"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/124 E., 2024/30 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVALILAR : ... vd.
Bozmaya uyularak verilen İlk Derece Mahkemesinin kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ..., diğer taraftan davalılardan ... vekili Avukat ...geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili; dava konusu ... ili, ...köyü, 22, 23, 24 ve 80 parsel sayılı taşınmazların, ... Tapulama Mahkemesinin 01.09.1989 tarih, 1989/2 Esas, 37 Karar sayılı kararı ile davacılar ve davalılar adına tescil edildiğini, bahse konu kararın gerekçesinde hisselerin ... Noterliğinin 13.03.1972 tarih, 2244 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi dikkate alınarak düzenlendiğinin belirtilmesine rağmen, hükümde satış vaadinde bulunan davalılara da hisse verilmiş olduğunu, kararın tapuda infaz edilmesi nedeniyle tavzih talebinde bulunulamadığını belirterek, satış vaadi sözleşmesine rağmen davalılar murisi adına tescil edilen hisselerin davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlarda davalıların hisselerinin olmadığının belirtildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2012/807 Esas, 2019/237 Karar sayılı kararıyla; ... Tapulama Mahkemesinin 01.09.1989 tarih ve 1989/2 Esas, 37 Karar sayılı ilâmının taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olmadığı ve dava konusu taşınmazlarda davalıların hisselerinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İlk Derece Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli 2019/954 Esas, 2019/1074 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli 2019/954 Esas, 2019/1074 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, 15.01.2020 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ek kararı ile 10.10.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20.10.2020 tarihli ve 2020/3333 Esas, 2020/6438 Karar sayılı kararında; istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin verilen kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a hükmünde sayılan kesin olarak verilebilecek kararlar arasında yer almadığından, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarihli ek kararı kaldırılarak hükmün esastan incelenmesine geçildiği, esasa yönelik inceleme sonucunda ise; 80 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas ... Tapulama Mahkemesinin 1989/2 Esas, 37 Karar sayılı ilâmında, ... Noterliği 3.03.1972 tarih, 2244 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi değerlendirilerek hüküm kurulduğundan, bu taşınmaz yönünden önceki hükmün, eldeki dava için kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak 24 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas mahkeme kararı getirtilerek incelenmediği; 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların tesciline esas mahkeme kararlarında ise, bu davanın konusunu teşkil eden ... Noterliği, 13.03.1972 tarih, 2244 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinin değerlendirilmediği halde önceki davaların, eldeki dava için satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklar nedeniyle kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı tespite dayandığı beliritlerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; davacıların taleplerinin satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, ... Noterliği'nin 13.03.1972 tarih, 2244 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile davaya konu edilen 80 parselin yarısının davacılar ... ile ...'ye, 22, 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazların tamamının davacıların murisi olan...'ye satışının vaat edildiği görülmekle, davacılar tarafından bu taşınmazların miras taksimi, bağış yahut farklı bir yolla kendilerine geçtiği hususunun ise iddia ve ispat edilmiş olmadığını, dosya kapsamında bulunan mirasçılık belgesine göre muris...'nin davacılar dışında dava açmayan (dava dışı) başka mirasçıları da bulunduğunu, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesine göre tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği gerekçesiyle dava konusu 22, 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, dava konusu 80 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın kesin hüküm bulunması nedeniyle usulden reddine, birleştirilen davanın da asıl dava dosyası ile aynı dava olduğu, asıl dava dosyasının birleştirilen dava dosyasından önce açıldığı ve halen derdest olduğu gerekçesiyle derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; dava konusunun dayanağını satış vaadi sözleşmesi değil, tapulama mahkemesi kararının yanlış uygulanmasının oluşturduğu, bozma ilamında aktif husumetin olmadığına yönelik ibare bulunmadığı, 13.03.1972 tarih, 2244 yevmiye numaralı satış vaadi senedindeki alıcılardan... mirasçılarının hisselerini ... ve ...’ye satıldığı böylece elbirliği mülkiyetinin bahse konu olmadığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/1104 Esas sayılı dosyasında... mirasçılarının yetkili vekilinin (...'nin) ... ve ...’ye dava konusu taşınmazdaki hisselerini devrettiklerini, 80 parsel yönünden davanın reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalarda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Yargıtay duruşma vekâlet ücreti 28.000.00 TL'nin duruşmalı temyiz eden davacılardan alınarak davalı ...'ye verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.