Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3312 E. 2025/1468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vasiyetnamenin varlığından ve içeriğinden haberdar olduğu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1179 E., 2024/877 K.

DAVALILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/144 E., 2021/271 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; vasiyetnamenin açılmasına dair verilen karar tebligatlarının müvekkiline yapılmaması sebebiyle dosyanın hala derdest olduğunu, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığını, müvekkilinin vasiyetnameden kendi aleyhine açılan davalar neticesinde haberdar olduğunu, murisin okuma yazmasının bulunmadığını, vasiyetnamede murisin imzası yerine parmak izinin bulunduğunu, vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmediğini, vasiyetnamedeki durumun gerçeği yansıtmadığını, murisin akıl zayıflığının araştırılmasının gerektiğini, vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarına uygun olmadığını, vasiyetnamenin yapılması konusunda davalılar tarafından muris üzerinde baskı kurulduğunu ve müvekkilinin saklı payının bulunduğunu ileri bürerek vasiyetnamenin iptalini, aksi halde saklı payının ihlali nispetinde tenkisini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ... cevap dilekçesinde; vasiyetnamenin açılması dosyasında davacının dava konusu vasiyetnameyi 04.10.2018 tarihinde öğrendiğini, davacının eldeki davayı açma hakkının 04.10.2019 tarihinde sona erdiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve vasiyetnamenin murisin özgür iradesi ile hazırlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2020/144 Esas, 2021/271 Karar sayılı kararında "...davacının murisin vasiyetnamesinden 04.10.2018 tarihinde haberdar olduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, davalı tarafın hak düşürücü süre itirazına karşı davacı vekilinin Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı tebliğ edilmediğinden bahisle hak düşürücü süreye itiraz ettiği, davalıların hak düşürücü süreye yönelik itirazları değerlendirilmeden esasa yönelik delillerinin toplanmasına geçilmiş ise de, öncelikle davanın yasal sürede açılıp açılmadığının incelenmesinin gerektiği, davacının 04.10.2018 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesindeki duruşma sırasında hak sahibi olduğunu öğrenerek aleyhine düzenlenen vasiyetnameye karşı dava açacağını beyan etmesine rağmen 1 yıllık yasal sürede vasiyetnamenin iptali ve tenkisi talebinde bulunmadığı, esasa yönelik deliller değerlendirilmeksizin davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin gerektiği..." gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 02.05.2024 tarihli ve 2022/1179 Esas, 2024/877 Karar sayılı kararında "...vasiyetnamenin açılması dosyasında davacının 04.10.2018 tarihli duruşmada dava konusu vasiyetnamenin varlığından ve içeriğinden haberdar olduğu, bu tarihten davanın açıldığı 29.06.2020 tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili,

-Vasiyetnamenin açılmasına yönelik kararın müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini,

-Dosyanın hala derdest olduğunu,

-Vasiyetname usulünce açılıp tebliğ edilmediğinden 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamayacağını,

-Müvekkilinin vasiyetnameden kendi aleyhine açılan davalar sebebiyle haberdar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; vasiyetnamenin iptali, aksi halde tenkis istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.