Logo

6. Hukuk Dairesi2023/386 E. 2023/1260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yüklenici firma ile iş sahibi idare arasında, yapılan hastane inşaatına ilişkin teminat mektuplarının iadesi, kesin hesap farkı ve ayıplı imalat bedellerinin tahsili taleplerinden doğan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yapılan fazla ödemenin müteahhitten tahsiline karar verilmiş ise de, çatı imalatları ile taşıyıcı sistemlerdeki ayıp iddialarının ispatlanamaması, yapının uzun süredir kullanılıyor olması ve bozmaya uyularak yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde ayıp giderim bedelinin tazmini istemlerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmeyerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince birleşen 2004/145 Esas sayılı dosyanın kısmen kabulüne, diğer davaların reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-birleşen davada davalı ... İnşaat Tic. Müş. Ltd. Şti. vekili ile davalı-birleşen davada davacı ... vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket taahhüdünde yapılan Erzurum ... ... Hastanesi Tamamlama İnşaatının 2000 yılında yapılarak geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını, taraflarca tanzim ve imza altına alınan kesin hesabın Erzurum İnşaat Emlak Başkanlığı'nca tasdik edilerek 22/02/2001 tarihinde Ankara İnşaat Emlak Daire Başkanlığına sunulduğunu, sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 40. maddesi gereği kesin hesapların 6 ay içerisinde incelenip onaylanması gerektiğini, bu süre geçtikten sonra idarenin kesin hesabı değiştirme yetkisi bulunmadığını, idare tarafından kesin kabul esnasında belirtilen kusur ve eksikliklerin verilen süre içerisinde tamamlandığını ve giderildiğini, ayrıca müvekkili şirkete herhangi bir ceza tatbik edilmesinin söz konusu olmadığını, buna karşılık MSB Erzurum İnşaat Emlak Başkanlığının 09/10/2002 tarih ve 6101-668-02/İnş.Ş.1888 sayılı yazısı ile onaylı kesin hesaplara göre 960.160.143.060-TL borç bulunduğu belirtilerek borcun 04/11/2002 tarihine kadar yatırılması, aksi takdirde borcun teminattan karşılanacağının bildirildiğini, itirazları üzerine 30/05/2003 tarih ve 6101-238-03/İnş.Ş(780-6) sayılı yazısında bu defa başka bir emir ilgi gösterilerek kesin hesap ile 656.784.848.038-TL borç bulunduğunun bildirildiğini, yapılan işlemin sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek toplam 441.404.087.000-TL tutarındaki 31 adet teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Birleşen 2004/145 Esas sayılı davada davacı iş sahibi vekili dilekçesinde; davalının taahhüdünde yapılan Erzurum ... ... Hastanesi İnşaatına ait kesin hesabın BİGŞ'nin 40. maddesi uyarınca incelenerek müteahhidin idareye 656.784.848.038-TL borçlu bulunduğunun tespit edildiğini, BİGŞ'nin 39.ve 40.maddeleri gereği firmanın yaptığı itiraz değerlendirilerek onaylanan kesin sonucuna göre tanzim olunan kesin hakedişin firmaya tebliğ edilmesine karşılık firmanın kesin hesabı imzalamadığını ve borcu ödemediğini, teminat mektuplarının iadesi için dava açtığını, İdarede bulunan teminat mektuplarının bedelinin 441.404.087,000-TL olduğunu, yüklenici firmanın kesin hesap sonucu idareye borcunun 656.784.848.038-TL olduğunu, teminat mektuplarının nakte çevrilmesi halinde yüklenicinin idareye 215.380.761.084 YTL borçlu olduğunun 26.01.2004 tarihli 1129 sayılı yazı ile yükleniciye bildirildiğini, açıklanan nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 656.784.848.038-TL kesin hesap alacağının kesin hakedişin onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

3.Birleşen 2005/308 Esas sayılı davada davacı iş sahibi vekili dilekçesinde; Erzurum ... ... Asker Hastanesinin tamamlama inşaatı işinin aynı şirketler grubuna ait ... İnş. Ltd. Şti. ve ... İnş. Ltd. Şti. yükleniminde iki ayrı sözleşme kapsamında inşaa edildiğini, hastane inşaatı işinin 10 Ocak 1995 tarihli sözleşmeyle ... İnş. Tic. Müş. Ltd. Şti. taahhüdüne bağlanarak inşaatın kesin kabulünün 30/11/2000 tarihinde yapıldığını, tamamlama inşaat işinin ise 17 Şubat 1999 tarihli sözleşme ile ... İnş.Ltd.Şti taahhüdüne bağlanarak inşaatın 02/08/2001 tarihinde kesin kabulünün yapıldığını, iki ayrı sözleşme kapsamında inşaatı yapılan çatılarda 03/01/2002 ve 24-25 Mart 2002 tarihinde meydana gelen hasarların yüklenici tarafından giderildiği, ancak 05-06 Nisan 2003 tarihinde hastanenin ameliyathane, yoğun bakım ünitesi, röntgen ve acil hizmet polikliniği çatılarının fırtına nedeniyle hasar gördüğünü hasarın kalıcı olarak onarılmasının istendiğini olumsuz cevap verilmesi nedeniyle idarece onarım ihalesi yapılarak 277.911.800.000.TL ödeme yapıldığını, 05-06 Mart 2004 tarihinde esen şiddetli rüzgar nedeniyle daha önce onarımdan geçen bölümler dışında kalan bölük yemekhane binası ile 2.kademe binası çatısında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/139-92 D.iş tespit dosyasında tespit sonucunun her iki firmaya bildirildiğini, firmaların hasarı gidermediğinden onarımlarının ihale yoluyla yapıldığını, BİGŞ'nin 23.maddesine göre müteahhidin yaptığı işlerden kesin kabulün yapıldığı tarihten başlayarak 5 yıl süresince sorumlu olduğunu belirterek talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile 1.591.697.165.176-TL'nın .... Ltd. Şti'den en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

4.Birleşen 2005/384 Esas sayılı davada davacı iş sahibi vekili dilekçesinde; davacı ... ile davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 10/01/1995 tarihli sözleşme gereği davalının Erzurum ... ... ... Hastanesinin bir kısım bölümlerinin inşasını üstlendiği, işin kesin kabulü ile 30/11/2000 tarihinde yapılarak binanın hizmete açıldığı, birkaç yılın geçmesi ile hastanenin bazı bloklarında betonarme taşıyıcı sistemde çatlaklar görüldüğü, K Blok için Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Bölümünce verilen raporda yapının deprem güvenliğinin olmadığı ve güçlendirme yapılması gerektiğinin belirtildiği, ilgili alanın 38.000 m² olup yapılan projelendirme ve hesaplanan 7.635.720,00-TL zararının olduğunu ifade ile bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde; davacının ileri sürdüğü hususların haksız, fiili ve hukuki duruma aykırı olduğunu, ikinci kez incelenip onaylanan kesin hakedişe göre müteahhidin 656.784.848.038-TL borcu bulunduğu tespit olunarak müteahhit firmaya tebligat yapıldığını, müteahhit firmanın itirazları nedeniyle kesin hesabın tekrar incelendiğini ve itiraza konu olan imalatlar hakkında yapılabilecek ilave bir işlem bulunmadığının belirlendiğini, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 54 ve 55. maddeleri uyarınca alınan teminat mektupları üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması için itirazda bulunulduğunu, kesin hesap dosyası ve inşaat mahallinde yapılan incelemeler sonucu projede olduğu halde yaptırılmayan eksik veya hatalı yaptırılan bazı imalatların olduğunu, mevcut koşullarda 2886 sayılı İhale Kanunu'nun 54 ve 55.maddeleri uyarınca verilen teminatların sözleşmenin 23.maddesi gereği nakde çevrilmesinin Kanunun ve sözleşmenin amir hükümleri gereği olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Birleşen 2004/145 Esas sayılı davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; inşaatın 2000 yılında tamamlandığını, geçici kabulün 30/11/2000 yılında yapıldığını, müteahhit ve kontrol teşkilatı tarafından hazırlanan kesin hesaba itirazları neticesinde son olarak 30/04/2003 tarihli yazı ile usulsüz şekilde kesin hakedişten 656.784.848.038 TL borç bulunduğu ve borcun 12/05/2003 tarihine kadar yatırılmasının istendiğini, idarece yapılan işlemin kanuna, sözleşmeye, ticari örf ve adete, hukuk devleti gereklerine aykırı olduğunu, müvekkilinin idareye herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Birleşen 2005/308 Esas sayılı davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen hasarların müvekkili şirketin sorumluluğu kapsamında düşünülemeyeceğini, davacı idarenin hiçbir zaman dava konusu çatıların tamamının onarıma muhtaç olduğunu iddia etmediği gibi kendilerine bir bildirimde bulunmadığını, sadece 2. kademe binası ile hemşire lojmanında yaklaşık 800 m² lik bölümde hasar olduğunu bildirdiğini bu maliyetin 48.000.000.000 TL olacağını, işin tamamlanarak usulüne uygun olarak teslim edildiğinden bundan sonraki aşamada müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.Birleşen 2005/384 Esas sayılı davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; kesin kabulün 30/11/2000 tarihinde yapıldığını, kesin hakedişin 22/02/2001 tarihinde Ankara İnşaat Emlak Daire Başkanlığına sunulduğunu, idarece kesin hakedişin altı ay içerisinde incelenerek sonuçlandırılması gerektiğini, aradan beş yıl gibi bir sürenin geçmiş olmasından ötürü müvekkili aleyhine sorumluluğa gidilmeye çalışılmasının sebepsiz zenginleşme ve kötü niyeti gösterdiğini, farazi bir zararın tazmininin istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 2003/336 Esas, 2013/245 Karar sayılı kararıyla; sözkonusu işe ait 29 adet hakediş yapılıp ödendiği, ara hakedişler acele hesap yapılmış ödemeler olduğundan sonradan düzeltilebilir ve müteahhide fazla ödeme yapılmış olması kazanılmış hak oluşturmayacağı, kusurlu inşaat için geçici istihkak ödenmiş ise her safhada geri alınabileceği, mahallinde 14/11/2008 tarihinde yapılan keşifte imalatların tek tek incelendiği, iki kesin hakediş arasında miktar farklılıklarının olduğu, tarafların proje değer ve boyutlarında sehven yapmış oldukları hatalı alımlardan kaynaklandığı, kesin hak edişlerde hata olduğu gibi idare tarafından yapılan düzeltmelerde de hataların olduğu, hastane binası inşaatında, bölük er pavyonu inşaatı, yemekhane binası inşaatında hesaplama hatalarının olduğu, yeniden düzenlenen ve hak edişlere göre tarafların alacak borç durumlarının tekrar hesaplandığı proje ve idare kontrol teşkilatının denetimi altında gerçekleştirilen ve hakedişlere dahil edilerek ödenen imalatların tek yanlı olarak yok sayılmasının yerinde olmayacağı, zamanında ve imalatın fiilen gerçekleştirilmesi aşamasında ve usulüne uygun olarak düzenlenen ataşmanların da tek taraflı değiştirilmesinin mümkün olmayacağı ve buna göre bilirkişilerin yaptığı hesaplama sonucunda asıl dava yönünden davacı şirketin davalı idareye fazla ödemeden kaynaklı borcunun 405.037,52 TL olduğu, birleşen davalardan Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 esas sayılı dosyasında davacı idarenin davalı şirketten 405.037,52.TL alacağının bulunduğu alacağa idarenin fazla ödemenin yatırılması için bildirdiği tarih olan 12/05/2003 tarihinden itibaren faiz uygulanmasının gerektiği, birleşen Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/308 Esas ve Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/384 Esas sayılı dosyasında davacı idarenin alacağının bulunmadığı anlaşıldığı, asıl davanın kısmen kabulüne, davalı idarenin alacağı olan 405.037,52 TL asıl alacağın mahsubundan sonra kalan 36.366,57 TL kadar teminat mektubunun iadesine, birleştirilen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyasında açılan davanın kısmen kabulü ile, 405.037,52 TL'nin 12/05/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleştirilen Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/308 Esas ve birleştirilen Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/384 Esas sayılı dosyasında açılan davaların reddine karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 2003/336 Esas, 2013/245 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 06.07.2015 tarih ve 2014/5597 Esas, 2015/3958 Karar sayılı ilamında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 10.05.1995 tarihli hastane yapım inşaatı işine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, inşaatın 20.09.1999 tarihinde geçici kabulü, 30.11.2000 tarihinde kesin kabulü yapıldığı, kesin hesaplarda taraflar anlaşamadığından uyuşmazlık çıktığı, mahkemece kesin hesabın çıkarılması istenildiği, bu aşamada binanın çatısında ve duvarlarında oluşan hasar nedeniyle taraflarca hasarların nedeni araştırıldığı, ancak hasar konusunda anlaşma sağlanamadığı, eldeki davada kesin hesabın çıkarılması, ayıplı imalâtın saptanması, teknik ve uzman bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden mahkemece bilirkişi görüşünün alınması isabetli olduğu, ne var ki, alınan raporda teknik konularda inceleme yapılmadan ve afaki yorumla sonuca varıldığı, bu haliyle rapor yeterli incelemeyi içermediğinden hükme dayanak alınamayacağı, yüklenicinin eseri fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine ve amacına uygun tamamlayarak teslim etmekle yükümlü olduğu, mahkemece yapılması gereken işin; aralarında statikçinin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılarak, sözleşme ve dosyadaki belgeler, tespit raporları, idarenin dayandığı Boğaziçi Üniversitesi'nden alınan raporlar birlikte değerlendirilmek suretiyle eserin ayıplı olup olmadığı, ayıbın nedenleri ve az yukarıda değinilen yüklenicinin özen borcu ile iş sahibinin, gerek proje ve gerek inşaat yapım aşamasında uyarı görevinin bulunduğu ve bu görevini yapmadığı gözetilerek ayıpların ortaya çıktığı tarihe göre bedelini hesaplatmak, yine taraflar arasındaki kesin hesabı denetime elverişli bir biçimde yeniden çıkartmak, taraf itirazları olduğunda bunları cevaplandırmak üzere gerektiğinde ek rapor almak olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; taraflar

arasında akdedilen Sözleşmenin 4. maddesine göre Sözleşmenin ekleri olan Bayındırlık İşleri

Kontrol Yönetmeliği ile Bayındırlık işleri Genel Şartnamesinin ilgili hükümleri gereğince kontrol teşkilatı tarafından düzenlenerek ödemesi yapılan ara hakkedişlerle yapılan

ödemelerde maddi hata ve kesin hesap tespitlerine nazaran fazla ödeme tespit edildiği, bu

fazlalığın işin yapımındaki ayıp ve eksiklikten kaynaklanmadığı, sonuç itibariyle fazla

ödemenin müteahhide yapılmış olması nedeniyle geri tahsilinin gerektiği, yapılan hesaplamalara göre davacı müteahhidin davalı idareye 48.994,82 TL borcu olduğu kanaatine varıldığı ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre teminat mektuplarının iadesi koşulları gerçekleşmediğinden, asıl davanın reddine, birleşen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyasında açılan davanın 48.994,82 TL üzerinden kısmen kabulü ile 12/05/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, birleşen Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/308 Esas ve birleşen Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/384 Esas sayılı dosyalarında açılan davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-Birleşen Davalar Davalı Yüklenici Vekili Temyiz Dilekçesinde;

1.Davalı idarenin alacak ve tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu, eksik ve ayıplı imalattan söz edilemeyeceğinin tüm bilirkişi raporlarında tespit edildiğini, yapım işinin 1999 yılı içinde tamamlandığını, yüklenici ve idare yetkililerince yerinde denetlenerek hesabı yapıldığını, ataşmanları ve tartı tutanakları Ankara İnşaat Emlak Bölge Başkanlığının 2000 yılı öncesine ait inşaat emlak prensipleri uyarınca hesaplanıp düzenlendiğini, doğru hesabın da bizzat yapım işi ihalesinin bulunduğu yerde, Erzurumda 2000 öncesi prensip emirlerine göre yapılan bu hesaplama olduğunu, ancak, kesin hesaptan tam 3 yıl sonra 2003 yılında MSB Ankara İnşaat Emlak Bölge Başkanlığı 2003 yılına ait inşaat emlak prensiplerini dikkate alınarak yaptığı hesaplama ile yüklenici firmaya fazladan ödeme yapıldığı sonucuna ulaşıldığını, bu nedenle fazla ödeme iddiasının dayanaksız olduğunu, fazla ödeme olarak nitelendirilen hesabın yukarıda belirtilen dönemsel prensip emirlerinin yanlış uygulanmasından kaynaklandığını, idarenin 2000 öncesine ait yapım işine 2003 yılına ait inşaat emlak prensip emirlerini uyguladığını, neticede ortada eksik veya ayıplı bir imalat bulunmadığını,

2.Davalı idarenin alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, BK.'nın 66. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca zarar görenin verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonda hakkın düşeceğini, kesin hesabın Erzurum İnşaat Emlak Başkanlığınca tasdiki 22/02/2001 tarihinde yapıldığını ve öğrenme koşulu bu tarihte gerçekleştiğini, bu nedenle dava ikame süresinin de 22/02/2002 tarihinde dolduğundan davalı idarenin, birleşen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004 yılında ikame ettiği 2004/145 Esas sayılı dosyasındaki alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, İlk Derece Mahkemesi kararının, birleştirilen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

2. Davalı-birleşen davalar davacı idare vekili temyiz nedenleri;

1.Birleşen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyasında 656.784,85-TL tutarında kesin hesap borç miktarı, bazı imalatların yerinde hiç yapılmaması veya eksik yapılmasından, ataşman sayfalarında belirtilen bazı imalatların ölçülerinin yerinde yapılan ölçümlerle farklılık göstermesi nedeniyle, metrajlarının rakamsal miktarlarının abartılmış olması veya imalatlarının metraj sayfalarında mükerrer olarak alınmasından kaynaklanan dava olduğunu, söz konusu usulsüzlükler ve farklılara dair haklılıkları ortadayken davanın kısmen reddine dair karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu iş ticari iş niteliğinde olmakla kabul edilen miktara reeskont faizi uygulanması gerekirken yasal faize hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu,

2.Birleşen Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/308 Esas sayılı dosyasında; Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 2004/66-53 D. İş ve 2004/75-60 D. İş ile Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 2004/125-107 D. İş sayılı tespit dosyalarında ve alınan bilirkişi raporlarında yüklenicinin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerinde dava açıldığını, davanın reddinin hakkaniyete aykırı olduğunu,

3. Birleşen Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/384 Esas sayılı dosyasında hastanenin betonarme taşıyıcı sisteminde çatlaklar görülmesi ve Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Bölümü tarafından verilen raporda yapının deprem güvenliğinin olmadığı ve güçlendirme yapılması gerektiği belirtilmesi üzerine meydana gelen zararın yüklenici şirketten tahsilini talep etmelerine rağmen davanın reddine karar verildiğini, bahse konu bina ile ilgili olarak devir sonrası Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından 06.03.2018 tarih 64296492 barkotlu yazısı ile gönderilen Selçuk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen teknik rapor bulunduğunu, söz konusu raporun sonuç bölümünde de '' Yapıda kullanılan beton malzeme kalitesinin (ortalama 3-5 MPa ) seviyesinde olması'' ve ''Kolonlarda önemli oranda gevrek eleman bulunması'' gibi sebeplerden yetersiz bulunduğu, mevcut beton kalitesi ile güçlendirilebilmesinin mümkün olmadığı ve yıkılmasının daha uygun olacağı bildirildiğini, halihazırda 20 küsur yıllık bir bina hakkında yıkım tavsiyesi bulunması söz konusu yapım işinin uygun halde yapılmadığının ispatı niteliğinde olup bahsi geçen raporun evvelce dosyaya sunulduğunu, anlaşılacağı üzere 2006 yılında dahi binanın depreme dayanaklı olmaması sebebi ile dava ikame edilerek güçlendirme masrafları talep edildiğini; buna rağmen yerel mahkemece verilen kararda binanın halihazırda kullanıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada teminat mektuplarının iadesi, birleşen davada kesin hesap borcunun tahsili, birleşen diğer davalarda da ayıp giderim bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 355. ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Asıl dava, eser sözleşmesi uyarınca verilen kesin teminat mektuplarının iadesi istemiyle açılmıştır. Davalı kesin hesaptan davacının borçlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davasında, kesin hesap borcunun tahsilini, birleşen diğer davalarda da çatıda meydana gelen ayıp bedeli ile binada oluşan çatlaklıklardan kaynaklanan ayıpların giderilme bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

3.Taraflar arasındaki uyuşmazlık 10.05.1995 tarihli hastane yapım inşaatı işine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Sözleşme konusu inşaatın 20.09.1999 tarihinde geçici kabulü, 30.11.2000 tarihinde kesin kabulü yapıldığı, kesin hesaplarda taraflar anlaşamadığından uyuşmazlık çıktığı anlaşılmaktadır.

4.Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda; hakediş dokümanları ile hesap cetvelleri üzerinde yapılan araştırma neticesinde; teminat mektubu iadesi koşulları oluşmadığı, kontrol teşkilatı tarafından düzenlenerek ödemesi yapılan ara hakedişlerle yapılan ödemelerde maddi hata ve kesin hesap tespitlerine nazaran fazla ödeme tespit edildiği, bu fazlalığın işin yapımındaki ayıp ve eksikliklerden kaynaklanmadığı, müteahhitin bu çerçevede hileli bir işlemi tespit edilmediği, yapılan yanlış hesaplama nedeniyle yüklenicinin 48.994,82 TL idareye borçlu bulunduğu, yapılan bu fazla ödemenin iadesi gerektiği anlaşılmıştır.

5.İş sahibinin iddia ettiği ayıptan ... zararın ispatlanabilmesi ve hesaplanabilmesi amacıyla yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde; kusurun tespiti için gereken kriterlerin, kullanılan malzemenin, projenin yerindeliği ve projeye uygunluğun tespitinin mevcut tespit raporları ile sağlanamadığı, dava konusu yapının idare kontrol mühendisleri denetimi altında tamamlandığı, kesin kabule kadar kusur iddiasında bulunulmadığı, idarenin yapının inşaası esnasında kontrol görevi dışında eserden numune alma yükümlülüğü de bulunduğu, dosya kapsamında numunelere rastlanmadığı, çatı imalatları ile hasar ve

onarımına bağlı yükleniciden onarım bedellerinin tahsilini gerektirecek kusurun

tespit edilemediği, taşıyıcı sistemlerdeki kusur iddiasına ilişkin olarak Boğaziçi Üniversitesince ... Mühendislik firmasına hazırlatılmış olan raporun davalı ve davacı arasındaki probleme tam olarak cevap vermediği, tüm yapı yönünden tespit ve hesaplama yapılmadığı, yalnız K bloktaki bir kat için tespit ve hesaplama yapıldığı, bu tespitin tüm bloklara şamil edilmesinin teknik açıdan mümkün olmadığı, somut olayda yapım ve kesin kabulden sonra geçen sürenin uzunluğu, yapının aradan geçen sürede kullanılmaya devam edilmesi, statik açıdan yapının ayıplı olup kesinti yapılması gerektiğini gösteren bir hususun somut olarak ortaya konmadığı, İTÜ tarafından 2006 yılında (yapım tarihine yakın bir tespit raporu) yapıdaki davaya konu hasar yönünden yapı dayanımının uygun olduğu, güçlendirmeye gerek olmadığı yönünde akademisyen inşaat mühendisleri tarafından görüş ve kanaat belirtildiği hususları tespit edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporları doğrultusunda ayıp giderim bedelinin tazmini istemlerine ilişkin birleşen davaların reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır.

6.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Asıl ve Birleşen Davada Davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz harcının davacı-birleşen davada davalı ... İnşaat Tic. Müş. Ltd. Şti.'ye yükletilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.