"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/845 E., 2024/398 K.
İLİŞKİLİ KİŞİ : Abinvest Ws Gayrimenkul Geliştirme İnş.
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/464 E., 2023/252 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağı için davalı tarafından A blok, 20 numaralı ve C blok, 18 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarında müvekkili lehine 3.000.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davalının borcunun ihtarname tebliğine rağmen ödememesi üzerine taraflarınca davalı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının vekili aracılığıyla dosyaya sunduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlar ile takibi durduğunu, davalı ile bina malikleri arasında, binanın 6306 sayılı Yasa çerçevesinde yıkılıp yeniden inşası işi için 18.12.2015 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, akabinde müvekkili şirketin ortaklarından olduğu ...Enerji ve Gayrımenkul Yatırım A.Ş.-Vestal İnşaat Taah. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı ile davalı şirket arasında bu binanın inşası için 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesi ve davalının 18.12.2015 tarihli sözleşmeden doğan haklarının yüzde doksan dokuzunun iş ortaklığına temliki için 24.02.2016 tarihli temlik sözleşmesi yapıldığını, davalı şirkete bahse konu yer tesliminin 01.04.2016 tarihinde yapıldığını ve arsa sahipleri ile yapılan sözleşmenin 6. maddesinde işin süresi olarak belirtilen 26 aylık sürenin, bu tarihten itibaren işlemeye başladığını, davalı tarafından, sözleşme konusu inşaat için yapı ruhsatının ise 16.12.2016 tarihinde alındığını, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin 8.2 maddesinin içeriğinde yer alan “Mart 2016 ayından itibaren” ifadesinin hukuki ve fiili bir anlamının kalmadığını, alt yüklenici iş ortaklığının, gelişen süreçte yaşanan ve kendisinden kaynaklanmayan tüm gecikmelere ve yine aynı biçimde kendisinden kaynaklanmayan mali ve fiili zorluklara rağmen, inşaat işini sürdürdüğünü ve olabilecek en ileri aşamaya getirdiğini, buna rağmen davalı şirket tarafından iş ortaklığına gönderilen 14.02.2018 tarihli ihtarname ile taşeron ve temlik sözleşmelerinin haksız ve hukuka aykırı biçimde tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih işlemine gerekçe olarak ise daha önce gönderilen 08.01.2018 tarihli ihtarname ile verilen sürede eksikliklerin giderilmemesi ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hususlarının gösterildiğini, davalının gönderdiği bahsi geçen 08.01.2018 tarihli ihtarnamesinde ise sözleşme konusu inşaatın olması gereken seviyenin çok gerisinde olduğu ve öngörülen tarihte bitirilme olanağının giderek zayıfladığını, arsa sahiplerinin bu sebeple kendilerine tazyik yaptığını iddia edilerek, tebliğden itibaren 3 gün içinde sözleşmeye aykırı davranışların giderilmesi, aksi halde taşeron ve temlik sözleşmelerinin feshedileceğini bildirildiğini, iş ortaklığı tarafından kendilerine gönderilen ihtarname ile fesih işleminin haksız olduğunu ve haksız fesih sebebiyle doğan hakediş alacaklarının ve cezai şart bedelinin ödenmesinin ihtar olunduğunu, alt yüklenicinin kasten veya ağır kusur ile ifa etmediği herhangi bir edimi olmadığını, iş ortaklığının bütün zorluklara ve kendisinden kaynaklanmayan durumlara rağmen sözleşme konusu işin bitirilmesi için gerekli tüm çabayı gösterdiğini, 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesi'nin 21.2 maddesi gereğince alt yükleniciye tanınması gereken sürenin en az 1 aylık makul bir süre olması gerektiğini, oysa davalının fesih işlemine gerekçe olarak ortaya koyduğu 08.01.2018 tarihli fesih ihtarında sadece 3 günlük bir süre tanıdığını dolayısıyla yapılan ihtarın sözleşmeye uygun olmadığını, hukuken geçersiz olan bu tür bir ihtara dayalı olarak yapılmış fesih işleminin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının yaptığı bu haksız fesih işlemi sonrasında alt yüklenici iş ortaklığı için 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesinin 21.4 maddesindeki cezai şart ve tüm alacak ve hakedişlerini talep etme hakkı doğduğunu, taraflarınca ipoteklerin paraya çevrilmesi için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirket ile bina malikleri arasında 18.12.2015 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, akabinde davacı şirketin ortaklarından olduğu ...Enerji ve Gayrımenkul Yatırım A.Ş.-Vestal İnşaat Taah.San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı ile davalı şirket arasında binanın inşası için 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesi ve davalının 18.12.2015 tarihli sözleşmeden doğan haklarının yüzde doksan dokuzunun iş ortaklığına temliki için 24.02.2016 tarihli temlik sözleşmesi yapıldığı, davalı şirket tarafından daha önce gönderilen 08.01.2018 tarihli ihtarname ile verilen sürede eksikliklerin giderilmemesi ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hususları gerekçe gösterilerek, iş ortaklığına gönderilen 14.02.2018 tarihli ihtarname ile taşeron ve temlik sözleşmelerinin feshedildiği, davalının yapmış olduğu işbu fesih işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, iş ortaklığı tarafından 26.02.2018 tarihli ihtarname ile haksız fesih sebebiyle doğan hakediş alacaklarının ve cezai şart bedelinin ödenmesinin talep edildiği, davalının haksız feshi sonucu alt yüklenici iş ortaklığının oluşan hakediş alacağının 3.000.000,00 TL tutarındaki kısmının, davacı şirket ile iş ortaklığı arasındaki cari ilişki sonucu oluşan borcun karşılığı olarak, 05.07.2018 tarihinde imzalanan temlik sözleşmesi ile davacı şirkete temlik edildiği, 8.500.000,00 TL hakediş alacağı ile 24.02.2016 tarihli taşeron sözleşmesinin 21.4 maddesinde haksız fesih hali için düzenlenmiş olan 1.000.000,00 USD tutarındaki cezai şart bedeli borcunu ödemesi için davalıya gönderilen 27.07.2018 tarihli ihtarnamenin tebliğine rağmen, ihtarname ile verilen sürede ödeme yapılmaması üzerine, davacı tarafça, davacı lehine 3.000.000,00 TL bedelle tesis edilmiş ipoteklerin paraya çevrilmesi için icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe ve borca itiraz etmesi ve takibin durması üzerine davacı tarafça bu davanın açıldığı, davalı tarafın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, bilirkişi raporuna göre ...Enerji ve Gayrımenkul Yatırım A.Ş.-Vestal İnşaat Taah.San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı'nın 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin incelendiği, incelenen ticari defter kayıtlarında davalı ile davacının aralarında ticari ilişki olduğuna dair kayda rastlanmadığı, davacı tarafın 07.02.2022 tarihli ıslah talebi üzerine bu kez dava dışı ... Gayrimenkul Geliştirme İnşaat Yatırım AŞ'nin ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, buna istinaden hazırlanan bilirkişi raporuna göre dava dışı ... Gayrimenkul Geliştirme İnşaat Yatırım A.Ş'nin dava dışı iş ortaklığı adına 1 adet fatura düzenlediği ve bu faturaya dayalı olarak iş ortaklığından 1.765.913,86 TL alacaklı olduğu, ancak bu hususun davacı veya dava dışı iş ortaklığının davalıdan alacaklı olduğunu ispata yeterli olmadığı, davacı tarafça delil olarak dayanılan hakediş raporlarının celbi için mahkemece Emsal Yapı Denetim Şirketi'ne yazılan müzekkereye cevaben söz konusu inşaatın kontrol ve denetiminin kendileri tarafından yapılmadığı yönünde cevap verildiği, davacı tarafın dava konusu ettiği hakediş alacağının varlığını ve miktarını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı davaya cevap vermeyerek davacının tüm iddialarını reddetmiş ise de davaya konu takipteki borca itiraz dilekçesinde takip dayanağı sözleşme ilişkisini kabul ederek bu sözleşmeyi feshettiğini belirtmiş olmasına göre, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve davalı borçlu tarafından da sözleşmenin feshedildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede tapu devri öngörülmediğinden resmi şekilde yapılması gerekmediği gibi taraflardan birisinin tek taraflı irade beyanı ile sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olduğu, sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, tarafların sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları, davaya konu ipotek, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlendiğine ve sözleşme feshedilmiş olduğuna göre, taraflar arasındaki akdi ilişki geriye dönük olarak hiç yapılmamış gibi sona ereceğinden bu sözleşmeye dayalı olarak verilen ipotek için artık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından, bu durumda olsa olsa şartları da varsa yapılan işin imalât bedelinin talep edilebileceği, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, açılan davanın reddine ve imalât bedeli yönünden dava açılımında muhtariyetine karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen hatalı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin "gerekçe yönünden" usulen kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda yazılan gerekçe doğrultusunda davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşeron sözleşmesindeki inşaat işlerinin davalı şirket onay ve bilgisi dahilinde davacının da içinde olduğu iş ortaklığı ile dava dışı...t A.Ş arasında imzalandığını ve bir sureti 19.10.2021 tarihli dilekçe içinde yer alan alt taşeronluk sözleşmesi ile bu şirkete yaptırıldığını, hakedişler ve faturalaşma işlemlerinin bu şirket nezdinde gerçekleştiğini, bu alt taşeronluk sözleşmesinde ana yüklenici olarak davacının da imzasının olduğunu, mahkemece aldırılan ikinci ek raporda da faturanın söylendiğini, bu faturada inşaat işlerinin açıkça yazıldığını, dolayısıyla tespit edilen bu alacak tutarının, dava dışı alt taşeron...Firması'nın yine dava dışı iş ortaklığı ile yapmış olduğu alt taşeronluk sözleşmesi gereğince dava konusu inşaatta dava dışı bu iş ortaklığı adına ve davalı şirket için ifa etmiş olduğu imalât işlerinin bir kısmının hakedişi olduğunu ve sözleşme gereği haliyle bu faturanın dava dışı iş ortaklığı namına tanzim edildiğini,...Firması tarafından bu hakediş alacağının da dahil olduğu tüm alacakların dosyada bir sureti bulunan 05.07.2018 tarihli temlik sözleşmesi ile müvekkili şirkete temlik edildiğini, bilirkişi raporu ile ortaya konulan bu alacağın davalı ile imzalanmış taşeronluk sözleşmesinin gereği olarak alt taşeron firmaca yapılmış inşaat imalat işleri sonucu oluşmuş hakediş alacağı olduğunu ve bunun davalı şirketin borcu olarak ortaya çıkacağını, taşeronluk sözleşmesinin açık ve net bir sonucu olduğu, dava konusu alacağın varlığının bu şekilde tespit ve ispat olunmuş durumda olduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu, kararda dava dışı Emsal Yapı Denetim Firmasının cevabında dava konusu inşaatın denetimini kendilerinin yapmadığı hususunun belirtilmesinin de davanın reddine gerekçe yapıldığını ancak ... Belediyesi'nce verilen cevap yazısının ekindeki belgelerden bu inşaatın yapı denetim yetki ve sorumluluğunun bu şirkette olduğu hususu ve bu belgelerin bazılarında bu sıfatla bu şirketin kaşe ve imzalarının olduğunun açıkça görüldüğünü, belediyenin resmi cevabına rağmen şirket beyanına itibar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1.Davacı alt yüklenici, davalı şirket ile "taşeron sözleşmesi" kapsamında yapımını üstlendiği inşaatı belirli bir seviyede tamamladığını ancak inşaat henüz bitmeden sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından haksız olarak feshedildiğini, bu haksız fesih nedeniyle zarara uğradığını belirterek davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı icra takibinin itiraz nedeniyle durması üzerine takibe yapılan itirazın iptalini istemiştir.
2. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından belirtilen gerekçe ile davanın reddine; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da gerekçe değiştirilmek üzere istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde belirtildiği üzere davalı tarafın sözleşme ilişkisini kabul ettiği, davaya konu ipoteğin de sözleşme nedeni ile verilen teminat ipoteği olduğu, netice itibariyle bu ipoteğe dayanarak davacının İİK 150/A maddesine göre sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir alacağı varsa bunu talep etmesi mümkündür.
3. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; davacıya alacak kalemlerini açıklatıp, kuruşlandırma yapmak ve devamında davacının talepleri ile sınırlı olmak üzere sözleşmeye göre cezai şart veya başkaca alacağı bulunup bulunmadığını gerekirse bilirkişi raporu alarak belirlemek ve varsa alacak talebi yönünden ipoteğe dayalı takip miktarı dikkate alınarak itirazın iptaline karar vermek olup, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi uygun olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.