Logo

6. Hukuk Dairesi2025/100 E. 2025/463 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazır yemek hizmet sözleşmesinin COVID-19 salgını nedeniyle mücbir sebep hukuksal gerekçesiyle feshedilmesinin haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak teminat mektubunun iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: COVID-19 salgınının sözleşmede mücbir sebep olarak sayılmasının tek başına fesih için yeterli olmadığı, davacının salgın nedeniyle borcunu ifa etmesinin imkansız hale geldiğini ispatlayamaması ve aşırı ifa güçlüğü iddiasında bulunmadan doğrudan fesih yoluna gitmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1422 E., 2024/1650 K.

DAVA TARİHİ : 30/10/2020

Birleşen Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/397 Esas sayılı dosyasında;

DAVA TARİHİ : 30.10.2020

KARAR : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/616 E., 2022/67 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; davacı şirketin 27.05.2019 tarihli hazır yemek hizmeti sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde olan teknik şartname gereğince hazır yemek hizmetini yerine getirmekte olduğunu, şartname hükümlerine uygun olarak malzeme temin etmek, pişirmek, dağıtmak, temizlemek ve hijyenden sorumlu olduğunu, (Covid-19) nedeniyle hijyen kurallarına uygun davranmasına rağmen salgın hastalık tehlikesini elinde olmayan nedenlerle engelleyemez olduğunu, bu nedenle yemek hizmetini gereği gibi ifa edemez duruma geldiğini, şirketin teminatının irat kaydedilmesi ve ihalelere katılmaktan yasaklanması halinde ticari itibarının yok olacağını, güvenilirliğinin sarsılacağını, şirketin çalışanlarının zor durumda kalacağını, şirketin sözleşmeyi tamamen iyi niyetli olarak feshetmiş olduğunu, küresel bir salgın haline gelen COVİD-19 virüsünün mücbir sebep olduğunun kabul ve tespit edilmesi ve şirketin 27.05.2019 tarihli Hazır Yemek Hizmeti Sözleşmesini mücbir sebeple haklı feshinin kabulüne ve teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile şirkete iadesini, fesihten sonra şirkete kesilen cezanın iptali ile 10.000,00-TL alacağın davalıdan tahsiline, teminatsız olarak idare bünyesinde bulunan 6.246.500,00 TL bedelli 01.10.2020 tarihli teminat mektubunun Hazineye irat kaydının engellenmesine, teminat yatırılmasının uygun görülmesi halinde mümkün olan en düşük teminat karşılığında şirketin idare bünyesinde teminatının Hazineye irat kaydının engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yüklenici davacı tarafından sözleşmenin COVİD-19 sebebiyle mücbir sebepten feshedilmesi ve teminatın iade edilmesi için verdiği dilekçenin Maliye Bakanlığı'nın görüşü alınmak üzere gönderildiğini, Bakanlığın yüklenicinin bu talebinin uygun bulunmadığına dair cevabi yazısının davacıya bildirildiğini, davacının buna rağmen sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, mezkur genelgede “…COVİD-19 salgını nedeniyle sözleşme konusu işin yerine getirilmesinin geçici veya sürekli olarak kısmen veya tamamen imkansız hale geldiğine ilişkin başvurular, yükleniciler tarafından bu durumun belgelendirilmesi suretiyle sözleşmenin tarafı olan idareye yapılacağı, idarelerce yapılan değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkan durumun yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması yüklenicinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi şartlarının birlikte gerçekleşmesinin tespit edilmesi üzerine süre uzatımı verilmesine veya sözleşmenin feshine karar verilebilecektir.” şeklinde olduğunu, bu kapsamda yüklenicinin bu durumu 4735 sayılı K.İ.K. 10.maddesinde açıkça belirtilmiş olmasına rağmen hiçbir şekilde belgelendiremediğinin tespit edildiğini, COVID-19 salgını öngörülmeyen bir sebep olsa dahi davacının sözleşmeyi feshettiği tarihte borcunu ifa etmesine engel teşkil etmediğini, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde 56 farklı birlik kurum ve garnizonlarda hazır yemek hizmetinin yürütülmeye devam ettiğini, birisi davacı firma olmak üzere sadece üç firmanın dayanaktan yoksun bir şekilde tek taraflı fesih işlemi yaptığını, diğer tüm birliklerde sözleşmelerin aynı şartlarda yürütülmeye devam ettiği düşünüldüğünde davacın feshinin haksız olduğunun görüleceğini belirterek, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava bakımından; taraflar arasında 19.06.2019 tarihli hazır yemek hizmeti sözleşmesinin küresel salgın nedeniyle haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle sözleşmenin 28. maddesinde mücbir sebep hallerinde yükleniciye sözleşmeyi feshetme hakkı verildiğinin tespitine, sözleşmenin 11. maddesindeki 6.246.500,00 TL kesin teminat mektubunun iadesi hükmü nazara alınarak 6.246.500,00 TL tutarında teminat mektubunun hükümsüzlüğü ile teminatın davacı şirkete iadesine, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu şekilde davacı aleyhine herhangi bir cezanın kesilmediği ya da başkaca kesinti eksik ödeme yapılmadığı gerekçesiyle alacak ve cezaların iptali taleplerinin reddine, bu haliyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden ise; teminat mektubunun iadesi talebine ilişkin talebin asıl dava dosyası ile aynı talebe ilişkin olup tarafların da aynı olduğu gerekçesiyle derdestlik nedeniyle usulden reddine, ihalelerden yasaklılığa ilişkin idarenin herhangi bir kararının bulunmadığı ve yine 15.000,00 TL'lik alacağa yönelik herhangi bir delilin ibraz edilemeyip, hesaplama da yapılamadığı gerekçesiyle tarafların sair itirazlarının da reddi ile bu taleplere ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, taraflar arasındaki sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılmasının doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmediği, zira covid-19 salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerektiği, burada mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği, davacı tacir olup fiyatlarda yükselmeler olabileceğini öngörerek sözleşme imzalaması gerektiğinden bunun doğrudan ifaya engel olan mücbir sebep teşkil etmesinin de düşünülemeyeceği, fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK 138. madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir ise de bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacının bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiği, edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulması ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; covid 19 salgınının taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda mücbir sebep teşkil ettiğini, ihalenin 17.1.1. maddesinde salgın hastalığın mücbir sebep olduğunun açıkça yazılı olduğunu, sağlık hijyen koşullarının sağlanması, azalan ve ölen personelin mücbir sebebe esas nedenler olduğunu belirterek, verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinin mücbir sebep nedeniyle feshinin haklı olup olmadığının tespiti ve teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.