"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.01.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı kooperatifin 28.04.2007 tarihli genel kurulunda 9 numaralı gündem maddesi ile karara bağlanan koşul ve yetkinin bilinçli şekilde dışına çıkılarak, davacıya ait iken ve o dönemde idare binası olarak kullanılan, C-28 Blok no.lu binanın tamamının o dönemdeki yönetim ve denetim kurulu üyelerinin toplam 19 kişi olarak kendi adlarına kurup yönettikleri davalı kooperatife bedelsiz şekilde devredilmesi halinin tahsis amacına ve sebebine açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, bahsi geçen taşınmazın yolsuz şekilde oluşturulan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı kooperatifin işbu davayı açmak için 2-5 yıllık ve blok'un 1 aylık hak düşürücü süreleri geçirmesinden dolayı zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davaya konu blokun Mega Center Gıda Sitesinin idare binası olduğunu, davacı kooperatifin anasözleşmesinde site yönetimi yetkisinin bulunmadığını, davacı kooperatifin 2008 yılı faaliyetlerinin ibra edildiğini, davalının site yönetim yetkisi ve görevini 01.01.2008 tarihli yöneticilik devir sözleşmesi ile üstlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın bedelsiz devrine ilişkin kararın, eşitlik ilkesini ve malvarlığının korunması ilkesini ihlal etmesi nedeniyle butlan ile sakat olduğu, butlan iddiasının her zaman ileri sürülebileceği, genel kurulun mal varlığını koruma ilkesini ihlal edecek bir karar almaya yetkili olmadığı, yetkili olmadığı bir hususta yönetim kuruluna da yetki veremeyeceği, kararın bu yönüyle butlan ile sakat olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 04.05.2017 tarih ve 2012/209 E., 2017/404 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, üç ayrı heyetten rapor aldıktan sonra azınlıkta kalan görüş esas alınarak karar verilemeyeceği, genel kurul kararının iptalini talep edebilmek için öngörülen bir aylık sürenin geçmiş olduğunu, butlan hallerinde genellikle kamu düzeni ile yararın söz konusu olduğunu, emredici hükmün sadece pay sahiplerinin çıkarlarını koruması halinde yokluk veya butlan değil, iptal edilebilirlik halinin söz konusu olduğunu, pay sahipleri arasındaki eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının da kanuna aykırılıktan iptallerinin istenebileceğini, iptal edilebilirlik durumunun söz konusu olduğunu, davaya konu taşınmazın aslında sitenin yönetim binası olup, sitenin yönetilmesi için tüm kat maliklerinin ortak alanı olduğunu, davacı kooperatifin üyelerinin aldıkları genel kurul kararı ile kendilerine ait olan yönetim binasını yine kendilerinin kurduğu davalı kooperatife vererek ferdileştirdiklerini, eşitlik ilkesinin ihlalinin söz konusu olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.06.2019 tarih ve 2017/2561 E., 2019/1065 K. sayılı kararı ile, davacı kooperatifin 28.04.2007 tarihli genel kurulunda alınan dava konusu taşınmazın davalı kooperatife bedelsiz devre ilişkin kararın ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olduğu, bir ortağa sermayenin iadesi niteliği taşıdığı, bu haliyle kooperatifin mal varlığının korunması ilkesine aykırı olduğu, bu karara dayanılarak gayrimenkulün tapuda yapılan devri işleminin geçersiz ve tescilin yolsuz tescil olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 23. (Kapatılan) Hukuk Dairesi'nin 27.10.2020 tarihli 2019/2825 E., 2020/3290 K. sayılı ilamı ile; davacı kooperatifin 28.04.2007 tarihli genel kurulunun 9. gündem maddesi uyarınca kurulan davalı işletme kooperatifine, davacı kooperatifin bahsi geçen genel kurul tarihinde ortağı olan kişilerin, gerek bu genel kurul kararı ile kendilerine verilen “öncelik” dolayısıyla gerekse de yukarıda bahsi geçen açık kapı ilkesi nedeniyle, müracaatları suretiyle ortak olabilecekleri tartışmasız olduğu, davalı işletme kooperatifi tarafından işbu açık kapı ilkesini ve dolayısıyla Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesini bertaraf edecek uygulamalarda bulunulup bulunulmadığının araştırılması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B.Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kooperatife üyelik başvurusu herhangi bir zaman dimiliyle sınırlandırılmamış olup, dava tarihinden sonra 2016 yılında yapılan üyelik başvurusu talebinin bulunduğu evrakın bile alınmaması hususu, dava tarihinden sonraya ilişkin olsa bile açık kapı ilkesinin kooperatif tarafından ihlal edildiği sonucunu taşıdığı, dava tarihinden sonra 2016 yılında gönderilen noter ihtarnamesinde açıkça üyelik başvurusu talebinin bulunmasına rağmen kooperatif başkanınca ihtarnamenin alınmadığı, aradan yaklaşık 1,5 yıl geçtikten sonra dosyanın davacı vekiline şahısların müracaatlarını sağlanması rica olunur diyerekten yazı gönderilmesinin açık kapı ilkesinin ihlali olduğu, üyelik için belirlenen sermaye paylarına uyulmaksızın, davalı kooperatife üye yapılanlardan daha az miktar alındığı, ana sözleşmede daha fazla miktar yazılı olmasına rağmen üye yapılmak istenen kişilerden daha az bedel talep edilmesinin, davalı kooperatifin üye yapmak istediği kişilere ayrıcalıklı davrandığı ve bunun eşitlik ilkesini zedelediği, davalı kooperatifin ana sözleşmesinde kiracıların da üye olabileceği yönünde düzenleme bulunduğu, bu durumun davacı kooperatif ortaklarının dolaylı mülkiyeti olan taşınmazdan yararlanmalarını ve dolayısıyla ekonomik mülkiyetini zedeleyeceği, özellikle 20 kişinin noter ihtarnamesi ile üyelik için başvurmasına ve bu başvurunun noter katibi tarafından tebliğ edilmek üzere davalı kooperatife gidildiğinde, davalı kooperatif başkanının ihtarnameyi almaktan imtina ettiği, bunun açık kapı ilkesinin açıkça ihlali anlamına geldiği, davacı kooperatifin 1856 üyesi olmasına rağmen davalı kooperatifin üye sayısının 500-525 ile sınırlandırma hususunun da açık kapı ilkesine aykırılık taşıyacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, 1856 kişiden 1273'ünün bu devirden sonra davacı kooperatif ile olan üyelik ilişkileri sona erdiğini, kalan 583 üyenin ise aradan yıllar geçtikten sonra iş bu davayı açtıklarını, yani 1856 kişinin hakkını bu 583 kişinin almak istediğini, açık kapı ilkesinin ihlal edilmediğini, üyelik başvurusu yapıp da kaydı alınmayan tek kişinin olmadığını, dava tarihine kadar davacı yapı kooperatifinin 1856 üyesinin ayrı ayrı veya topluca ortaklık başvurusunda bulunduklarına dair herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığını, davacı yapı kooperatifi vekilinin dava dışı bazı üyelerinin müracaat edildiğini ancak işletme kooperatifi tarafından tebligatların ve müracaatların kabul edilmediği yönünde iddialarını ispatlayamadığını, sitenin güvenlik hizmetinin dava konu gayrimenkullerden sağlandığını, sitenin eskiyen yollarının yeniden asfaltlanması, otoparklarının ışıklandırılması, yeni otoparklar yapılması, personel giderleri, peyzaj giderleri ve akla gelebilecek her türlü hizmetin verildiğini, davaya konu gayrimenkullerin işte bu hizmetlerin yapılması karşılığında verildiğini, davacı kooperatifin bedelsiz vermediğini, bilirkişi raporun eksik ve hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kooperatifin 28.04.2007 tarihli genel kurulunda alınan 9 numaralı karar uyarınca kurulmuş davalı işletme kooperatifine yine aynı genel kurul kararı gereği yapılan taşınmaz devrinin iptali ile yeniden davacı adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 373. maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesi ve ilgili maddeleri
3. Değerlendirme
1.Dava konusu taşınmazın davalı işletme kooperatifine genel kurul kararı ile devir şartları belirlidir. Bu genel kurul kararı uyarınca davalı kooperatif gerekli hizmetleri yapacak, kooperatif üyelerinden talep edenleri de kooperatife üye kabul edecektir. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulmuş ise de, bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki, davalı işletme kooperatifinin, davacı kooperatifin üyelerine hizmet için kurulduğu, davaya konu taşınmazların devri karşılığında davalı kooperatifçe otopark ve benzeri yatırımlar ile hizmetlerinin yapıldığı, davacı kooperatifin davaya konu genel kurul tarihinde ortağı olan kişilerin, gerek bu genel kurul kararı ile kendilerine verilen “öncelik” dolayısıyla gerekse de açık kapı ilkesi nedeniyle, müracaatları suretiyle ortak olabilecekleri hususları tartışmasız olup, davalı işletme kooperatifi tarafından, açılan dava tarihi itibariyle açık kapı ilkesini ve dolayısıyla Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesini bertaraf edecek uygulamalarda bulunduğuna dair herhangi bir eylemlerinin bulunduğu kesin olarak ispatlanmadığı gibi davalı işletme kooperatifinin tüm üyelere hizmet vermediği hususu iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, dosyanın alanında uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, anılan hususlarda müşahhas olaylar var ise belirlenip bu hususları tartışan gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu, yeterli olmayan bilirkişi kök ve ek raporuna itibar edilerek davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
2. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
1- Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2- 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
3-Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.