"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1311 E., 2021/2635 K.
Taraflar arasında açılan İİK 94. maddesi yetki belgesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu Karacaoğulları Ltd.Şti. aleyhine Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1452 Esas ve 2019/1454 Esas sayılı dosyaları üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattıklarını, alacağın tahsil edilmediğini, borçlu adına tapu iptal ve tescil davası açmak üzere icra müdürlüğünden yetki aldıklarını, borçlu Karacaoğulları Ltd.Şti. ile diğer davalı arsa sahibi ... arasında Antalya 14. Noterliğinin 17/03/2016 tarih ve 07025 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenici borçlunun sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa ettiğini, sözleşme gereğince yükleniciye verilmesi gereken bağımsız bölümlerin halen arsa sahibi Turgut Kaçar adına kayıtlı olduğunu beyanla davalılar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici firmanın payına düşen ancak halen tapuda davalı arsa sahibi adına kayıtlı görünen bağımsız bölümlerin Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1452 Esas ve 2019/1454 Esas sayılı icra takip dosyalarındaki alacaklarını karşılayacak şekilde İİK'nın madde 94. gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesini aksi takdirde tapuların iptali ile yüklenici borçlu Karacaoğulları Ltd.Şti. adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle borçlu Karacaoğulları şirketinin müvekkilinden herhangi bir hak edişi bulunmadığını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, sözleşme gereğince yapılan imalatlara ilişkin olarak hak edişine istinaden 16 adet bağımsız bölümün tapusunun yükleniciye devredildiğini, inşaatın uzun zamandır ilerlemediğini, inşaatın seviyesinin tespiti amacıyla Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/12 Değişik iş sayılı dosyası ile hak edişi olmadığının ispat edileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın davalılardan Karacaoğulları Ltd.Şti.nin davacıya olan kambiyo senetlerinden kaynaklı borçları nedeniyle diğer davalı ... adına tapuda tescilli olan ancak davalıların aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca Karacaoğulları Ltd Şti.ne devredilmesi gereken taşınmazların kötü niyetli ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla devrinin yapılmadığı, yüklenici davalının hak ettiği taşınmazların yüklenici adına tescilini sağlamak amacı ile icra müdürlüğünce usulüne uygun olarak verilmiş İİK 94. maddesi yetki belgesine dayanılarak davacının tapu iptal ve tescil talebine yönelik olduğu, davacı ile yüklenici davalı arasında bonodan kaynaklanan alacak ilişkisi bulunduğu ve davacının ihtiyati haciz kararları ve icra takipleri başlattığı takiplerin kesinleştiği ve davalı yükleniciden 74.457,99TL alacağı bulunduğu, dosya davalılarının arasında ise; davalı ...'ın davaya konu arsası üzerine diğer davalı yüklenici tarafından inşaat yapılması amacı ile noterlikçe arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi (apkis), daha sonrasında aynı noterlikçe apkis ile belirlenen taşınmazın ada parsel numarasının düzeltilerek inşaat yapım işine başlanıldığı, dosya arasına alınan keşif sonucu düzenlenen ve taraflar arasındaki sözleşme yapılan yapılamayan işler hak ediş raporları,mimari proje ayrı ayrı incelenerek düzenlen teknik bilirkişi raporundan davalı yüklenicinin üzerine düşen edimleri tam olarak ifa etmediği, inşaatın keşif tarihi itibari ile %44,03 seviyesine geldiği, sözleşme uyarınca teslim edilmesi gereken tarih geçmiş olmasına rağmen inşaatın tamamlanmadığı, yine davalı yüklenicinin inşaatın mevcut seviyesine göre 16,23 bağımsız bölüm hak ettiği ancak bu bağımsız bölümlerin 16 tanesini hak ediş raporları ile dava açılmadan önce devraldığı ve hali hazırda sadece 0,23BB üzerinde hakkı olduğu anlaşılıyor ise de taraflar arasındaki sözleşmede hangi bağımsız bölüm hangi işlem yapıldıktan sonra verileceği hususu ayrıntılı olarak yer almadığından ve her bir bağımsız bölüm değerinin birbirinden farklı olması nedeniyle davalı yükleniciye bırakılacağı kararlaştırılan her hangi bir bağımsız bölüm üzerinden 0,23 hisse devri mümkün olmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yüklenicinin 0.23 oranında hak edişi bulunduğunun tespit edilmesine rağmen davanın reddine karar verildiğini, kararın kendi içinde çelişkili olduğunu, öncelikli taleplerin haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine ilişkin olduğunu, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre borçlunun yüklenici şirketten alacağı bulunduğunu, buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, C Blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin tamamlanma seviyesinin mahkeme tespitinin aksine % 94,05 oranında olduğunu ve değerlerinin 329.175,00 TL değerinde olduğu, mahkeme tespiti aksine değerlerin birbirinden farklı olmadığını, mahkemece satış yetkisi verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yetki belgesi düzenlenen takip dosyalarından ...'a haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, süresi içinde itiraz edilmemesi nedeni ile müvekkilinin dava açmakta haklı olduğunu, dava açılmasına davalıların sebebiyet verdiğini, müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, kabule göre de davalılar arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması, davalı borçlunun borcunu ödemeyerek dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılması gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yüklenici ile arsa sahibi arasında düzenlenen sözleşme incelenerek sözleşme gereğince yapılması gereken, yapılan ve eksik bırakılan işler ayrı ayrı belirtilerek inşaatın tamanlanma seviyesi tespit edilmiş olup bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olduğu, yargılama sırasında Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmiş olup sözleşmenin geriye etkili feshi nedeni ile yüklenici borçlunun tapu iptal ve tescil talep etme hakkı bulunmadığından davacı alacaklının da yüklenici borçlu adına tapu iptal ve tecil talep edemeyeceği, gerek bilirkişi raporu gerekse sözleşmenin geriye etkili feshine ilişkin mahkeme kararı birlikte değerlendirildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğu, İİK'nın 94/2 maddesi "Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edilebileceği tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir", hükmünü içerdiği, davacı vekili öncelikli taleplerinin satış isteme yetkisi verilmesine ilişkin olduğunu, bilirkişi raporuna göre yüklenicinin arsa sahibinden alacaklı olduğunu bu nedenle müvekkiline satış isteme yetkisi verilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de yukarıda anılan yasal düzenleme gereğince icra müdürlüğünce verilen yetkiye istinaden ancak tescil kararı verilebileceğinden davacının bu yöndeki istinaf başvurusuna itibar edilmediğini, davalı arsa malikinin İİK'nın 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş olmasının sonuçları yine aynı yasa maddesinde düzenlenmiş olup arsa malikinin dava açılmasına kusuru ile sebebiyet verdiği sonucunu doğurmayacağını, aynı şekilde İİK'nın 94. maddesinde tapu iptal ve tescil davası açılması halinde yargılama giderlerinden borçlunun sorumlu tutulacağı yönünde bir düzenleme de olmadığını, davanın reddine karar verilmiş olması nedeni ile davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması HMK'nın 326. maddesine uygun olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleri ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 89. ve 94. maddesi, HMK 326. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.