"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/72 E., 2024/195 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kızıltepe 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/378 E., 2021/279 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kızıltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile müvekkili şirket arasında 28/02/2020 tarihinde "2019-2020 Eğitim Öğretim Yılında 1857 İlkokulu ve Ortaokul Öğrencinin 156 Araç ile 17 Taşıma Merkezi Okuluna 115 Gün İçin Araç Kiralama Hizmet Alımı İşi” sözleşmesi imzalandığını, ihaleyi yapan idarelerin yasal düzenlemeler kapsamında süre uzatım talebini reddetme gibi bir hak veya yetkisi bulunmadığını, ortaya çıkan uyuşmazlığın tamamen covid 19 salgın hastalığının süre uzatımı verilmesine sebep olup olmadığı noktasında toplanmış bir hukuki ihtilaf olduğunu, Kızıltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile 28.02.2020 tarihinde akdedilen kamu ihale sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmemesinin mücbir sebepten kaynaklandığının kabulü ile süre uzatımı verilmemesi şeklindeki muarazanın giderilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, Covid-19'un mücbir sebep olarak kabul edilip süre uzatım kararı verilmesi için şartlar olduğunu ancak somut olayda bu şartların gerçekleşmediğini o sebeple süre uzatım talebinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi 17/c maddesinde ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 10/c maddesinde salgın hastalık halinin mücbir sebep olarak açıkça kabul edildiği, sözleşme imzalandıktan sonra ülkemizde etkisini gösteren Covid-19 salgın hastalığının anılan yasal düzenlemeler uyarınca mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa) ve sözleşme serbestliği ilkeleri uyarınca sözleşme yapıldığı, andaki gibi aynen uygulanması gerektiği, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeniyle değişmiş olsa bile borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin hukukun güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel prensibini oluşturduğu, salgın süreci gözetilerek sözleşmenin yeni durum ve şartlara göre uyarlanmasının mümkün olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu sözleşmenin 28/02/2020 tarihinde imzalandığı, sözleşmede imza tarihinden itibaren 2 gün içinde işe başlanacağı ve işin süresinin işe başlama tarihinden itibaren 115 gün olduğu, davanın 24/08/2020 tarihinde ve sözleşme süresinin sona ermesinden sonra açıldığı, davalı idarenin kararlaştırılan sürenin dolması ile sona eren sözleşme ile bağlı kalmaya zorlanamayacağı, muarazanın önlenmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde:
a.Covid-19 un 2020/5 Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında salgın hastalık olduğu ve mücbir sebep olduğunun kabulü gerektiği,
b.Hazine ve Maliye Bakanlığının 22/07/2020 tarih ve E.384026 sayılı Genelgesi ile 120 günü aşmayan süre uzatım taleplerinin Bakanlık'ın değerlendirilmesi alınmaksızın sonuçlandırılacağının belirtildiği,
c.Sözleşmenin 28. maddesinin ikinci cümlesi kapsamında süre uzatım talebinin kabulü gerektiği,
d.Anılan düzenlemeler kapsamında idarenin süre uzatım talebini reddetme gibi yetkisi bulunmadığı,
e.Müvekkili olan şirketin de ilk derece mahkemesince süre uzatımı verilmesi yönünde karar vermesi üzerine işi tamamladığı nazara alınarak dava hakkında konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, Covid-19 salgın hastalığının neden olduğu pandemi sebebiyle davacının davalı ile yaptığı hizmet alımı sözleşmesine istinaden davalı idareden sözleşme konusu işin yerine getirilmemesi sebebiyle süre uzatım talebinde bulunup bulunamayacağı ve davacılar tarafından davalı idarece sözleşmedeki sürenin uzatılmaması sebebiyle oluşan muarazanın giderilmesine karar verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, taşıma sözleşmesinin süresinin uzatılmasına ilişkindir.
Mahkemece dava kabul edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bu karar kaldırılarak hukuki menfaat yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir
Sayın çoğunluk tarafından bu karar onanmıştır.
Çoğunluk ile aramızda oluşan ihtilaf; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın usulden reddinin doğru olup olmadığı, bir başka ifadeyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
En basit tanımı ile hukuki menfaat mahkemeden hukuki korunma isteğidir. Davacı sözleşme süresinin uzatılmasını istemektedir. Bilindiği üzere taraflar arasında yapılan sözleşmelerin uzatılması mümkündür. Uzatılma şartlarının bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye aittir. Hukuki menfaat yokluğunda, davacı uyuşmazlığı mahkeme önüne getiremez. Örneğin idarece çözümlenmesi gereken bir hususta mahkemeye müracaat halinde hukuki yarar yokluğundan bahsedilebilir. Talebin yerinde veya doğru olmaması hukuki yarar yokluğu olarak değerlendirilemez. Aksi halde yerinde olmayan veya reddi gereken her dava için davacının, reddedilen her kararı kanun yoluna götüren davalının hukuki yararı olmadığı sonucuna varılır ki, Yasa Koyucu hukuki yarar kavramını dava şartı olarak düzenlerken böyle bir sonucu murad etmemiştir.
Somut olayda, süre uzatım şartlarının bulunmaması nedeniyle verilecek karar davanın esastan reddi kararı olmalıdır. Usulden ret kararı ile esastan ret kararı arasında hükmün sonuçları bakımından önemli farklar bulunmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle kararın gerekçesinin ve sonuç kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.