Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3420 E. 2024/4408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafından ibraz edilen protokolün fotokopisi üzerinden ispat yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda, mahkemece imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bu inceleme sonucunda imzanın davalıya ait olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/139 E., 2023/18 K.

DAVA TARİHİ : 19.11.2014

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında görülen inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14 Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 09.10.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili; davacı, davalı ve dava dışı kardeşleri...'ın 23/03/2011 tarihinde şahitler huzurunda yaptıkları anlaşma ile 138 ada 37 parsel, 138 ada 28 parsel ve 138 ada 38 parseli paylaştıklarını, dava konusu yerlerin davalı adına kayıtlı olduğunu belirterek dava konusu üç adet parselde davacıya isabet eden 1/3 oranında hissenin tapuya tescilini ve kullanım bedeli olarak şimdilik 5.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında davacı asil, alacak talebinden vazgeçtiğini dile getirmiştir.

2. Davacı vekili 22.06.2016 tarihli dilekçesinde; 38 parselde yer alan 3 No.lu bağımsız bölümü ve imalathanenin 1/3'ünü istediklerini dile getirmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dayanak yapılmaya çalışılan anlaşma senedi fotokopisini müvekkilinin kabul etmediğini, davacıya senet aslını sunmak için kesin süre verilmesini, senet altındaki imza, müvekkiline ait olmadığından davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkeme ilk kararında; taraflar arasında yapılan protokolün inkar edildiği için değerlendirmeye alınmadığı, dosya kül halinde değerlendirildiğinde taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu, davacının ortaklıktan ayrılması nedeniyle kendisine 1/3 hisse verilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne, kira bedeli ile ilgili talepten feragat edildiğinden bu talebin reddine karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Davalı vekilinin hükmü temyiz etmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14.Hukuk Dairesi 19.11.2020 tarihli 2016/17809 Esas ve 2020/7504 Karar sayılı ilamında, "...dava, adi ortaklıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de, uyuşmazlık inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Davacı taraf, inançlı işlemi yukarıdaki ilkelere göre yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile birlikte diğer delillerle ispatlayabilir ise de dosyaya ibraz edilen ve davanın kabulüne dayanak yapılan 23.03.2011 tarihli protokolün fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği, belge içeriğinin ve imzanın davalı yanca kabul edilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, dayanılan fotokopi belgedeki imzanın davalıya ait olup olmadığını yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptamak, yaptırılacak inceleme sonucu imzanın davalının eli ürünü olduğu saptanırsa inanç ilişkisi yazılı delille kanıtlanmış olacağından davayı şimdiki gibi kabul etmek, aksi durumda iddia yazılı delille kanıtlanmamış olacağından davayı reddetmek olmalıdır." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; rapordan da anlaşılacağı üzere imzanın davalının eli ürünü olduğunun ispatlandığını, daha önce Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve davacısının..., davalısının ...,...ve... ... olduğu davada taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunun kabul edildiğini, ...'in ortaklığa dahil olduğunu ancak davacı ...in ortaklıktan ayrıldığını, 11/01/2009 tarihi itibariyle alması gereken payın verilmesine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, davacı ... ve davalı ... arasında adi ortaklık bulunduğu hususunun bu şekilde sabit olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 05.02.1947 tarihli ve 1945/20 Esas, 1947/6 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.