Logo

6. Hukuk Dairesi2023/530 E. 2024/989 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibi alacaklının, borçlunun kentsel dönüşümden hak ettiği ancak henüz üzerine tescil ettirmediği taşınmazların İİK'nın 94. maddesi uyarınca borçlu adına tescilini talep ettiği davada, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasıyla açılan davanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına dair açılan davanın sonucunun, temyiz incelemesine konu davanın sonucunu etkileyeceği ve davacının aktif dava ehliyetini ortadan kaldırabileceği gözetilerek, HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/695 E., 2022/1890 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/359 E., 2021/43 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı ...'dan alacaklı olması nedeniyle Ankara 22. İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, alacağın tahsili için işlemlerin sonuçsuz kaldığını, haricen yapılan araştırma sonucunda, davalı borçlu ...'ın, kentsel dönüşüm kapsamında diğer davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına devrettiği arsasına karşılık olmak üzere, Ankara ...-... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A-11 Blok 45 numaralı, B-12 Blok 50 numaralı, B-5 Blok 21 numaralı ve C-13 Blok 52 numaralı bağımsız bölümleri haketmesine karşın bağımsız bölümlerin tapu kaydını üzerine almadığını, bağımsız bölümlerin davalı borçlu ... adına tesciline engel bir durumun bulunmadığını, davalı borçlunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, Ankara ...-... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A-11 Blok 45 numaralı, B-12 Blok 50 numaralı, B-5 Blok 21 numaralı ve C-13 Blok 52 numaralı bağımsız bölümlerin İİK'nın 94. maddesi gereği tapu kaydının iptali ile davalı borçlu ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ile diğer davalı ... arasında 15.08.2011 tarihli sözleşme düzenlendiğini, sözleşme gereğince, davalı ...'a dört adet bağımsız bölüm tahsis edildiğini ancak, davalı ...'ın, KDV, tapu harcı ve benzeri giderleri ödemediği için tescil işlemlerinin yapılamadığını, davalı ...'ın bu yönde belediyeye başvuruda bulunmadığını, davalı ... adına tescilini sağlayamayacağını, müvekkilin herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa olan borcuna karşılık 46.500,00 TL ödediğini, kendisinin asıl borçlu olmadığını, kefil olmasına karşın, iyiniyetli olarak borcu üstlendiğini, kentsel dönüşüm sonrasında yapılan kura çekimi sonucu bir kısım daire ve işyerlerinin kendisine verildiğini, buna karşın, kendisine verilen daire ve işyerleri üzerinde yüklenicinin borçları nedeniyle haciz bulunduğunu, bağımsız bölümleri adına tescil ettiremediğini savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı asilin, davalı borçlu ... hakkında başlatılan icra takibinin kesinleştiği, davalı borçlu ...'ın davaya konu bağımsız bölümlerin mülkiyetine hak kazandığı ancak, değişik mülahazalarla bağımsız bölümlerin adına tescili için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdinde girişimde bulunmadığı, ödenmesi gereken harç ve vergileri ödemeye yanaşmadığı, her nekadar davalı borçlu, bağımsız bölümler üzerinde haciz bulunduğu için, bağımsız bölümlerin adına tescil edilemediği savunmasında bulunmuş ise de, bağımsız bölümler üzerinde herhangi bir haciz bulunmadığı, davalı borçlu ...'ın, davacı tarafa borcunu ödememek için bağımsız bölümlerin adına tescilini talep etmediği, her ne kadar davacı tarafça Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı davalı olarak gösterilmiş ise de, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın bağımsız bölümlerin kayden maliki olduğu, açılan davada yasal hasım sıfatını taşıdığı, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı borçlu ... adına tescili yönünde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, Ankara 22. İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasında takibe konu asıl alacak ve fer'ileri göz önünde tutulduğunda, dava konusu yapılan bağımsız bölümlerden bir tanesinin değerinin takibe konu asıl alacak ve fer'ilerini karşılayabilecek düzeyde olduğu, buna karşın davacı tarafın başlangıçta dava konusu yapılan bağımsız bölümlerin değerini, yargılamanın ne kadar süreceğini ve ayrıca mahkemece hangi bağımsız bölüm ya da bölümlerin davalı borçlu ... adına tesciline karar verebileceğini bilebilecek durumda olmadığı, bu durumda davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hukuken olanaklı olmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde dava değerinin 50.000,00 TL gösterildiği, takibe konu icra dosyasındaki asıl alacak miktarının ise, 30.000,00 TL olduğu, borçlu tarafından icra dosyasına kısmi ödemeler yapıldığı, bu durumda harç ve vekalet ücretinin dava konusunun değeri üzerinden alınması gerektiği, öte yandan mahkemece tescil talebi reddedilen bağımsız bölümlerin değeri üzerinden davalı taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği dikkate alınarak açılan davanın İİK'nın 94.maddesi gereğince kısmen kabul ve kısmen reddi ile, Ankara ...-... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A-11 Blok 45 numaralı bağımsız bölümün, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına mevcut tapu kaydının iptali ile söz konusu bağımsız bölümün davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraflar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacının İstinafı

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu tüm gayrimenkuller yönünden hükmen tescil kararı verilmesi gerektiğini, mahkemenin kısmen redde ilişkin verdiği kararın eksik ve hatalı olduğu, davalı Borçlu ...’ın birçok borcunun olduğu, mevcut durum düşünüldüğünde davaya konu edilen tüm gayrimenkulleri hükmen tescilinde bile alacklarını tahsil edememe riskinin olduğu, ayrıca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, dava konusu edilen gayrimenkuller üzerine dosya borçları kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, davanın tüm talepler yönünen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ...'nin İstinafı

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görülebilmesi için öncelikle alacağın miktarının kesin olarak belirlenmiş olması gerektiğini, davacının, dava tarihinde alacağın ulaştığı miktarı icra dairesine başvurup kesin olarak tespit ettirdikten sonra bu davayı açması gerekirken bunu yapmadan tahmini bir bedel üzerinden dava açıldığını, bilinmeyen bir borç miktarı için bu şekilde karar verilemeyeceğini, davacının ödediği harcın yeterli olmadığını, dava edilen dört bağımsız bölüm için harç yatırılmasının sağlanması gerektiğini, hiç bir kusuru bulunmayan davalıya, davacı tarafın dava açmakta yaptığı yanlışlığın sorumluğunun yüklenemeyeceğini, dava konusu olan alacağın zamanaşımına uğradığını, borcun kaynağı olan bononun ödeme gününün 15.04.2000 olduğunu, davanın açılma tarihinin 30.11.2017 olduğunu, davacının bu davayı 17 yıl 7 ay 15 gün sonra açtığını, dolasıyla davanın konusu olan borcun zamanaşımına uğradığını beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı Belediyenin İstinafı

Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davanın açılmasına müvekkili belediyenin sebebiyet vermediğini, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabul kısmen reddi şeklinde hüküm kurulmasına rağmen müvekkil belediye lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tüm, davalıların diğer istinaf itirazları reddedilerek davacı tarafından dört adet taşınmazın dava konusu yapıldığı, mahkemece bir taşınmaz yönünden kabul, üç taşınmaz yönünden ret kararı verildiği, taşınmazların değerinin yargılama sırasında tespit edildiği ve buna uygun olarak tamamlama harcı alındığı, davanın reddedilen kısmı yönünden davalılar yararına vekalet ücreti tayin edilmesi ve kabul oranına göre yargılama gideri belirlenmesi gerekirken aksi yönde değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı, davanın kabulüne konu taşınmazın 165.000,00 TL değerine göre harç hesabı yapılması gerekirken, dava açılırken gösterilen değer üzerinden hesaplama yapılmasının da hatalı olduğu ve bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan HMK'nın 355 madde uyarınca resen gözetilerek davanın İİK'nın 94. maddesi gereğince kısmen kabul ve kısmen reddi ile, Ankara ...-... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A-11 Blok 45 numaralı bağımsız bölümün, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına mevcut tapu kaydının iptali ile, davalı ... adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabule konu taşınmazın değerine göre alınması gereken 11.271,15 TL harç davacı yandan alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, bakiye 426,94 TL harcın davacı yana iadesine, davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.U. davacı taraf yararına 5.850,00 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmesine (belirtilen vekalet ücretinden davalı ...'ın sorumlu olduğu göz önünde tutularak), davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden 75.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL + 853,88 TL+ 10.844,21 TL=11.749,29 TL harcın, davalı ...'dan alınarak, davacı tarafa verilmesine, davacı tarafça yapılan yargılama gideri 2.151,05 TL'nin kabul oranına göre 537,76 TL'sinin davalı ...'dan alınarak, davacı tarafa verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı ... tarafından yapılan 77,30 TL yargılama giderinin ret oranına göre 57,97 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına, davalı belediye tarafından yapılan 248,65 TL yargılama giderinin ret oranına göre 186,48 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına", davacı yanın ihtiyati haciz isteminin kararın niteliğine göre reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacının Temyizi

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tüm taşınmazlar hakkında kabul kararı verilmesi gerektiği, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, ihtyati haciz kararı verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ...'nin Temyizi

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; alacağın miktarının kesin olarak belirlenerek dava açılması gerektiği, dava konusu borcun zamanaşımına uğradığı, borcun kaynağı olan bono senedinin ödeme gününün 15.04.2000 olduğu, davanın açılma tarihinin ise 30.11.2017 olduğu, davacının davayı 17 yıl 7 ay 15 gün sonra açtığı, öncelikle uygulanması gereken özel kanun olan TTK md. 749'da (Mülga 6762 sayılı kanun md. 661) belirtilen 3 yıllık zamanaşımı süresi ve genel kanun olan TBK md. 146'da ( Mülga 818 sayılı Kanun md. 125) öngörülen 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, davaya konu bono senedinin zamanaşımına uğradığı dolasıyla icra takibinin taliki veya iptali için Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtıkları, 22.12.2022 tarih ve ... Esas, 2022/1322 kara sayılı kararı ile "..davanın kabulüne, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyadaki takibin davacı yönünden geri bırakılmasına..." karar verildiği, kararın gerekçesinin son cümlesinde "... Somut olayda, takip dosyasında son işlem tarihinin 05.12.2011 tarihli tahsilat işlemi olduğu ve şikayet tarihine kadar da zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla şikayetin kabulüne karar verilmiştir" şeklinde gerekçe bulunduğu, Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı henüz kesinleşmediği, Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesinin kararının davayı konusuz bırakacağını bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiği, davanın reddedilen kısmı yönünden davalı müvekkil lehine vekalet ücreti tayin edilmesi ve kabul oranına göre yargılama gideri belirlenmesinin doğru olduğu ancak mahkeme tarafından davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebi kabul edilmediği halde gayrimenkulün aynına ilişkin bu davada karar kesinleşmeden hüküm özetinin derhal tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesinin HMK md. 367/2'ye aykırı olduğunu belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kentsel dönüşüm sözleşmesinden kaynaklanan 2004 sayılı İİK'nın 94. maddesine dayalı tapu iptâli ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d, 165/1, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 371. maddeleri,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddeleri,

2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 94., 71/2. 33-a/1. maddeleri.

3. Değerlendirme

Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK 'nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re'sen nazara alınabilecektir.

İİK’nın 94/2 maddesinde ise borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer ayni hakların borçlu namına tescilinin alacaklı tarafından istenebileceği kabul edilerek icra dairesinin verdiği yetki ile alacaklının dava açabileceği hüküm altına alınmış, bu dava da icra dairesi tarafından dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile davalı borçlu adına tescili konusunda icra takip alacaklısına verilen yetki üzerine açılmıştır.

İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır", İİK'nın 33-a/1. maddesinde; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir", 6100 sayılı HMK'nın 165/1 maddesinde ise; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir” düzenlemeleri bulunmaktadır.

Açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; davacı, icra dairesinin verdiği yetki ile davasını açmış olup, yetki belgesinin varlığı ve geçerli olması şartları ile aktif dava ehliyetine sahiptir. Davalı vekili, yetkinin verildiği icra dosyası ile ilgili davaya konu bono senedinin zamanaşımına uğradığından bahisle icra takibinin taliki veya iptali için Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açtıklarını ileri sürmüştür. Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas, 2022/1322 Karar sayılı ve 22.12.2022 tarihli kararı incelendiğinde; "..davanın kabulüne, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyadaki takibin davacı yönünden geri bırakılmasına..." karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyadaki takibin davacı yönünden geri bırakılmasına dair verilen kararın kesinleşmesi halinde takip son bulacağından takip nedeni ile verilen yetki de geçersiz hale gelecektir. Geçersiz yetkiye dayanılarak dava açılamayacağından bu durumda davacının aktif dava ehliyeti ortadan kalkacaktır. Bu durumda Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nde verilen kararın sonucu, temyiz incelemesine konu davanın sonucunu etkileyeceğinden Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılması gerekmektedir.

Mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi hükmü gereğince Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesine, icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesi halinde davanın aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeni ile husumetten reddine, aksi halde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.

Açıklanan nedenlerle davacının ve davalının diğer temyiz nedenleri incelenmeksizin kararın bozulması uygun bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.