Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1519 E. 2024/2496 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşeron tarafından yükleniciye karşı açılan itirazın iptali davasında, yüklenicinin yaptığı mahsupların geçerliliği ve davacının bakiye alacağının olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı yüklenicinin, davacı taşeron adına yaptığı iddia edilen ödemelerin, davacı ile bağlantısı ve yetkisi araştırılmadan mahsubu yapılması, stopaj kesintisine ilişkin delillerin toplanmadan değerlendirilmesi ve SGK ödemelerinin hangi SGK koduna yapıldığına dair itirazların giderilmemesi nedeniyle eksik inceleme yapıldığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/292 E., 2023/57 K.

DAVA TARİHİ : 21.12.2017

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/867 E., 2020/727 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat Fırat Düğen geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı taşeron vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 09.08.2012 tarihli Elazığ-Arapgir ayrımı Ağın Yolu Ağın Köprüsü ikmal inşaat işi/çelik geçici ayaklar imalatı sözleşmesi ve 21.12.2012 tarihli Elazığ-Arapgir ayrımı Ağın Yolu Ağın Köprüsü ikmal inşaat işi/çelik montaj sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu işlerin yapıldığını ancak davalı tarafça bakiye iş bedelinin ödenmediğini, 816.879,95 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 1. İcra Müdürlüğü'nün 2017/6518 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödemeler yapılırken KDV miktarı üzerinden 2/10 oranında kesinti yapıldığını ve ilgili vergi dairesine yatırıldığını, ayrıca faturalardan %3 oranında stopaj kesintisi yapıldığını, söz konusu kesintilerin kanundan ve her iki sözleşmenin 7. maddesinden kaynaklandığını, sözleşmenin 7. ve 25.1 maddesi incelendiğinde her türlü işçilik, ücret, vergi, SGK primi ile iş yerinde çalışacak yüklenici personelin SGK ödemelerinin davacı tarafından karşılanması gerektiğinin belirtildiğini, söz konusu ödemeleri davacı yapmadığından, davalının yaptığını ve bu nedenle davacıya yapılan hak edişlerden bu ödeme bedellerinin mahsup edildiğini, davalının, davacıya ödemesi gereken bir borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/867 Esas, 2020/727 Karar, 31.12.2020 tarihli kararı ile özetle; davacının, davalı adına toplam 3.247.751,76 TL tutarında düzenlemiş olduğu faturaların her iki yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu kapsamda yapılan iş ve fatura bedeline yönelik bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacı taşeronun davalıdan bakiye fatura alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, toplanan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen kök ve ek rapor içeriği tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; işin ifası kapsamında olan vergi, SGK prim ödemeleri ile davacı yüklenicinin çalıştırdığı işçi ücretlerinin, taraflar arasındaki sözleşmenin 25.1 maddesi gereğince davacının sorumluluğunda bulunduğundan, davalı yüklenici tarafından davacı adına SGK’ya toplam 465.057,98 TL, yine davacının vergi numarası üzerinden davalı tarafından davacı adına Vergi Dairesi'ne toplam 394.788,98 TL, ayrıca SGK hizmet dökümlerine göre davacının işçisi olduğu anlaşılan işçilere toplam 383.754,16 TL, öte yandan davalı tarafından davacıya ve davacı adına üçüncü şahıs ve şirketlere yapılan ve belgesi sunulan 2.447.420,70 TL hak ediş ödemeleri ile davacı adına Vergi Dairesine yatırıldığı kanıtlanan 77.671,41 TL stopaj kesintisinin, davacının, davalı adına düzenlediği toplam 3.247.751,76 TL fatura bedelinden mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını davacı taşeron vekili süresinde istinaf etmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; SGK tarafından bildirilen herhangi bir kod ve ödeme bilgisi olmadığı halde, yalnızca davalının elindeki tek taraflı deliller üzerinden mahsup yapılmasının hatalı olduğunu, vergi dairesine yapıldığı iddia edilen 174.091,13 TL ödeme bakımından ise; vergi dairesince davalının ödeme yaptığını gösterir herhangi bir dekont, evrak sunulmadığını, davalının, tarafsızlığı tartışılır tek taraflı mühürsüz ve onaysız evraklarının hesaplamaya dahil edilerek, müvekkili alacağından haksız mahsup yapıldığını, sunulan evrakların aksi ispatlanabilir evraklar olup, bu haliyle direkt olarak hesaplamaya dahil edilmesinin hukuken hatalı olduğunu, işçilere yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin ise; mahkemece SGK Hizmet Dökümü istenmediğini, davalı evrakına dayalı olarak hesaplama yapıldığını, taraflar arasındaki anlaşma gereği sigorta prim ödemelerinin davalının sorumluluğunda olduğunu, yapılan ihtirazi kayıtsız ödemelerin de anlaşmanın bu şekilde olduğunu gösterdiğini, müvekkili tarafından stopaj kesintisi yapıldıktan sonra karşı tarafça da aleyhe şekilde mükerrer bir kesinti yapıldığının iddia edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla şayet davalı tarafça stopaj kesintisi yapılmış ise, bu kesintilere davalı tarafça dikkatli ve özenli bir tacir olarak dikkat edilmesi gerektiği halde dikkat edilmeden yapıldığını, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle; taraflar arasındaki 09.08.2012, 21.11.2012 tarihli sözleşmeler kapsamında davacı taşeronun ödemekle sorumlu olduğu kalemler ile taşeronun vergi borçları nedeniyle icra takibi öncesi ve sonrası davacı taşeron adına, davalı yüklenici tarafından yapılmış olan ödemelerin davacı alacağından mahsup edilmesinin usul ve yasaya uygun olmasına, yine davacının hak ediş alacağı ile bu hak ediş alacağının ödenmesine yönelik davacıya ve davacı adına yapılan ödemeler yönünden ise, hükme esas alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporun dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir nitelikte bulunmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını, davacı vekili temyiz etmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

TBK 470 vd maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.Davacı taşeron, bakiye iş bedelinin tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davalı tarafça davacı adına yapılan ödemeler toplamının talep edilen bakiye iş bedelinden fazla olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı adına ödeme olarak yapıldığı iddia edilen tediye makbuzları incelendiğinde, ödemeyi alan kişilerin davacı taşeron ile bağlantısının olup olmadığı, davacı adına tahsilat yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan bu makbuzlarda belirtilen miktarların davacı alacağından mahsup edilmesi doğru olmamıştır.

Davalı yüklenici, davacı adına 77.671,41 TL stopaj kesintisi yaparak davacı adına vergi dairesine yatırdığını savunmuş ve buna dair belgeleri ibraz etmiş, mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda da yapılan bu ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, davacı taşeron ek rapora itiraz dilekçesinde taraflarınca da stopaj kesintisi yapıldığını iddia ettiğinden buna dair delilleri toplanıp değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.

Davacı taşeron, davalının kendi adına yaptığı SGK ödemelerini de tarafları adına yapılmış ödeme olarak gösterdiğini, kendilerinin SGK kodunun “001” ile bittiğini, davalının “2302” biten kodu ile yapılan ödemelerin kabul edilmediğini belirtmiş olup, davalı tarafça sunulan SGK ödemeleri incelendiğinde bazı ödemelerin “001” ile biten SGK koduna, bazı ödemelerin ise “2302” ile biten SGK koduna yapıldığı anlaşılmış olup, davacı taşeronun SGK kodunun gerekirse ilgili SGK Müdürlüğünden sorulup, bu koda yapılan ödemelerin dikkate alınması gerekirken, bu konuda davacı itirazları giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.

O halde mahkemece yapılacak iş; az yukarıda belirtilen konularda gerekli olan bilgi ve belgeler toplandıktan sonra, söz konu konuların değerlendirilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, tarafların ek rapora itirazları olduğu takdirde bu itirazları giderir şekilde ek rapor alınması, alınacak ek raporun yetersiz görülmesi halinde gerekirse yeniden alanında uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret olmalıdır.

Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.“Değerlendirme” bölümünün “2” nci bendi uyarınca davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, “3” üncü bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

2.17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadelerine,

3.Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,

09.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.