Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3452 E. 2024/3906 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İptal edilen imar uygulaması sonucu oluşan parsellerin eski haline (kök parsellere) ihyası talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 7221 sayılı Kanun ile değişik 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin son fıkrası uyarınca, iptal edilen imar uygulaması nedeniyle geri dönüşüm işlemlerinin yapılıp yapılamayacağının idari merciince tespit edilmesi ve bu tespite göre hak sahiplerine uygun yer tahsisi veya bedel ödemesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/2 E., 2021/81 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Köyü, 2989 parsel sayılı 495.250,00 metrekare taşınmazın mera vasfında iken bu vasfını kaybetmesi sonucu 03.04.1987 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, Bakanlar Kurulu kararıyla ... ilçeleri sınır tespitinin yapılarak 2989 parselin 63.574,00 metrekarelik kısmının ... Belediyesine devredildiğini, anılan Belediyece 12.06.1996 tarih ve 1149 yevmiye numaralı işlem ile imar uygulamasına tabi tutulduğunu, şuyulandırma sonucu 5000 ada 1, 5001 ada 1, 2, 3, 4, ve 5, 5002 ada 1 parsel sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini, bu nedenle taşınmazların eski hale getirilerek 2989 parselin ihyası ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.12.2013 tarih ve 2013/194 Esas, 2013/168 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 27.11.2017 tarihli ve 2017/4936 Esas, 2017/8848 Karar sayılı ilâmıyla; dava konusu ihyası talep edilen taşınmazla ilgili olarak 20.03.2014 tarihli encümen kararı ile yeniden imar uygulaması yapılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, yeni imar parsellerinin sicil kayıtlarının oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 7 nci maddesiyle değişik 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 7 nci maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.

Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti hâlinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması hâlinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.

3194 sayılı Yasa'ya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

18.09.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz incelemesine konu İstanbul 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/03/2021 tarih, 2019/2 Esas ve 2021/81 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ... Belediyesi'nin temyiz talebi kabul edilerek, 7221 sayılı Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine eklenen son fıkra gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle, İlk Derece Mahkemesi kararının çoğunluk görüşü ile bozulmasına karar verilmiştir.

3194 sayılı Yasa'nın 7221 sayılı Yasa ile eklenen 18/son maddesindeki düzenleme şu şekildedir: "Bu madde kapsamında yapılmış olan imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi köşk parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edilir veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değeri ödenir."

Fıkranın, yorum gerektirmeyecek derecede açık lafzından anlaşılacağı üzere; iptal edilen uygulama (somut uyuşmazlıkta, ... Belediyesi tarafından yapılan ve İdare Mahkemesince iptaline karar verilen imar planı) ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hukuki veya fiili imkansızlık nedeni ile uygulama öncesi parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle hak sahiplerine idarece uygun bir yer tahsis edilmesi, anlaşma olmaması halinde ise düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra rayiç bedelin hak sahibine ödenmesi gerekir. İhtilafın anlaşma veya rayiç bedel ödenerek sonlanması halinde ise, davanın konusu ortadan kalkmış olacağından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Ancak maddede, açılan davaların, davanın tarafları arasındaki ihtilaf sonuçlanmadan reddine karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme yer almamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 35. maddesine göre "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir." Yine 36. maddesine göre "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz." Davacının Hazine olmasının, Anayasa'nın bu hükmünün gözardı edilmesini gerektirmeyeceği ise izahtan varestedir.

Dairemize intikal eden benzer uyuşmazlıklarda İlk Derece veya Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ret kararlarının onanmasına karar verilmiş ise de, bu dosyalarda, davaya konu parsellerde "hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılamayacağı" tüm dosya kapsamından, tereddütsüz bir şekilde anlaşılmıştır. Emsal içtihat niteliğini taşımayan dairemizin bu kararlarının -başkaca hiç bir araştırma yapılmaksızın- her somut uyuşmazlığa uygulanma imkanı yoktur. Aksinin kabulü halinde, Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkı fiilen ortadan kaldırılmış olacak ve idare tarafından hukuka aykırı bir şekilde yapılan imar planı veya ıslah imar planlarının İdare Mahkemelerince iptal edilmiş olmasının hiç bir anlamı da kalmayacaktır.

Dosya içeriğinde yer alan bu delillere rağmen, idare tarafından hukuka aykırı bir şekilde imar düzenlemesi yapıldıktan sonra ve bu düzenleme idare yargı yerinde iptal edildiği halde, gerçek veya tüzel kişilerin, (imar öncesi) kök parsele dönülmesi talebi ile açtıkları davalar 3194 sayılı Yasa'nın 18/son maddesi gerekçe gösterilerek kesin olarak reddedildiği takdirde, T.C Anayasası'nın 125. maddesindeki "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." hükmü de fiilen ortadan kalkmış olacaktır.

Bu nedenle; İlk Derece Mahkemesinin temyiz incelemesine konu kararının 3194 sayılı Yasa'nın 18/son maddesindeki idari işlemlerin tamamlanması için usulen bozulması gerektiği kanaati ile, sayın çoğunluğun, davanın esastan bozulması yönündeki görüşüne iştirak etmiyorum.