Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1556 E. 2023/2813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konkordato tasdik kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyiz incelemesinde, konkordato toplantısında ret oyu kullanan alacaklıların itiraz eden alacaklı sayılıp sayılmayacağı ve istinaf hakkı bulunup bulunmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Konkordato toplantısında veya iltihak süresi içinde ret oyu kullanan alacaklıların İİK m. 308/a'da belirtilen "itiraz eden alacaklılar" kapsamında değerlendirilerek istinaf hakkına sahip oldukları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ret kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1576 E., 2023/26 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/204 E., 2022/239 K.

... olarak konkordato davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım alacaklılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım alacaklılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin plastik ürünlerin ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, gerçek kişilerin ise şirket ortağı ve şirketin borçlarına müşterek kefil müteselsil borçlu olduğunu, şirketin zaman içinde ekonomik durumunun bozulduğunu, sunulan konkordato projesi kapsamında borçlarını ödeyeceğini ileri sürerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Müdahil alacaklı vekilleri sundukları müdahale dilekçeleri ile davaya müdahil olmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait konkordato projesine ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nun 302 nci maddesinin birinci fıkrasında aranan oy çoğunluğunun sağlandığı, konkordato projesinin tasdik şartlarını taşıdığı gerekçesi ile konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı bir kısım alacaklılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Whıte Water West Industrıes Ltd. vekili istinaf dilekçesinde ; müvekkilinin alacağının konkordato projesine eksik yazıldığını ileri sürmüştür.

2- Akbank TAŞ vekili istinaf dilekçesinde; çekişmeli alacakların konkordato projesinin kabulü yönünde yasa ile aranan nisabın belirlenmesinde hesaba katılıp katılmayacağına, katılacak ise ne oranda katılacağına Mahkemece karar verilmesi gerekmesine rağmen davada bu usulün yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.

3-Ziraat Katılım Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde ; tasdik kararına konu projenin şirket kaynakları ile orantılı olmadığını, alacaklılara zarar verme ihtimalinin yüksek ve başarı ihtimali olmayan bir proje olduğunu ileri sürmüştür.

4- Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece tasdik yargılamasının duruşma gün ve saati usulüne uygun olarak ilan edilmediğinden kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.

5-Ziraat Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; toplantı nisabında bankanın alacağının dikkate almadığını, davacının mal varlıklarının borçları ödemeye ya da azaltmaya yeter seviyede olduğunu, davacıların, alacaklarının zarara uğratmak kastıyla tamamen haksız ve kötüniyetli olarak, takipleri engellemek ve süre kazanmak amacıyla konkordato talep ettiklerini ileri sürmüştür.

6-... A.Ş vekili istinaf dilekçesinde ; kayıt talebinde bulundukları alacak tutarının hem müvekkili banka kayıtları hem de davacıların defter ve kayıtlarıyla sabit olmasına rağmen davacı/borçlular tarafından tamamen kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, gerçek ve tüzel kişilerin birbirlerinden bağımsız olarak, konkordato projesi sunmaları ve tasdik şartlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

7-Yapı ve Kredi Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde ; mahkeme kararının davacının asıl amacının; alacaklıların alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmak olduğunu, projenin başarı ihtimali bulunmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alacaklı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş'nin istinaf başvurusunun süresinde olmadığından bahisle usulden reddine, Alacaklılar Türkiye Finans Katılım Bankası, Akbank, ... Ltd, ... Yangın Söndürme Sistemleri AŞ ve TC Ziraat Bankası vekilinin istinaf hakları bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince istinaf kanun yolu başvurularının usulden reddine, İstinaf yoluna başvuran Alacaklı ... A.Ş. ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş'nin davacılar ..., ..., ...'ın alacaklıları olmadığı anlaşıldığından bu davacılar yönünden istinaf taleplerinin usulden reddine, Alacaklı ... A.Ş. ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş'nin davacı Sipil İnşaat Şirketi yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklılar Ziraat Katılım A.Ş.,Türkiye Finans Katılım A.Ş., Yapı Kredi A.Ş., Garanti Bankası A.Ş, Ziraat Bankası A.Ş. ve Whıte Water West Industrıes vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı vekilleri temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri, İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 286 vd.

3-Değerlendirme

1- Alacaklı Yapı Kredi A.Ş. yönünden;

Konkordatonun tasdikine ilişkin Basın İlan Kurumu ilanının 14/06/2022, Ticaret Sicil Gazetesi ilanının 27/06/2022 tarihinde yapıldığı, alacaklı Yapı ve Kredi Bankası vekilinin istinaf dilekçesinin 14/07/2022 tarihinde sunulduğu ve istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedildiği görülmekle süresi içinde istinaf etmeyen alacaklının temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

2-Alacaklılar Türkiye Finans Katılım A.Ş. ve White Water West yönünden;

İcra ve İflas Kanununun 308/a maddesi uyarınca konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilir.

İİK’nın 304/1. bendinde ise itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır’’ cümlesine karşılık İİK’nın 302/7. fıkrasında ‘’konkordato projesinin konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.’’ denildikten sonra 302/son fıkrasında ‘’komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içerisinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikine uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.’’ düzenlemesi yer almış olup konkordatonun mahkemede incelenmesine raporun mahkemeye verilmesinden sonra İİK’nın 304/1. maddesi gereğince başlanılacaktır.

İİK’nın 302.maddesindeki iltihak süresi bittikten sonra komiser raporu düzenleneceğinden ve iltihak süresinde bildirilen alacaklar da kabul edilebileceğinden bu sürede yapılan itirazlar da kabul edilmelidir. Bu nedenle itiraz eden alacaklı kavramını dar yorumlayarak sadece duruşmadan 3 gün önce konkordatoya ilişkin alacaklılarla sınırlamak doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.

Kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olarak kabulü daha doğru bir yaklaşımdır. Bu bağlamda kanundaki "itiraz edenler" ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer.

Kanunun 302/7 maddesinde ise "toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur" ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun'nun 302/son maddesi gereğidir. Aksi halde iltihak süresi içerisinde alacağını bildirip oy hakkı verilen alacaklıya konkordatoya kabul oyu vermediği takdirde komiser raporu kabul ve ret oyları da nazar alınarak konkordato projesinin tasdik edilip edilmeyeceği belirleneceğine göre bu sürece katılan, oyu sonuca etkili olan alacaklıya aleyhine oluşacak bir sonuca karşı yorum yoluyla kanun yoluna başvurma olanağı tanınmaması usul kuralları ile bağdaşmayacaktır. Çünkü usul hukukunun en temel ilkelerinden biri herhangi bir talep hakkında hukuki yararının bulunması ve talepte bulunanın haklarının ihlal edilmiş olmasıdır. Hukuki yararı bulunan ve hakkı ihlal edilen alacaklının buna karşı herhangi bir yasa yoluna başvuramayacağını kabul etmek Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ihlali niteliğindedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 başvuru sayılı kararında mahkemeye erişim hakkının İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ‘’Adil Yargılanma Hakkının’’ en temel unsuru olduğu kanun yolları bakımından ‘’Hukuki Belirlilik’’ ilkesinin ihlali sureti ile mahkemeye erişim hakkının kullanılmasının önlenemeyeceği sonucuna varmıştır.

Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; toplantıya katılıp ret oyu kullanan alacaklı veya toplantıya katılmadığı halde ret oyu kullanan alacaklıların itiraz eden alacaklı kavramına dahil olduğu ve mahkemece verilen karara karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecekleri kabul edilmelidir.

Somut olayda, alacaklı Türkiye Finans Katışım AŞ. Ve White Water West’in toplantıya katıldığı ve red oyu kullandığı, müdahale dilekçesinde konkordatonun reddini talep ettiği ve aşamalarda konkordatoya itirazları bulunduğu anlaşılmış olup bu durumda yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda istinaf haklarının bulunduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin Türkiye Finans Katılım AŞ. Ve White Water West istinaf taleplerinin reddine karar vermesinde isabet bulunmamış olduğundan kararının bozulmasına, istinaf incelemesi yapmak üzere dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

6-Bozma nedenine göre, diğer alacaklıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

1-Alacaklı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2-Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2-Bozma nedenine göre, diğer alacaklıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Konkordatonun mahkemede incelenmesi 2004 sayılı icra ve İflas Kanunu (İİK) 308. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre; komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 nci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. (İİK 308/1) Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz. (İİK 308/2)

Sözü edilen 288. maddede geçici mühletin ilanı düzenlenmiş olup, 304. maddede sözü edilen ilan ise sonraki aşamada kesin mühlet içinde konkordato talebi incelenmek üzere yapılacak duruşma ile ilgili yeni bir ilandır. 288. maddeye göre ilandan söz edilmesi ilanın ne şekilde olacağına dair düzenleme içeren bir atıf maddesidir. İtiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri şartıyla duruşmaya katılabilecek olmaları 304. madde gereğince yapılacak duruşmadan önce itirazların bildirilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bu son ilan üzerine yazılı itirazların bildirilmemiş olması 304. madde kapsamında itirazların bildirilmemiş olması sonucunu da ortaya koyduğu kadar duruşmaya katılabilmeyi mümkün olmaktan da çıkarmaktadır.

Açıklanan nedenlerle konkordatoya ret oyu kullanmak ve buna ilişkin gerekçelerini bildirmiş olmak İİK 304. madde kapsamında konkordatonun mahkemece incelenmesi aşamasıyla ilgili bildirilmiş bir itiraz anlamına gelmeyecektir.

Diğer yandan 304. madde kapsamında yapılacak itiraz, ret oyu kullanma aşamasından sonra gerçekleşen işlem ve aşamaları da kapsayan ve komiserin son raporunu da değerlendiren bir beyan olacağından ret oyu kullanma nedeniyle bildirilen itirazlar ile 304. madde kapsamında bildirilen itirazlara esas dayanakların kapsadığı bütünlük ve muhteva itibarıyla da aynı olmadığı açıktır.

"Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır." (İİK 308/a)

Kanun yolunun düzenlendiği bu hükme göre itiraz eden alacaklılar istinaf yoluna başvurabilecek bunun karşı anlamıyla itirazlarını bildirmeyen alacaklılar istinaf yoluna başvuramayacaktır. Burada sözü edilen itiraz İİK 304. madde kapsamında yapılacak itiraz olup bu madde kapsamına uygun biçimde duruşmadan en az üç gün önce itirazlarını bildirmeyen alacaklılar öncesinde gerekçelerini belirterek ret oyu kullanmış olsa bile İİK 304. madde kapsamında itiraz etmiş sayılamayacağından istinaf yoluna başvuramayacaktır.

Kanunun öngörmediği bir yasa yolu ve yasa yoluna başvuru hakkı yorum yoluyla da olsa kabul edilemez. İİK’nın 308/a maddesindeki düzenleme de 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) kabul ettiği anlamda temel hak niteliğindeki hak arama özgürlüğünü kullanmayı “itiraz” şartına bağlamıştır ve bu durum da Anayasa’ya uygun bir sınırlama yöntemi olup, “itiraz eden alacaklı” deyiminden İİK’nın 304. maddesinde belirtilen alacaklıları kabul etmek, hak arama özgürlüğünün ihlâli olarak değerlendirilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarih 2022/6-1040 esas, 2022/1578 karar sayılı kararı)

Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı White Water West Industries Ltd. Ve Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. süresi içinde İİK 304. madde kapsamında itirazlarını bildirmiş olmadığından tasdik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.

Bölge adliye mahkemesince bu esaslara uygun biçimdeWhite Water West Industries Ltd. Ve Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. yönünden istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup buna ilişkin kararın onanması ve Ziraat Katılım A.Ş ve Garanti Bankası A.Ş. yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan, ret oyu kullanmış olması itiraz eden alacaklı sayılmak için yeterli kabul edilmek suretiyle White Water West Industries Ltd. ve Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. yönünden istinaf itirazları incelenmek üzere kararın bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.