak itiraz edildiğini, dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını, buna ilişkin son tutanak düzenlendiğini belirterek itirazın iptali ile davalının %20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında düzenlenen 01/02/2016 tarihli sözleşme uyarınca sözleşmede kararlaştırılan malzemelerin imalatının eksiksiz bir biçimde tamamlanıp 29/06/2016 tarihinde davalı şirket tarafından Somali'ye süpervizor gönderildiğini ve sahaya gitmiş olan süpervizor nezaretinde 5 adet asansör direk montajının yapıldığını, geriye kalan direk montajlarının da nasıl yapılması gerektiğini davacı şirketin ilgili çalışanlarına gösterildiğini, montajın davacı şirket tarafından yapılacağı belirtilerek 29/06/2016 tarihli tutanak hazırlandığını ve tutanak ile herhangi bir itiraz kaydı konulmadan davalının ediminin kabul edildiğini, malda teslim anında bir ayıbın bulunmadığını, teslim tarihinden 2,5 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 106.506,63 USD bedelli faturanın davalı şirkete kesildiğini, faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, davacının teslim aldığı projektör direklerinde meydana geldiğini iddia ettiği hasarların (varsa) kaynağının satıcı şirket olan davalının ayıplı ifasından kaynaklandığını ispatlayamadığını, ayıplı mal teslim edildiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte ayıplı bir mal sözkonusu olsa bile ayıbın TTK'nın 23. maddesine göre teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden 2 gün içinde bildirilmesi gerektiğini, aynı madde uyarınca açık ayıp olmasa bile malı satın ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı inceleme veya incelettirmekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu ürünlerden binlercesini farklı şirketlere de sattığını ve herhangi bir geri dönüş ya da şikayet alınmadığını belirterek davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "... işin kesin hakedişinin 14/11/2018 tarihinde yapıldığı, kesin hakedişte eksik ve kusurlu iş adı altında 97.500,00 USD kesilen bedelin davalının üstlendiği imalatlara ilişkin olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca malzemenin teknik özelliklerinin uygun olmaması halinde alıcının satıcıya asıl işverenin uygulayacağı cezaların ve bunun yanı sıra tüm navlun, lojistik ve tedarikle alakalı tüm giderleri rücu hakkına sahip olduğu, 97.500,00 USD'lik davacı hakedişinden yapılan kesintinin davalının üstlendiği imalatlara ilişkin olup sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca davacının davalıya rücu edebileceği ancak, 22/06/2017 tarihli geçici kabulde de bu eksikliklerin belirtildiği, sorunlu konuların düzeltilmesinin ana işveren tarafından davacıdan talep edildiği, ancak bu aşamada davacı tarafından davalıya bu hususlara ve geçici kabulde belirlenin eksikliklerden dolayı davalıya bildirimde bulunulmadığı, haberdar edilmediği, düzeltim hakkı tanınmadığı ve üzerinden 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra 17/01/2019 tarihinde sözleşmedeki hükme dayalı fatura düzenlediği, bu durumda fatura miktarının tamamının tahsilinin hakkaniyete aykırı olacağı, 97.500,00 USD bedelin fatura tarihindeki kur üzerinden karşılığının 5.3740X97.500=523.965,00 TL olup bu miktardan takdiren 1/4 oranında hakkaniyet indirim yapılması gerektiği" gerekçesiyle, "392.973,75 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin kesinti miktarı ve kanıtlanamayan navlun bedeline konu talebin reddine, alacağın dayanağı eser sözleşmesine ilişkin olup, varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden, davacı tarafça kötü niyetli takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından reddedilen miktar üzerinden davalının yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı taleplerinin reddine" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; navlun bedelinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayıp ihbarında bulunulmadığı tespitinin ve hakkaniyet indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, sözleşmeye göre ayıp ihbarı yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, hakkaniyet indiriminin neye göre yapıldığının açıklanmadığını, idarenin hakediş kesintisinden hemen sonra fatura kesildiğini ve davalıya ihtarname gönderildiğini, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım için davalıya vekalet ücreti verilemeyeceğini icra inkar tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçe ile hükmün çelişkili olduğunu, ayıbın varlığının dahi kanıtlanamadığını, ayıp varsa bile müvekkilinin haberdar edilmediğini, ayıbın neden kaynaklandığının tespit edilmediğini, işin ihtirazi kayıtsız olarak kabul edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ".. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3 maddesinde, malzemenin teknik özelliklerinin uygun olmaması halinde alıcının (davacı), satıcıya (davalı) idarenin uygulayacağı cezaları rücu edeceği, 4.6 maddesinde ise; tüm direklerin imalat hatalarına karşı 2 yıl garantili olduğu düzenlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan belgelerden ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan; davacı yüklenici ile dava dışı iş sahibi TİKA arasında 22/06/2017 tarihinde imzalanan geçici kabul tutanağında kusurlu işlerin belirlendiği, davalı taşeronun imalatı ile ilgili olan direklerin sorunlu kısımlarının tamir veya tadil edilerek sözleşmeye uygun hale getirilmesi gerektiği ve davacı yüklenicinin hak edişinden bu kusurlar nedeniyle 97.500,00 USD kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince, garanti süresi içinde ortaya çıkan ayıplar için ayrıca ayıp ihbarı yapılmasına gerek bulunmamaktadır (Yargıtay 15. HD 2019/646 E 2019/3736 K; 2020/1722 E 2021/2490 K). Davalı tarafından, dava konusu işin tesliminin 29/06/2016 tarihinde yapıldığı, 22/06/2017 tarihinde yapılan geçici kabulde söz konusu kusurların ortaya çıktığı, bu durumda; garanti süresi olan 2 yıl içinde ortaya çıkan ayıplar için, ayıp ihbarı yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda iş sahibi tarafından davacının hakedişinden kesilen 97,500,00 USD'nin davalının imalatları ile ilgili olduğu açıklanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3 maddesinde davalı taşeron, iş sahibinin davacıya keseceği cezaları kendisine rücu edeceğini baştan kabul etmiş olup, davalı tarafça kesilen cezanın ekonomik mahvına neden olacağına dair bir iddiada da bulunulmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3 ve 4.6 maddeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece, yapılan kesintiden hakkaniyet indirimi yapılması doğru olmamıştır. Bu durumda; davanın 97.500,00 USD X fatura tarihindeki kur 5.3740 TL=523.965,00 TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle "Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarih ve 2019/642 Esas-2020/759 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b.2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2019/2101 E sayılı takip dosyasında itirazının 523.965,00 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin reddine" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde, 9006,63 USD navlun bedeli taleplerinin reddedilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, yine icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacının dava konusu olayla ilgili davalıya bir ihbarda bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince karara esas alınan Yargıtay kararlarının yanlış ve eksik yorumlandığını, davacının iddia edildiği şekilde geçici kabul tutanaklarında belirtilen eksiklikleri davalıya bildirmediğini, davalıya varsa kusurlu imalatları onarabilme imkanı verilmediğini, TİKA tarafından verilen geçici kabul tutanağında belirtilen kusurlar ile davalının eylemleri arasında illiyet bağı olup olmadığının ortaya konulamadığını, bu konuda mahkemenin eksik ve hatalı inceleme yaptığını, olayda kanunun ayıba ilişkin aradığı şartların dahi gerçekleşmediğini, ayıplı olduğu iddia edilen malların tahmini değerlerinin tespit edilmediğini davalıya atfedilebilecek bir kusur olsa dahi bu durumun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olmasına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında

vekille temsil olunan taraflara verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı ile davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.