Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3549 E. 2023/3949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kooperatif üyeliğinden kaynaklanan hak iddiasıyla, davalı adına tescilli taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının kooperatif üyeliğine ilişkin herhangi bir devir belgesi sunamaması ve davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1715 E., 2022/651 K.

Taraflar arasında açılan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kooperatifin 20.05.2002 tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklık payını dava dışı Süleyman Kılınç’tan devraldığını, dava konusu kooperatifin üyesi olduğunu ancak davalı kooperatif yetkililerince davacıya düşen taşınmazın davalı ... adına yolsuz olarak tescil edildiğini, davalının kooperatife üyeliği olmadığını ileri sürerek Antalya ili Varsak Mah. 208 Ada 3 Parsel B Blok 19 no.lu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline bu olmadığı taktirde taşınmazın belirlenecek rayiç bedelinden şimdilik 15.00,00 TL nin davalı kooperatiften alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen tüm hususların gerçek dışı olduğunu, dava dosyasına sunulan devir ve ortaklık senetlerinin de sonradan oluşturulmuş usulsüz evraklar olduğunu, davacı ile dava dışı Süleyman Kılıç arasında yakın akrabalık ilişkisi olduğunu, davalı ile dava dışı Süleyman Kılınç'ın kardeş olduğunu, davacının Süleyman Kılınç'ın ve davalının amcası olduğunu, tarafların bir takım usulsüz işlemlerle davalıya ait taşınmazların haksız bir şekilde alma çabası içerisinde olduğunu, taşınmaz üzerinde 25.09.2002 tarihinde kat irtifakı kurulduğunu, 2007 yılında da kooperatif yetkililerinin talebiyle bağımsız bölümlerin ferdileştirilerek kooperatif üyelerine tahsis edildiğini, ancak olayın üzerinden çok uzun zaman geçtiğinden ve yapı kooperatifinin dağılmış olmasından dolayı davalıya ait ortaklık senedi, davalı ... kooperatifine ait ortaklık pay defteri, ferdileştirme listesi gibi davanın seyrine mutlak etki edecek belgelerin taraflarından temin edilemediğini, davalı ... kooperatifinin ticaret sicilinden terkin edildiğini, davalının dava konusu taşınmaz üzerinde on yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu, bu zilyetliği de üyesi olduğu yapı kooperatifinden devraldığını, tazminat davası yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmaz tapusunun ortak üzerine geçirilmesine kadar da taşınmaz kooperatif mülkiyetinde olacağından ve bu tescil yolsuz tescil olmadığından, üye olmayan 3. kişilerin koooperatifin maliki olduğu taşınmazı, genel kurulun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42/6 ve anasözleşmenin 23/9. madde hükmüne uygun satış kararı vermesi üzerine satın almasının mümkün ve geçerli olduğunu fakat somut olayda bu ihtimalden söz edilemeyeceğini zira tapu kayıtlarında ve kooperatif kayıtlarında dava konusu bağımsız bölümün davalı ... adına ferdileşme suretiyle kaydedildiği satış suretiyle kaydedilmediğinin anlaşıldığı, davalı kooperatifin 20/05/2002 tarihindeki yönetim kurulu kararı ile davacıyı 11 nolu üye olarak, önceki üye Süleyman Kılınç'tan üyeliği devir aldığı kabul edilerek üyeliğinin kabul edildiğini, davacının davalı kooperatife karşı tüm edinimlerini yerine getirdiğini, aksi bir belgenin dosyada mevcut olmadığı halde davalı ...'ın 11 nolu üye olarak 24/06/2007 tarihinde düzenlenen listede üye olarak yazıldığını, bu tarihten sonraki tüm listelerde Veli KIL1NÇ isminin olduğunu, ancak davacının davalıya hissesini devir ettiğine dair dosya içerisinde bir belgenin olmadığını, dolayısıyla davacının üyeliğinin devam ettiğini, davalı ...'ın 11 nolu üye olmadığı halde üye olarak yazıldığını, dolayısıyla dosyadaki mevcut belgelere göre dava tarihi itibariyle dahi 11 nolu üyenin davacı olduğunu, bu halde davalı ... adına taşınmazın üyeliğe dayalı olarak tescil edildiğini, davacı adına tahsisli dava konusu bağımsız bölümün davacının üyeliği devam ettiği sürece bir başka üyeye tahsis edilemeyeceğini, davalı adına bu tahsis ve tescil işleminin yolsuz olduğunu belirterek davanın kabulü ile Antalya İli, Kepez İlçesi, Varsak Mah. 208 Ada, 3 nolu parsel B Blok 19 nolu taşınmazın ... üzerine kayıtlı tapu kaydının iptali ile davacı ... üzerine tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, tanıklarının dinlenilmediğini, bilirkişilerin kooperatif konusunda uzman olmadığını, davacı ile Süleyman Kılınç arasında muvazaalı işlemler yapıldığını, davacının 08/09/2002-27/06/2004-26/06/2005 ve 29/01/2006 tarihli genel kurul toplantısına vekaleten katılmasının bu muvazaayı gösterdiğini, davacının hiçbir zaman kooperatif üyesi olmadığını çünkü davalı kooperatife üye olan Süleyman Kılınç'ın davacıya hiçbir zaman üyeliğini devretmediğini, devir sözleşmelerindeki Süleyman Kılınç imzasının farklı kişiler tarafından imzalandığını, imzaların Süleyman Kılınç’a ait olmadığını, dava konusu bağımsız bölümün 2007 yılında davalı adına tahsis edildiğini, davacının dava tarihine kadar 14 yıl sessiz kalmasının savunmalarını doğruladığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı Süleyman Kılınç'ın 08/10/2015 tarihinde üyeliği davacıya devrettiği, kooperatif yönetim kurulu tarafından davacının üyeliğe kabul edildiği, daha sonra 27/02/2007 tarihli yönetim kurulu kararıyla davalı ...'ın üyeliğe kabul edildiği, davacının devirden sonra 2005 ve 2006 yılında kooperatif aidatlarını yatırdığının anlaşıldığı, davalının kooperatif üyeliğinin davacı tarafından kendisine devredildiğini ispatla mükellef olduğu, davalı taraf adına kayıt oluşmasını sağlayan kooperatif üyeliğini devraldığını yazılı belge ile ispatlayamadığından davalının istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının bedelini ödeyerek dava dışı Süleyman’dan ortaklık haklarını satın aldığını, 27.02.2007 tarihinde de bu devir işleminin kooperatif tarafından kabul edildiğini, ayrıca istinaf sebepleri ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır.

2. İlgili Hukuk

TMK’nın 705. ve 1022. maddesi, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 14. ve 42. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.