"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2279 E., 2022/1356 K.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2013/339 E., 2020/7 K.
Taraflar arasında tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 1985 yılında kurulduğunu, 1988 yılında davacıların kooperatif üyesi olduklarını, 1986 yılında ... ve 1985 yılında Sarıyer ilçelerinde birer adet konut yapmak amacıyla arsa satın alındığını, kooperatifin 1992 yılında Cevizlideki arsada inşa ettiği binada aralarında davacıların da bulunduğu 195 ortağa birer adet konut tahsis işlemi yaptığı, kooperatifçe ayrıca Sarıyerde alınan arsaya 2005 yılında inşaata başlandığı, bu konutlar davacılar dışında bir kısım ortaklara kura yoluyla dağıtılarak tahsis edildiği, Sarıyer ilçesinde yapılan bu tahsis işleminde kendilerinin kuraya katılmalarına imkan tanınmadığını, bu nedenle konut sahibi olamadıklarını, kura çekiminin de açılan dava sonucunda iptal edildiğini, 2000 yılından itibaren kendilerinden hiç aidat talep edilmediğini, müvekkillerinin üyeliklerinin düştüğü gerekçesiyle genel kurul toplantılarına alınmadığını, sonrasında ihraç edildiklerini, ihraç kararının iptal edildiğini, kooperatifin kötü niyetli olduğunu, eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini kira gelirinden de mahrum kaldıklarını ileri sürerek Yargıtay'ın 6’lı formül hesabı uyarınca uğradığı zararın hesaplanarak şimdilik her bir davacı için 10.000,00'er TL nin davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların Sarıyer konutları ile ilgili hiçbir aidat ödemesi bulunmadığından ödenecek bir tazminatın çıkmayacağını ya da çok az olacağını, ...'de birer konut sahibi olduklarını, davacıların 2000 yılından bu yana hiçbir ödeme yapmadıklarını, davacılardan aidat alınmayacağına ilişkin bir genel kurul kararı bulunmadığını, Sarıyer için hiçbir ödeme yapmadıklarından herhangi bir kira kayıplarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacıların Sarıyer'deki konut için aidat ödemediklerinin sabit olduğu, davacıların yaptığı arsa ve bedel farkı ödemelerinin kooperatif tarafından davacılara iade edildiğini, dolayısıyla bu konutlar için ödenmiş bir bedel olmadığını, hiç ödeme olmadan aradaki farkın hesaplanarak davacılara verilmesinin mümkün olmadığını, davacıların tazminat talep etmelerinin ancak Sarıyer konutları için kısmi de olsa ödeme yapmış olmaları ile mümkün olduğunu, 2000 yılından 2013 yılına kadar hiç aidat istenmediği ve yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kooperatifin ... ve Sarıyer'deki arsaları 1986 yılı son aylarında satın aldığını, müvekkillerinin 1988 yılında üye olduklarında diğer ortakların daha önce yaptıkları ödemelere karşılık olarak 8.000,00 TL peşin ödeme yaptıklarını, iade edilen paranın arsa bedeli değil sadece arsa bedel farkı olduğunu, müvekkillere bu güne kadar arsa bedeli adı altında ödeme yapılmadığını, davacıların bazılarının Sarıyer'deki arsanın fiyat farkının tamamını ya da büyük kısmını ödediğini, arsa fiyat farkı olarak yatırdıkları ancak kooperatifçe iade olunan parayı almadığını, bazı üyelerin 11 milyon ETL tutarındaki aidatları kooperatife ödediklerini, bu paralar kooperatifçe iade edilse de müvekkiller tarafından geri almadığını, ödeme yapılmasının bizzat kooperatif tarafından engellendiğini, bilirkişilerin eksik inceleme ile karar verdiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından, davalı kooperatifin 1986 tarihinde kurulduğu, davacıların 28.10.1988 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararla ortaklığa kabul edildikleri, kooperatifin ... ve Sarıyer'de iki arsa aldığı, ...'deki arsada inşa edilen konutların davacılara da tahsis edildiği, davacıların Sarıyer'de inşa edilen konutlar için aidat ödemedikleri dolayısıyla tazminat hesabı yapılamadığı, aidat ödemeyen ortakların konut veya kira kaybı tazminatı isteyemeyecekleri gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekili Av. ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davacılar vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinden kaynaklı konut teslim edilmemesi sebebiyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23 ncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
3.1. Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsisi aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis ve teslim yapıldığı halde davacıya konut tahsis ve tesliminin yapılmaması gerekir. Bu husus, bu tazminatın istenebilmesinin ön koşuludur. Bu ön koşulun gerçekleşmesinden sonra, davacı için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceği, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli Dairemizin yerleşik uygulamalarında aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:
a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (toptan eşya fiyat endeksi "TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalıdır.
d-Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir.
Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.
Açıklandığı üzere, kooperatif üyesinin ödemelerini hiç yapmamış olması halinde tazminat talep etme hakkı bulunmamakta ise de, eksik ödeme yapmış olması durumunda kural olarak konut karşılığı tazminat talep hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
3.2. Dosya kapsamından, davacıların da aralarında olduğu ... konutlarından daire verilen 195 üyeye ayrıca Sarıyer'de bir konut verildiği halde davacıların Sarıyer konutları için dağıtımın dışında bırakıldığı, davalı kooperatifin davacılara verecek konutunun kalmadığı da sabittir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23 ncü maddesinde karşılığını bulan eşitlik kuralı gereğince kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Buna göre davacıların ...'de bir, Sarıyer'de bir konut sahibi olanlar ile aynı durumda olması gerektiği halde eşitlik kuralına aykırı olacak şekilde davalı kooperatif tarafından alınan kararlarla davacıların ödemeleri durdurularak bir kısım ödemenin iade edilmesi yoluna gidilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ... ve Sarıyer için ödemeler ayrıştırılmak suretiyle davacıların Sarıyer için ödeme yapmadığından bahisle hiç ödemesi bulunmadığının kabulü hatalı olmuştur. Öte yandan, davalı kooperatif tarafından bir kısım ödemelerin davacılara iade edildiği iddia edilmişse de bu hususta alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Davacı tarafça bir kısım müvekkili tarafından alınan ödemelerin arsa payı ödemesi olmadığı iddia edildiği halde bu itirazı karşılayacak şekilde bilirkişi raporu alınmamıştır.
3.3. Bu durumda mahkemece, davacılar ile aynı durumda olması gereken ...'de bir, Sarıyer'de bir konut sahibi olan bir üyenin toplam ödemesinin kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortak ödemesi olarak kabulü ile davacıların üye oldukları tarihten itibaren kooperatife yapmış olduğu tüm ödemeleri (... ve/veya Sarıyer ayrımı yapılmaksızın) hesaplanarak, bu ödemelerden kooperatif tarafından iade edilen bedeller tespit edilmesi halinde düşülmek suretiyle davacıların eksik ödemesinin bu şekilde hesaplanarak yukarıda 3.1. bentte gösterilen şekilde 6 lı formül hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz isteminde bulunan bir kısım davacılar lehine BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.