"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2003-2020 yılları arasında davalı kooperatifte yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, müvekkilinin huzur hakkı alacağının aidat borcuna karşılık kabul edildiğini, davalı kooperatifin 15.12.2020 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan karar uyarınca müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çıkarma kararının kanuna ve ana sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 3 aylık yasal süresinde açıldığı, ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde yasa ve anasözleşmeye aykırı bir yön tespit edilmediği, davacı yanın davalı kooperatife borcunun bulunduğu ve ödeme iddiasının ispatlanamadığı, çıkarma kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin huzur hakkının aidat borcuna mahsup edildiğini, itirazların karşılanması için ek rapor alınmadığını, kooperatif muhasebe kayıtlarının incelenmediğini, müvekkilinin davalı kooperatifin banka hesabına ve doğrudan kooperatife ödeme yaptığını, 5 yıl içinde talep edilmeyen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kooperatiften uzaklaştırmak için ödendiği tartışmasız olan aidatların ödenmemiş gösterilerek verilen ihraç kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihtarname ile 31.12.2019 tarihli borç tutarının değil, bu borçtan 31.08.2020 tarihine kadar davacının huzur hakları alacaklarının mahsubuyla oluşan borcun ödenmesi istendiği, ihtarnamede ödeme günü üzerinden 30 gün geciktirilmiş borcun istenmesi koşuluna uyulmadığı, bu ihtarnameye dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; son borcun ve gecikme cezasının 31.12.2019 tarihli olduğunu, ihtarnamelerin kanun ve ana sözleşmede belirtilen 30 günlük süreye uygun olduğunu, davacının ihtarnamenin çekildiği 24.09.2020 tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, huzur hakkını davacının yaptığı ödemeymiş gibi değerlendirerek ihtarnamenin süre konusunda usule uygun olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.