"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1636 E., 2024/783 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/165 E., 2023/181 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yüklenicinin, dava dışı arsa sahipleri ile Bolu 1. Noterliğinde 24.07.2014 tarihli, 3305 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, sözleşmenin konusuna giren taşınmazlardan olan davaya konu 14 parsel, 10 numaralı bağımsız bölümün yüklenici olan davacıya kalan yerlerden olduğunu, davacının bu bağımsız bölümü...adlı kişiye tapuda devrettiğini, ancak bu satışın bazı nedenlerle iptal edildiğini, davacı o dönemde ailevi ve ekonomik sorunlar yaşadığından bu taşınmazı kendi üzerine almayıp güvendiği arkadaşı olan davalılar murisi...'a inançlı işlemle temlik ettiğini, ....... tarafından tapuda...'a yapılan resmi devir ile aynı günde davalı ile adi yazılı inanç sözleşmesi imzaladığını, .......'ın inanç sözleşmesine uymayarak daireyi davacıya iade etmediğini, davalıların...'ın mirasçısı olduğunu beyanla, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, bu talepleri kabul görmez ise taşınmaz bedelinin davalılardan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı-mirasçı ...'ın mahkeme kararı ile muris...'ın mirasını reddettiğini, muris...'ın kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığını ve anılan sözleşme ile bir bağının bulunmadığını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın inanç sözleşmesi olarak ileri sürdüğü 04.10.2018 tarihli adi yazılı sözleşme resmi şekilde yapılmadığından eldeki davaya dayanak yapılamayacağını, müvekkillerinin murisi...'ın dava konusu taşınmazı hukuka uygun bir şekilde edindiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacı ile davalıların murisi arasında 04.10.2018 tarihli yazılı inanç sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın sözleşmedeki imzaya itiraz etmediği, bu sebeple sözleşmenin davacı ile davalıların murisi arasında yapıldığının kabul edildiği, dava konusu taşınmazın davacı tarafa ait olduğu, ancak taşınmazın, davacının sorunları nedeniyle inanç sözleşmesi kapsamında davalılar murisi... adına kaydedildiği, belgenin taraflar arasındaki inançlı işlemin yazılı delili olduğu, davacının davasını ispatladığı, bu nedenle davanın kabulü ile davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve davalı ... yönünden husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde;
a. Müvekkillerinin murisi...’ın davacı ve dava dışı diğer taraflar arasında yapılan inşaat sözleşmeleri ile bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini,
b. Taşınmazın hiçbir zaman davacı mülkiyetine geçmediğini, bu nedenle sözleşmenin inançlı işlem olarak değerlendirilemeyeceğini,
c. Taraflar arasında inançlı işlem olduğu kabul edilse bile, tanık anlatımları ile murisin taşınmaza masraf yaptığı ve taşınmazı parasıyla satın aldığının sabit olduğunu, muris Arif tarafından yapılan ödemelerin davacı tarafça iade edilmediğini, mahkemenin bu konuda yeterli araştırma yapmadan karar verdiğini,
d. Davacı ile muris arasında düzenlenen adi yazılı sözleşmenin hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, bu sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceğini beyanla hükmün bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.