"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/30 E., 2022/469 K.
DAVA TARİHİ : 17.12.2013
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/239 E., 2018/177 K.
Taraflar arasındaki ihalenin feshi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket hakkında iflas kararı verildiğini, davacının mal varlığına dahil 11 adet markanın iflas dosyasında iflas idare memurlarınca 02.11.2010 tarşhinde pazarlık sureti ile tek bir marka gibi 760.00,00 TL bedelle 8 eşit taksiyle davalı şirkete satıldığını ve ihale bedeli ödenmeden teminat mektubu karşılığı davalı şirket adına tescili için yazı yazıldığını, iflas idare memurlarının usulüne uygun olmayan birinci alacaklılar toplantısında seçildiğini ve bu iflas idare memurlarınca yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, satış işlemelerinin kanuna aykırı yapıldığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının iflas idaresi denetiminde ihale sonucu markaları satın aldığını ve bedelini de masaya ödediğini, davacının dava açma yetkisi ve ehliyeti olmadığını, satış işleminin kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile pazarlık usulü ile markaların satışına yönelik yapılan ihalenin 04.11.2010 tarihinde yapılmış olduğu, davanın 17.12.2013 tarihinde açıldığı, dava açma süresinin satışın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 226. maddesine göre 10 gün olduğu, kaldı ki esasa ilişkin olarak da ihalenin feshi şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usul ve yasaya aykırı işlemde kamu düzenine aykırılık bulunduğunu, bu sebeple davanın süreye tabi olmadığını, müvekkilinin aktif dava ehliyetinin bulunduğunu, 03.07.2008 tarihinde yapılan Birinci Alacaklılar Toplantısında yeterli nisabın sağlanamadığını, İİK'nın 222. maddesi gereğince toplantı ve karar nisabı oluşmaması sebebiyle durumun tespit edilmesiyle yetinilmesi gerekirken iflas idare memurlarının isimlerinin tespit edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, ikinci alacaklılar toplanması yapılabilmesi için iflas idare memurlarının usulüne uygun sıra cetveli düzenlemiş olmaları gerektiğini, usulüne uygun olarak düzenlenmiş sıra cetveli bulunmadığını, bu sebeple ikinci alacaklılar toplantısının hukuken geçersiz olduğunu, satış ilanının en az bir ay önceden ilan edilmesi gerekirken, satış kararı ve ilanının yedi gün içerisinde yapıldığını, müvekkil müflis şirket adına 21.10.2010 tarihinde iflas içi konkordato teklifinde bulunulduğunu ancak iflas idaresinin konkordato teklifini alacaklılara duyurmadığını, talebin reddi üzerine şikayet yoluna gidildiğini, ... 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1717 E., 2010/1576 K. sayılı kararı ile iflas idaresinin işbu kararının kaldırılmasına karar verildiğini, iflas idare memurlarının markaları düşük bedelle ve yasaya aykırı şekilde teminat mektubu ve taksitle sattığını, pazarlık usulüne uyulmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirket hakkında iflas kararı verildiği, müflis şirketin mallar üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanmış olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 534. maddesi uyarınca ihalenin feshi davası açabileceği, temsil yetkisi olduğundan aktif dava ehliyeti bulunduğu, müflis şirketin icra hukuk mahkemesinde de ihalenin feshini talep ettiği ve şikayetin reddedildiği, dava açma süresinin geçtiği ve İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihalenin feshi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 818 Sayılı Borçlar Kanununun 226. maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 281. maddesi, İİK’nın 134. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava 818 sayılı Borçlar Kanununun 226. maddesi ve İİK’nın 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi istemine ilişkindir. 818 sayılı BK’nın 226. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 281 maddesi) “her alakadar” kavramına, artırma yoluyle malı satılan kişi, malı ihale ile kazana kişi, arttırmayı düzenleyen kişi, arttırmayı yöneten kişi, ve diğer istekliler girmektedir (Prof. Dr. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Özel Hükümler 2023. Bası sf. 37-38). Malı satılan borçlunun da bu kapsama girdiği dikkate alındığında temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ilgiliden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.