Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3033 E. 2024/4259 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan istinat duvarı, perde duvar ve dolgu imalatlarının davacının manzarasını kapatması nedeniyle komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edip etmediği ve bu imalatların kaldırılmasına karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından yapılan imalatların davacının manzarasını kapatarak taşınmazın değerini olumsuz etkilediği, bu durumun komşuluk hukuku sınırlarını aşan bir müdahale niteliğinde olduğu ve imalatların yıkım masraflarının İcra İflas Kanunu'nun 30. maddesi gereğince belirleneceği gözetilerek, mahkeme kararının masrafların davalıya ait olduğuna dair kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/707 E., 2021/370 K.

DAVA TARİHİ : 30.06.2014

KARAR : Davanın kabulü, duruşma isteminin miktar itibariyle reddi

Taraflar arasındaki komşuluk hukukuna dayalı el atmanın önlenmesi ve kâl davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekilince temyiz edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 2016/3648 Esas, 2018/6503 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin miktar itibariyle reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 7752 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölümü, davalının ise 8 numaralı bağımsız bölümü kullandığını, davalının müvekkilinin kullandığı taşınmazın bahçe sınırına 1.5-2 metre yüksekliğinde istinat duvarı ve kot yükseltmesi yaptığını, davalının bu imalatı nedeniyle müvekkilinin kullandığı evin manzarasının kapandığını beyan ederek, davalının müdahelesinin önlenmesine ve duvarın yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının manzarasının kapanmadığını, arazinin eğimli olması nedeniyle ilerde toprak kaymasının engellenmesi amacıyla istinat duvarı yapıldığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2015 tarihli ve 2014/357 E., 2015/101

K. sayılı kararıyla; komşu taşınmazların bulundukları yer itibariyle yazlık oluşları, deniz manzaraları sebebiyle tercih edilişleri göz önünde tutularak, davalının kendi bağımsız bölümünde istinat duvarına sıfır konumda olan bahçesine binadan merdivenle inmek yerine mevcut istinat duvarını yükselterek bahçe kotunu su basman kotuna getirdiği, bu suretle deniz yönünde davacının manzarasına engel olduğu, davalı bu durumun binanın kaymasına engel olmak amacıyla yapıldığını iddia etmişse de, bina yükünden kaynaklı olarak yapı ön istinata kadar olan araziye kayma eğrilerinin görüldüğüne ilişkin bir tespit veya geoteknik hesaplama vb. olmadığı, aynı zamanda iç kısımda yapılan istinatların dolguya oturması da dikkate alındığında yapılan bu perde yükseltmelerinin binanın yapı güvenliğinden ziyade bahçe kotunu su basman kotuna getirmek için yapılmış olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne; davalının, davacının görüşünü engelleyecek şekilde dolgu yapmak ve bahçe yükselterek ihata ve dolgu imalatı yapmak sureti ile yaptığı müdahalenin men'i ile bu müdahalenin komşuluk hukuku açısından katlanamayacak sınırda olduğu anlaşıldığından beton ihata, bahçe yükseltme perdesi ve dolgu imalatının kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.02.2015 tarihli ve 2014/357 E., 2015/101 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 2016/3648 E., 2018/6503 K. sayılı ilâmında; mahkemece alınan bilirkişi raporu infaza uygun olmayıp, raporda müdahalenin veya verilen zararın ne şekilde giderileceği konusunda açıklık bulunmadığından, mahkemece bilirkişilerden ek rapor aldırılarak yıkılacak duvarın ebatları belirlenmeli ve yıkılıp kaldırılacak duvarın ebatları açıkça gösterilmek, bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle infaza elverişli karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; bozma ilamına uyulduğu, davalının kendi bağımsız bölümüne istinat duvarına sıfır konumda olan bahçesine binadan merdivenle inmek yerine mevcut istinat duvarını yükselterek bahçe kotunu su basman kotuna getirdiği, bu suretle deniz yönünde davacının manzarasına engel olduğu, söz konusu imalatların 03.12.2014 havale tarihli inşaat bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere binanın yapı güvenliğini sağlamak amacında olmadığının tespit edildiği, dava konusu taşınmazların konumu itibariyle sahip olduğu manzaranın taşınmazların değerini arttırıcı bir unsur olduğu, davalının müdahalesi neticesinde davacıya ait taşınmazın manzarasının kapanmasının davacıya ait taşınmazın değerini de olumsuz etkileyeceğinden zarar unsurunun oluştuğu, davalı tarafından yapılmış imalatların davacı için katlanma sınırını aşacak şekilde, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir el atmasının bulunduğu, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetildiğinde 03.03.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı ve sarı renkte taralı alanlarda bulunan bu imalatların kâl'inin gerektiği, öte yandan kâl'i gereken yapıların imara aykırılığının yapı kayıt belgesi ile giderilmesinin TMK’nın 737 nci maddesi kapsamındaki yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmakla davanın kabulüne, istinat duvarı, perde duvar ve dolgu imalatlarının masrafı davalıya ait olmak üzere kâl'ine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu yapılar için yapı kayıt belgesi alındığını, zarara uğradığını iddia edenlerin yapı kayıt belgesinin hukuka aykırı olduğu iddiasi ile, idare mahkemesinde yapı kayıt belgesinin iptali için idari dava açması ve yapı kayıt belgesini iptal ettirmesi gerektiğini, 27.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda “davalının yaptığı imalatların komşu parsel olan davacıya ait konutun görüş alanını kapatmamak düşük yükseklikte yapıldığı, üçgen olarak bir kırılma yapılarak sonrasında imalata devam edildiğine” ilişkin tespite göre davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının da bahçesini bina kotuna kadar doldurduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, komşuluk hukukuna dayalı el atmanın önlenmesi ve kâl talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İcra ve İflas Kanunu'nun 30 uncu maddesi hükmü gereğince bir işin yapılmasına dair olan ilamın icra müdürlüğüne verilmesi üzerine borçluya bir icra emri gönderilerek ilamda gösterilen süre içinde ve eğer süre verilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanları tayin edilerek icra müdürlüğü tarafından o işin yapılması emredilir. Borçlu emir gereğini yerine getirmezse lazım gelen masraf icra müdürü tarafından bilirkişiye hesaplattırılarak ayrıca bir hüküm gerekmeksizin bu masraf borçludan tahsil edilir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu madde 30'da belirtildiği gibi bir işin yapılmasına dair ilamda borçlunun verilen süre içerisinde ilam gereğini yerine getirmediği takdirde, lazım gelen masraf icra memuru tarafından bilirkişi marifetiyle tespit ettirildikten sonra bir hükme hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağından hükmün 1 inci maddesinde "masrafı davalıya ait olmak üzere" şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp, bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK'nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün 1 inci maddesinden "masrafı davalıya ait olmak üzere" kelimeleri çıkartılmak suretiyle Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir..

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 inci maddesinden "masrafı davalıya ait olmak üzere" kelimelerinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

HUMK'nın 440/III- 2 nci bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.