"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/365 E., 2024/191 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararı asıl ve birleşen davada davalı S.S. Adıyaman Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davacılar vekillerince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... ile davacı Arslanlar Taah. Harf. San ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi ... ve vekili Avukat ... geldiler. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı yüklenici vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 15.09.1999 tarihli sözleşme ile davacı müvekkilinin davalı kooperatifin “İçmesuyu, Ayaklı Depo, AG + OG Elektrik Tesisi” yapım işini üstlendiğini, 15.10.2000 tarihli hakedişin taraflarca imzalanmasına rağmen davalının hakediş bedelini ödemediğini, Adıyaman 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/175 sayılı icra dosyasında 94.460.87 TL ana para, 178.531.04 TL faiz olmak üzere 272.991.91 TL alacağın takibe konulduğunu, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davacı yüklenici vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23.07.1997 tarihli sözleşme ile davacı müvekkilinin davalı kooperatifin alt yapı işlerini yapmayı üstlendiğini, ancak 10 nolu hakediş bedeli 509.891,21 TL, 34.000,00 TL asfaltlama bedeli ile 38.000,00 TL elektrik hakediş bedeli toplam 581.891,21 TL’nin ödenmediğini belirterek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı iş sahibi vekili asıl ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hakedişlerin teknik hesaptan uzak ve tamamen asılsız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.01.2019 tarihli kararı ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 31.01.2019 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 02.10.2020 tarihli kararı ile tarihsiz olup, davacının temyiz dilekçesinde 14.10.2010 tarihli olduğunu bildirdiği dilekçesinde dava değeri ıslah yoluyla arttırılmış ise de; mahkeme tarafından bu dilekçe üzerine ıslah harcının yatırılması için süre verilmediği, ıslah harcının yatırılmamış olması sebebiyle bu dilekçedeki ıslah yapılmamış hale geldiğinden davacının harcını yatırıp tamamladığı 19.06.2012 tarihli dilekçeyle yapılan ıslahın, usulüne uygun olarak yapılan ilk ıslah olduğundan, bunun ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde olduğunun kabul edilmemesinin gerektiği, mahkemece yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan asıl ve birleşen davada dayanak olan sözleşmeler uyarınca davacı yüklenici tarafından gerçekleştirilen iş ve imalâtların sözleşmelerine göre ve sözleşmelerinde 88/13181 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre fiyat farkı uygulanacağından, sözleşmelerinde belirtilen esaslar ve kararname hükümleri dikkate alınmak suretiyle ve Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 39 ve 40. maddelerine göre davacı yüklenicinin ara ve kesin hakedişlere usulüne uygun itirazı olup olmadığı ve bunların yüklenici aleyhine kesinleşip kesinleşmediği tartışılıp değerlendirilmek ve kanıtlanan ödemeler düşülmek suretiyle davacının asıl ve birleşen davada ödenmeyip istemekte haklı olduğu imalât bedeli alacağının miktarı ve asıl davada hesaplanacak miktara göre temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar isteyebileceği işlemiş faiz miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, değerlendirilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Adıyaman 2. İcra Müdürlüğü'nün 2003/175 Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 94.461,00 TL asıl alacak ve 52.256,34 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkâr tazminatı talebinin reddine, birleşen Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/246 Esas sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.480.040,34 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Asıl ve birleşen davada davacı yüklenici vekili temyiz dilekçesinde :
a. Asıl ve birleşen davanın tam kabulüne ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini, beyan etmektedir.
2. Asıl ve birleşen davada davalı iş sahibi vekili temyiz dilekçesinde :
a. İtirazın iptali davasında alacak talebinin artırılamayacağını,
b. Birleşen davada talep miktarını aşan taleplerin reddi gerektiğini,
c. Taleplerin zamanaşımına uğradığını,
d. Bir davada ancak bir kez ıslah yapılabileceğini,
e. Birleşen davada hükmedilen 2.480.040,34 TL’ye dayanak olan 04.06.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda bu rakamın faiz alacağı olarak hesaplandığını, hesaplanan faizin ana para yapılarak hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, yapılmamış imalatların yapılmış gibi gösterildiğini, davacı tarafından tek taraflı hazırlanan kesin hesabın kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerin bu raporu dikkate almalarının yerine olmadığını, ceza davasının dikkate alınması gerektiğini beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre asıl ve birleşen davada uyuşmazlık aynı taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesinden kaynaklanarak iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
1-Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleşen davada davacı yüklenici vekilinin tüm, asıl davada davalı iş sahibi vekilinin tüm, birleşen davada davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Birleşen davada taraflar arasında imzalanan 23.07.1997 tarihli sözleşme uyarınca davacı yüklenici iş bedeli alacağının tahsilini talep etmiştir. Yargılama aşamasında alınan 04.06.2012 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, 2000 yılı fiyatlarıyla yapılan iş bedelinin 978.879,09 TL olduğu, 2002 yılı karne katsayısı uygulandığında davacının kesin hesap alacağının 1.987.124,56 TL olduğu, davalının 05.04.2002 tarihinde temerrüde düştüğü, temerrüt tarihi ile birleşen dava tarihi 20.10.2004 arası için davacının hesaplanan faiz alacağının 2.480.040,34 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda birleşen davada 2.480.040,34 TL’ye hükmedilmiş ise de söz konusu rakamın faiz alacağı olarak hesaplandığı, asıl alacak olarak hesaplanmadığı anlaşıldığından mahkemece bu rakama hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Yargılama esnasında yerinde yapılan keşif sonucu, alanında uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 19.08.2010 tarihli asıl ve taraf itirazlarına karşılamak için düzenlenen 03.05.2012 tarihli ek raporda, 23.07.1997 tarihli alt yapı sözleşmesi ile ilgili taraflarca ayrı ayrı kesin hesabın çıkartıldığı, davacı yüklenici tarafından çıkartılan kesin hesapta yer alan imalatların yerinde yapılan işlerle uyumlu olduğu, söz konusu imalat bedelinin sözleşmeye uygun olarak hesap edildiği, kesin hesaba 10 nolu hakedişinde dahil edildiği, yapılan hesaplama sonucunda davacı yüklenicinin 737.288,00 TL kesin hesap alacağı bulunduğu anlaşılmış olup, mahkemece birleşen davada bu bedele hükmedilmesi gerekirken hesaplanan faiz alacağına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün 1. bendinde açıklanan nedenlerle asıl davada davacı yüklenici ve davalı iş sahibi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine ile usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA,
2-2. bendinde açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı iş sahibi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,
Dairemizdeki duruşmada vekille temsil olunan taraflar yararına takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşılıklı alınarak diğer tarafa verilmesine,
Asıl ve birleşen davada davacıların fazla yatırdığı harcın istek halinde iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalı S.S. Adıyaman Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifinden alınmasına,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.