"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki genel kurulda alınan ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, yeniden hüküm tesis ederek, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davacı asıl ve davalı kooperatifin başkanı ...'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 04.11.1992 tarihinden beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davacının aidat borcunun olduğu gerekçesiyle davalı kooperatifin 10.06.2017 tarihli genel kurulunda oy çokluğu ile üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararının ortaklar arasında hak ve vecibelerin eşitliği ilkesine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu, bu kararın kooperatifin kuruluşundan bu yana yükümlülüklerini aksatan ve halen aksatmakta olan üyeler sırf yönetim kurulu üyelerine yakınlıkları nedeniyle hiçbir yaptırımla karşılaşmaksızın üyeliklerine devam ederlerken, yıllarca üyeliğin yükümlülüklerini yerine getirerek kooperatifin yükünü üstlenmiş davacı gibi üyeler yönetimin hukuka aykırı ... ve işlemlerine karşı olmaları nedeniyle üyelikten çıkarılmakla karşı karşıya kaldıklarını ileri sürerek, davalı kooperatifin 10.06.2017 tarihli genel kurulunda davacı hakkında alınan ihraç kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı hakkında yönetim kurulu kararına karşı 10.06.2017 tarihinde yapılan genel kurulda itiraz ettiğini, itirazın oy çokluğu ile reddedildiğini, davacının bu kararın iptalini istediğini, genel kurul kararlarına karşı dava açma süresinin 30 gün olduğu halde davanın 28.08.2017 tarihinde açıldığından zamanaşımına uğradığını, davacının anılan genel kurula bizzat katıldığını, karara karşı şerh yazdığını, bu nedenle kararı öğrendiği tarih 10.06.2017 olup, tebligat yapılmasına gerek bulunmadığını, davacının aidat ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı üyelikten çıkarıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen her iki ihtarnamenin de borcun tereddüte yer vermeyecek şekilde hangi aylara ilişkin olduğu varsa asıl borç ve faiz miktarlarının açıkça belirtilmediği, bu nedenle ihtarnamelere dayalı olarak verilmiş bulunan 06.10.2017 tarihli genel kurul ihraç kararının geçerli olmadığı, davacı yönünden iptal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı kooperatifin ortaklığından çıkartılmasına ilişkin 10.06.2017 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; dava tarihi itibari ile davalının üyeliği son bulduğunu, anasözleşmede gösterilmiş usule göre yapılmış 2 ihtardan sonra yönetim kurulunun 06.05.2016 tarihli kararı ile üyelikten çıkarıldığını, bu kararın 10.05.2016 tarihinde kendisine noter aracılığı ile tebliğ edildiğini, davacının 3 ay içinde genel kurula veya mahkemeye başvurma hakkına sahip olup tebligattan itibaren 3 aylık süre içinde genel kurula kararın kaldırılması için genel kurula başvurduğunu, genel kurulda yapılan oylama sonucu davacının talebinin kabul görmediğini ve üyelikten çıkarma işleminin kesinleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceğinin düzenlendiği, bir aylık sürenin hak düşürücü süre olduğu, kooperatif yönetim kurulunun 06.05.2016 tarihli ihraç kararının itirazı üzerine genel kurulca alınan 10.06.2017 tarihli genel kurul kararına karşı 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın HMK’nın 114/2 maddesi uyarınca özel dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının genel kurula katılsa dahi ortağın ortaklıktan çıkarıldığına dair kararın tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkilinin 10.06.2017 tarihli genel kurul kararının iptalini talep ettiğinden dolayı Kooperatifler Kanunu’nun 16 maddesi ve anasözleşmenin 14. maddesine göre yasal düzenleme uyarınca 3 aylık süre içinde davanın açıldığını, müvekkiline gönderilen ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı kooperatifin genel kurulunda alınan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16, ve 53 ncü maddesi, Kooperatif Anasözleşmesinin 14 ncü maddesi
3. Değerlendirme
3.1. Genel kurul kararları aleyhine hangi usullerle dava açılabileceği Kooperatifler Kanununun 53. maddesi ile belirlenmiştir. Ancak kooperatif genel kurullarında ortağın şahsını ilgilendiren ihraç kararının alınması halinde ortağın toplantıya katılıp katılmadığına bakılmaksızın bu kararın ortağa tebliği gerektiği gibi hak düşürücü süre de anılan kanunun 16. maddesi gereğince üç aydır. Üç aylık hak düşürücü dava açma süresi genel kurul kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
3.2. Somut olayda, genel kurulda alınan ihraç kararının davacıya tebliğ edilmediği, ancak genel kurul tarihinden itibaren üç aylık sürede davanın açıldığı görülmüştür. Bu durumda, davacının ihraç kararının iptal davasını hak düşürücü sürede açmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3.3.Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda "Değerlendirme" kısmında 1 ve 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.