Logo

6. Hukuk Dairesi2023/863 E. 2024/3854 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturaya itiraz edilip edilmediği ve faturanın iade edilip edilmediği hususunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle açılan itirazın iptali davası.

Gerekçe ve Sonuç: Fatura içeriğinin kesinleştiği ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararındaki tazminat miktarına ilişkin eksiklik giderilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1063 E., 2022/1149 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/29 E., 2022/568 K.

Davacı vekili, müvekkilinin davalı TRT Kurumu ile yaptığı sözleşme gereği davalıya TRT Spor arka ve ön yüz web tasarım ve kodlama hizmeti verdiğini, davalı şirkete verilen hizmet karşılığında 413.000,00 TL bedelli 01.07.2016 günlü 000525 numaralı faturanın kuruma gönderildiği, faturaya süresinde itiraz edilmediği gibi iade de edilmediğini, başlatılan takibe haksız olarak itiraz ediliğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişir.

Davalı vekili, davalıdan sadece demo hizmeti alındığını, faturanın iade edildiğini, davacıya borçlu olunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince faturanın iadesine ilişkin belgenin davacı tarafa tebliğine dair belgeyi ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içinde PTT gönderi evraklarının ibraz edildiği, PTT Genel Müdürlüğüne yazı yazıldığı ve tebliğ belgesinin gönderilmesinin istendiği, kayıtsız gönderilerin tesliminde herhangi bir kayıt alınmadığı ve ilgili firmanın adresinden taşınmış olduğunun tespit edildiği, gönderinin teslimine ilişkin bir evrak bulunmadığının bildirildiği, faturanın iade edildiğinin ispat edilemediği, fatura içeriğinin kesinleştiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, davalının Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 20186/16482 Esas sayılı dosyasında 413.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına; takip konusu alacak likit olmadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ve davacı vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davalı ve davacı vekillerince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri re'sen gözetilmek suretiyle istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2- Faturaya dayalı alacak likit alacak olup, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken şartları oluşmadığı gerekçesi ile tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olsa da, yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: 1. Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının "2" numaralı bendindeki "Tarafların tazminat taleplerinin reddine," cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine "asıl alacağın %20’si olan 82.600 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.11.2024 gününde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(Muhalif)

- MUHALEFET ŞERHİ -

Dairemizin sayın çoğunluğu İlk Derece Mahkemesince iade faturasının davacıya tebliğ edilmediği dolayısıyla fatura içeriğinin kesinleştiği gerekçesiyle alacak talebinin yerinde olduğu düşüncesindedir.

Öncelikle faturanın içeriğinin kesinleşebilmesi için Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. TTTK’nun 21. maddesindeki düzenleme ‘’MADDE 21- (1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.

(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.

(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.’’ hükmünü içermekte olup anılan maddenin 2.fıkrası faturaya alan kişiye aldığı faturanın içeriği hakkında 8 gün içerisinde itirazda bulunma olanağı tanımış ve itirazda bulunulmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını düzenlemiş bulunmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp davacı, davalı kuruma verdiğini iddia ettiği web tasarım hizmetinden dolayı fatura 01.07.2016 tarihli faturayı düzenleyerek göndermiştir.

Tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesinde takip ve dava konusu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine davalının anılan fatura ile ilgili vergi dairesine BA (Beyanname alış) formunu doldurmadığı, faturayı aldığına ve kabul ettiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.

Aksine 01.07.2016 tarihli faturaya davalı tarafça itiraz edilmiş ve faturaya itiraz süresinin son günü haftasonu tatiline denk geldiği için 11.07.2016 tarihinde 8 günlük yasal süresi içerisinde fatura davacının faturada gösterilen adresine 11.07.2016 tarihli iade yazısı ekinde iade edilmiştir.

Davalı tarafça dosyada mevcut Ankara PTT Başmüdürlüğü’nün 06.05.2022 tarihli yazısına göre davacının faturada gösterilen adresine gönderildiği evrak numarasının 159755 olduğu davacı adresine gidildiğinde bina görevlisi ...’nün beyanına göre davacı şirketin uzun süre önce adresten taşındığı anlaşıldığı dolayısıyla teslime ilişkin ayrıca bir kayıt alınmadığı bildirilmiştir.

Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzerine davalı fatura içeriğini kabul etmek bir yana, faturaya itiraz etmiş ve resmi yazı ekinde yine resmi posta yoluyla dava konusu faturayı davacıya göndermiştir. Davalının davacının faturada gösterilen adreste bulunmaması ve adresteki bina görevlisinin davacının taşındığını belirtmesi nedeniyle davacının açık adresini araştırmak ve yeniden tebliğe çıkarmak gibi bir ödevi yoktur.

Nitekim TTK’nın 18/3. maddesi gereğince ‘’ ..(3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.’’ hükmü yer almakta olup somut uyuşmazlıkta faturanın iadesi diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe veya sözleşmeden dönmeye ilişkin olmadığı gibi davalı idare yine anılan maddede yer aldığı üzere resmi mektup şeklinde iade yazısı yazmak sureti ile davacıya faturayı iade etmiştir.

Davacının adresinde bulunamaması veya tebliğin yapılamaması halinde davalının ayrıca adres araştırması gibi bir yükümlülüğü olduğunun kabulü mümkün değildir. Zira davalı süresi içerisinde faturaya itiraz iradesini ortaya koymuş ve itirazını karşı tarafa tebliğe çıkartmış bulunmaktadır.

Bu nedenlerle fatura içeriğinin kesinleştiğinin kabulü doğru olmayıp faturaya konu hizmetin verildiğini ve bedele hak kazanıldığının ispat yükümlülüğünün davacıda olduğu gözetilerek bu hususta gerekli inceleme ve araştırma yapılmak üzere bozma kararı verilmesi gerekirken dairemiz sayın çoğunluğun düzelterek onamaya ilişkin görüşüne katılmıyorum.