"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup; iş sahibi tarafından açılan asıl davada gelir kaybı nedeniyle uğranılan zarar, eksik işlerin davalı nam ve hesabına yapılması nedeniyle doğan alacak, cezai şart alacağı ve manevi tazminatın tahsili; iş sahibi tarafından açılan birleşen 2010/964 Esas sayılı davada eksik ve kusurlu işler nedeniyle uğranılan zarar ile manevi tazminatın tahsili; yüklenici tarafından açılan birleşen 2009/598 Esas sayılı davada sözleşmede öngörülenden fazla yapılan işler bedelinin tahsili; iş sahibi tarafından açılan birleşen 2019/337 Esas sayılı davada eksik ve ayıplı işler nedeni ile uğranılan zararın bakiye kısmının tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 10.04.2017 tarihli ve 2016/2989 Esas, 2017/1630 Karar sayılı bozma ilamına uyularak asıl dava yönünden; gelir kaybı zararı ve manevi tazminat istemi yönünden verilen red kararı, bozma kararı kapsamı dışında kalmakla kesinleşmiş olup, bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, eksik işlerin davalı nam ve hesabına yaptırılmasına ilişkin alacak istemi sübut bulmadığından reddine, cezai şart alacağı, dava tarihinden sonra taraflarca imzalanan protokol başlıklı belge ile mahsup işlemine tabi tutulmakla, mahsup sureti ile sukut eden bu alacak istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/598 Esas sayılı dosyası bozma kararı kapsamı dışında kalıp kesinleşmekle, bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/964 Esas sayılı dosyası yönünden; maddi tazminat isteminin kabulü ile 10.000,00 TL'nin dava tarihi olan 17.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil ile davacı Reysaş...A.Ş.'ye verilmesine, manevi tazminat istemi yönünden red kararı, bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmekle, bu istem yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/337 Esas sayılı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Eldeki davada, birleştirilen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/337 Esas sayılı dosyanın Dairenin bozma kararından sonra, asıl dava ile birleştirildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 166. maddesinin birinci fıkrasında; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar" hükmüne yer verilmiştir.
Dosyaların birleşmesi halinde, ilk dosya Yargıtay incelemesinden geçtikten sonra henüz kanun yolları aşamasına gelmemiş yeni bir dosyanın bu dosya ile birleşmesi halinde, birleşen dosyanın istinaf yoluna tabi olacağı açıktır. Zira davalar birleşmekle bağımsızlıklarını korur, ayrı dosya olma özelliğini devam ettirirler.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin 2. fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. ve 454. maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.
Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341-360. maddesindeki istinafa ilişkin hükümlerin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.
Hemen belirtilmelidir ki, daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl dosyanın “İstinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açıktır.
Ne var ki, birleştirilen dosya yönünden ise karar tarihi 02.03.2022 olup, bu karar ile ilgili daha önce Yargıtayın bir denetimi de söz konusu olmadığından, anılan kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davaların birleştirilmesiyle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek, ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen dosyanın tefrik edilerek istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, asıl dava dosyası ile birlikte temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş birleştirilen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/337 Esas sayılı dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, istinaf incelemesi tamamlandığında ise dosyasının bir bütün halinde, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesinden ibarettir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.