"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi(İlk Derece)
HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Ret, Birl. Dava Kabul
Taraflar arasındaki tahkim kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) asıl davanın usulden reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak ve işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
A. Asıl Dava
Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile imzalanan 17.7.2013 tarihli sözleşme ile davalının otel yapım işini üstlendiğini, davalının işi süresinde teslim etmediğini, uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan tüm başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle sözleşme uyarınca tahkim yoluna müracaat edildiğini, hakem heyetince yapılan yargılama sonucunda eksik ve ayıplı iş, kazanç kaybı ve cezai şart taleplerinin kabul edildiğini, ancak manevi tazminat taleplerinin reddedildiğini, davalının temerrüde düştüğü tarihin 31/12/2013 tarihi olmasına rağmen 08/11/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek hakem heyetince karara bağlanan eksik ve ayıplı işler nedeniyle 8.356.937,17 TL’ye, gecikme tazminatı olarak 359.063,77 TL’ye, cezai şartın üst limit olan 642.849,14 TL’ye temerrüt tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine ve 250.000,00 TL manevi tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Birleşen Dava
Birleşen davada davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlık çıkması halinde uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümleneceğine ilişkin duraksamasız bir hüküm bulunmadığını, önce sulh yoluna gidilmesi, sonrasında ise tahkim ya da yargı yoluna gidilmesinin hüküm altına alındığını, doğrudan tahkime gidileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından hakem heyetinin verdiği kararın iptalinin gerektiğini belirterek 10.06.2021 tarihli hakem heyeti kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
A. Asıl Dava
Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılan tüm iş ve işlemlerin davacının bilgisi ve kontrolünde gerçekleştiğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, inşaatın gecikmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, faiz alacağının ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B. Birleşen Dava
Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmede hakem şartını düzenleyen maddenin geçerli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kural olarak bir uyuşmazlığın çözümlenmesi görevi devlet mahkemelerine ait olup, tahkim istisnai hallerde başvurulacak bir çözüm yolu olduğundan tahkim iradesinin açık ve kesin olarak belirlenmesi gerektiği, aksi halde tahkim şartı ya da anlaşmasının geçersiz olacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin 30. maddesinin ikinci bendindeki “Sulh yolu ile çözümlenemeyen sözleşme ile ilgili veya sözleşmeden kaynaklanan her türlü anlaşmazlık, aşağıda belirtilen şekilde atanan üç hakemden oluşan bir tahkim kurulunun geçici kabulden sonra oluşturulması ile nihai olarak tahkim yoluyla veya yargı yoluyla çözülebilecektir...." şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin tarafına devlet mahkemeleri ile tahkim mahkemesi arasında seçimlik başvuru imkanı tanıdığından, ayrıca sözleşmenin 30.4.maddesindeki ".. tahkim veya yargı yolunun seçilmesi konusundaki karar işveren tarafından verilecektir" şeklinde asimetrik tahkim sözleşmelerine ilişkin düzenleme dikkate alındığında sözleşmedeki tahkim şartının uyuşmazlığın kesin olarak tahkimde çözümleneceğine ilişkin bir irade beyanını içermediği, 6100 sayılı HMK'nın iptal davası başlıklı 439. maddesinde hakem kararlarının hangi hallerde iptal edileceğinin sınırlı olarak sayıldığı, söz konusu maddenin 2.(a) bendinde tahkim sözleşmesinin geçersiz olması, aynı maddenin 2.(ç) bendinde de hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar vermesinin iptal nedeni olarak gösterildiği, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi bulunmaması halinde hakemler yetkileri (görevleri) dahilinde olmayan bir mesele hakkında karar vermiş olacaklarından bu hususun da iptal nedeni olarak düzenlendiği gerekçesiyle, birleşen davada hakem heyeti kararının iptaline; asıl davada, yetkili (görevli) olmayan hakem heyeti kararının düzeltilmesinin istenilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı iş sahibi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, tarafların tahkim yoluna başvuracağının açıkça sözleşmede düzenlendiğini, bu konudaki takdir yetkisinin davacı iş sahibine bırakıldığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK'nın 439. ve devamı maddeleri uyarınca hakem kararının kısmen redde ilişkin bölümünün iptali, birleşen davada ise tahkim şartının geçersiz olduğu iddiasıyla hakem heyeti kararının iptali istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439/2a-ç maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacı iş sahibi vekili, tarafların tahkim yoluna başvuracağının açıkça sözleşmede düzenlendiği, bu konudaki takdir yetkisinin davacı iş sahibine bırakıldığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiş ise de; geçerli bir tahkim şartı ya da anlaşmasından söz edebilmek için tarafların tahkim iradeleri, karışıklığa yer vermeyecek biçimde açık ve kesin olarak belirtilmelidir. Kural olarak bir uyuşmazlığın çözümlenmesi görevi yetkili mahkemelere ait olduğundan tahkim iradesinin açık ve kesin olmaması halinde tahkim şartı ya da anlaşması geçersiz olur.
Eldeki davada kararlaştırılan tahkim şartında uyuşmazlığın tahkim yoluyla ya da yargı yoluyla giderileceği ifade edildiği, bu şekliyle uyuşmazlığın çözümünde tek yetkili olarak hakem heyeti kabul edilmediği, davacı iş sahibine mahkemede de dava açma yetkisi tanındığı anlaşılmakta olup, tahkim iradesi açık ve kesin olmadığından mahkemece tahkim şartının geçersiz sayılarak hakem heyeti kararının iptal edilmesi usul ve yasaya uygun olup, asıl dava davacısı iş sahibi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama ve 6100 sayılı HMK’nın hakem kararlarının iptaline ilişkin 439. maddesi hükmü gözetildiğinde verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, HMK’nın 439. maddesinde yer alan iptal sebepleriyle sınırlı yapılan incelemede; dava şartları ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden ve kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl dava davacısı iş sahibi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl dava davacısından alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl dava davalısına verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalı Venüs Otelcilik Taahhüt Turizm İnşaat İç ve Dış Ticaret Limited Şirketine yükletilmesine,
Dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.