Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3396 E. 2024/4865 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında, davalının tahliye işlemini gerçekleştirmesi nedeniyle davanın konusuz kalması ve yargılama giderlerinin kime yükleneceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmazı tahliye etmesiyle el atmanın önlenmesi davasının konusuz kalmasına rağmen, davacının davanın açıldığı tarihte haklı olduğu ve davalının taşınmazın tahliyesi için makul bir süre tanınmasına rağmen tahliye işlemini geciktirdiği değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/918 E., 2024/1268 K.

DAVA TARİHİ : 17.02.2023

KARAR : Başvurunun yargılama gideri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın el atmanın önlenmesi davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/115 E., 2024/43 K.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince el atmanın önlenmesi davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun yargılama gideri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın el atmanın önlenmesi davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının maliki olduğu taşınmazı dava dışı oğlunun kullanımına tahsis ettiğini, oğlu ile davalının boşanmasına rağmen davalının evden çıkmayı kabul etmediğini ileri sürerek davalının taşınmaza el atmasının önlenmesi ile 16/06/2021 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ve eşinin evlilikleri devam ederken aynı binada oturmak için eşinin adına bir daire satın aldıklarını ancak davacı tarafın satın alınan dairede kendisinin oturabileceğini söyleyerek davalı ve eşinin dairede oturmalarına rıza gösterdiğini, bu şekilde davalı ve eşinin davacıya ait evde oturmayı sürdürdüklerini, davalının eşi adına kayıtlı, 7. kattaki 63 no.lu dairenin ise davacı ve davacının diğer oğlu tarafından kullanıldığını, boşanma kararının henüz kesinleşmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacının oğlu ile evli olduğu, dava konusu taşınmazın evlilik nedeni ile davalı ve oğluna tahsis edildiği, evlilik birliği devam ederken davalı ve kocasının aynı blokta aynı iz düşümde 7. katta bir daire satın aldıkları, bu daireyi de davacının diğer oğlu ve davacı tarafından kullanılmakta olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın davalı tarafından 15/06/2023 tarihinde tahliye edildiği ve davacı tarafın ecrimisil isteminden feragat ettiği, davacı tarafın evlilik birliği nedeni ile oğlu ve davalıya tahsis ettiği daireden sadece davalı aleyhine el atmanın önlenmesi davası açması açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve davalı tarafça boşanma davası açılmadan önce aile konutu şerhi konulmuş olsa idi davalının bu dairede boşanma kararı kesinleşinceye kadar oturabileceği gerekçesiyle ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine ve el atmanın önlenmesi davasının konusunuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Yargılama gideri yönünden verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ön inceleme tutanağının düzenlendiği 02/11/2023 tarihinden sonra elatmaya son verildiği, dava konusu taşınmazın kayden maliki olan davacının mülkiyet ... karşısında, davalının kullanımını üstün kılacak, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir ayni ya da şahsi ... mevcut olmadığına göre, davacının el atmanın önlenmesi davası açmakta haklı olduğu, el atmanın önlenmesi davası yönünden keşfen belirlenen dava değeri 2.600.000,00 TL olup bu miktar üzerinden harç ikmal edildiğine göre, İlk Derece Mahkemesince kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 268.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2024 tarih ve 2023/115 Esas, 2024/43 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, elatmanın önlenmesi davası yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteği yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davanın açıldığı tarihten itibaren davalının yeni bir ev arayışına girdiğini; iş yoğunluğu, fahiş kira artışları, tek başına bakmaya çalıştığı ve boşanma sonrası psikolojik olarak etkilenen oğlunun psikolojik tedavisi ile ilgilenmesinden dolayı süreç uzun sürmüş olsa da, dava açıldığı tarihten itibaren bir yıllık süre bile dolmadan yeni bir ev bularak taşınmazdan ayrıldığını ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

(Karşı Oy)

- KARŞIOY -

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince (İDM) el atmanın önlenmesi davası yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil davası yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

İDM'ce davacının davasını açarken hakkını kötüye kallandığı kabul edilerek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması yönünde hüküm kurulmuş, kararın yargılama giderleri yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İDM kararının kaldırılmasına ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.

Sayın Çoğunlukça aramızda oluşan uyuşmazlık, yargılama giderlerinden kimin sorumlu olması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Kanaatimizce aşağıda belirtilen nedenlerle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hâkimin davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığını hükmetmesi durumunda davanın açıldığı tarikteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine karar vermesi gerekmektedir. Buna göre yargılama giderlerinden kimin sorumlu olduğunun tayin edilebilmesi için davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu tespit edilmelidir.

Tüm dosya kapsamından davacının dava konusu taşınmazı oğlu Alperen ve oğlunun eşi olan davalıya evlilik nedeniyle oturmaları amacıyla tahsis ettiği, daha sonra evlilik birliği içinde aynı binada bir başka dairenin davalının eşi adına satın alındığı, fakat tarafların anlaşarak yeni alınan daireye davalı ve eşinin geçmesine gerek görmeyip yeni alınan dairede davacı ile birlikte diğer oğlunun oturmaya başladığı anlaşılmaktadır. Durum böyle iken davacının oğlu Alperen'in davalıya boşanma davası açması üzerine davacının boşanma davası tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan ecrimisil talep eden ve müdahalesinin sona ermesini isteyen iş bu davayı ikame ettiği, davalının davanın ikame edildiği 17.02.2023 tarihli ve davanın ön inceleme tutanağının düzenlendiği 02.11.2023 tarihinde sonra 15.12.2023 tarihinde dava konusu taşınmazı tahliye ettiği, bu yönüyle el atmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. (Ecri misil davası feragat nedeniyle reddedilmiştir).

Vurgulamak gerekir ki davacı el atmanın önlenmesi davasını ikame ettiği tarihte boşanma davası henüz devam etmektedir. Öte yandan davacı söz konusu davayı ikame etmeden önce davalının eşi olan Alperen adına kayıtlı ve evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazı boşaltarak davalıya oturması teklifinde bulunmadan bu davayı açmıştır. Davalının eşi Alperen adına kayıtlı dairede oturması halinde boşanma davası kesin olarak sonuçlanmadan davalının söz konusu daireden tahliye ettirilemeyeceği açıktır. Bu durumda davacının söz konusu imkânı davalıya teklif etmeden iş bu davayı açması dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesiyle güvence altına alınan kural uyarınca hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunması mümkün olmayıp bu koşullar altında davacının davasını açtığı tarihte haklı olduğu söylenemez.

Açıklanan nedenlerle BAM kararının yargılama giderleri yönünden bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edemiyoruz.