Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3301 E. 2024/4346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, mahkemenin verdiği kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, iptal edilen ve davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz pay oranlarını açıkça belirtmemesi, ön alım bedelini yargılama giderleri içinde değerlendirmesi ve ön alım bedelinin dava tarihinden itibaren nemalandırılmasını sağlamaması hususlarında hukuka aykırı hareket etmesi gözetilerek, Dairenin önceki bozma kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/414 E., 2023/196 K.

KARAR DÜZELTME

TALEP EDEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairemizce verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin davacının paydaşı olduğu 17 parsel sayılı (3240 m² arsa cinsli) taşınmazın 113/4860 payının..., 113/4860 payı... 113/19440 payını ..., 113/19440 payını ... 113/19440 payını ... 113/19440 payını ...'dan toplam 320.000,00 TL bedelle 17.10.2012 tarihli resmi senetle davalının satın alındığını, ancak hisselerin satışından davacının haberdar edilmediğini, davacının 01.11.2012 tarihinde davalı tarafından göndermiş olduğu ihtarname ile öğrendiğini, hisselerin tapu satış değerini muvazaalı olarak yüksek gösterdiğini, gerçek satış değeri üzerinden bunun mümkün olmaması halinde yazılı satış bedeli üzerinden ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, taşınmazın satış değeri 320.000,00 TL iken davacı tarafca harca esas değer 32.000,00 TL olarak gösterilmiş olduğundan davanın bu sebeple de reddine, aksi kanaatte olması halinde eksik harcın tamamlatılmasını, davanın süresi içerisinde açılmamış olması nedeniyle süre yönünden reddine, ayrıca bedelde muvazaa bulunmadığı nedenle davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında 20.01.2023 tarihinde yapılan keşifte sunulan raporda, davacının ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin bulunmadığı, bütün maliklerce kabul edilmiş fiili bir taksimin mevcut olmadığı tespit edilmekle her ne kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına fiili taksimatla ilgili talepte bulunulduğu ama bu hususun gerçekleşmediği, tanıkların beyanında fiili taksimat olmadığı için tapuların çıkarılamadığı ve bir türlü adlarına tapuya tescilin sağlanamadığı, hisselerinin belirlenemediği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuş

Dairemizin 12.03.2024 tarihli ve 2023/4934 Esas, 2024/1496 Karar sayılı ilamında; Mahkemece iptal edilen ve davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz pay oranlarının ayrı ve açık bir şekilde gösterilmek suretiyle HMK'nın 297 nci maddesine uygun karar verilmesi yerine TMK'nın 688 inci maddesine aykırı olarak taşınmazın metrekare yüzölçümü üzerinden tescil hükmü kurulması ve davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilen 326.562,50 TL ön alım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu bedelin yargılama giderleri içinde değerlendirilerek toplam 334.565,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi doğru görülmediği gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve çelişkili olduğunu, dava konusu taşınmaza 1960 yılında yapılmış parselasyona göre maliklerin fiili kullanım alanlarının belli olup gerek satış tarihinde gerekse hali hazırda davacı ve diğer maliklerin tapudaki hisselerine göre fiili kullanım alanlarının olduğunu, dava açılmadan davacıya taşınmazı devir etmeye hazır olduğunu bildirdiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükümedilmesinin hatalı olduğunu, davanın kabul edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınarak taşınmazın güncel değerinin depo edilmesi gerektiğini, gerekçeli kararın 6 ncı maddesinde 334.565,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde kurulan hükmün hatalı olduğunu, kararın özensiz şekilde verildiğini ileri sürerek karar düzeltme dilekçesinin kabulü ile belirtilen sebepler doğrultusunda bozma kararı verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ( 1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 732, 733,734 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

Buna göre; Mahkemece iptal edilen ve davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz pay oranlarının ayrı ve açık bir şekilde gösterilmek suretiyle HMK'nın 297 nci maddesine uygun karar verilmesi yerine TMK'nın 688 inci maddesine aykırı olarak taşınmazın metrekare yüz ölçümü üzerinden tescil hükmü kurulması hatalıdır.

3. Öte yandan Mahkemece, davanın kabulüne hükmedilirken davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilen 326.562,50 TL ön alım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu bedelin yargılama giderleri içinde değerlendirilerek toplam 334.565,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi de doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

4. Ayrıca, ön alım hakkının kullanılmasıyla, bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Kural olarak ön alım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile, davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olup, bu bedelin dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece makul süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesiyle birlikte vadeli bir hesapta değerlendirilmesi gereklidir.

Bu kapsamda mahkemeler, dava açıldıktan sonraki makul bir süre içinde ön alım bedelinin, vadeli bir mevduat hesabına yatırılmasını sağlayarak yargı sürecinin taraflar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirgeyerek mülkiyet hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüğü gerekçekleştirmiş olacaklardır.

Somut olayda; davalı 17.10.2012 tarihli resmi senet ile dava dışı satıcıların davaya konu paylarını toplamda 320.000,00 TL bedel ile satın almış, ön alım bedeli ön inceleme tarihi itibariyle depo ettirilmediği gibi yargılama süresince bedel vadeli hesapta kesintsiz şekilde nemalandırılmamış, böylece satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilememiştir. Bu doğrultuda mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alınarak resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamı olan bedeli, ön inceleme tarihi olan 20.12.2013 tarihinden bilirkişi incelemesi yapılacak olan tarihe kadar nemalandırılması halinde ulaşacağı değer belirlenmeli, belirlenen bu miktardan depo edilen (nemalı veya nemasız) miktar ile nemalandırılmış ise nema miktarı çıkarıldıktan sonra aradaki farkın da depo edilmesine karar verilmelidir.

5. Hükmün temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 12.03.2024 tarihli ve 2023/4934 Esas, 2024/1496 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş ise de yazılı sebeplerle bozulması gerektiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 12.03.2024 tarihli 2023/4934 Esas, 2024/1496 Karar sayılı bozma ilamı kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçeler ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 12.03.2024 tarihli ve 2023/4934 Esas, 2024/1496 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,

2. Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.