Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3468 E. 2025/2238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya ait taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ile kendi taşınmazına ilavesi veya taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının bedellerinin tahsili istemiyle açılan davada, temliken tescil şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı taşınmaz üzerinde fındık ağaçlarını diktiği sırada iyiniyetli olmadığı, davalının taşınmazı ihale yoluyla aldığı ve taşınmazın üzerindeki fındık ağaçlarıyla birlikte değerlendirildiği, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleşmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/916 E., 2024/909 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/201 E., 2023/68 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 240 ada 43 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazının neredeyse tamamını fındık bahçesi olarak kullandığını, taşınmazına bitişik olan davalıya ait 240 ada 44 parsel sayılı taşınmazı kendine ait zannederek 30 yılı aşkın süredir bu zamana kadar fındık yetiştiriciliği için kullandığını, davalının taşınmazını icra yolu ile 09.12.2019 tarihinde dava dışı ... ... isimli kişilerden satın aldığını, davalıya ait taşınmazın yarısının müvekkili ve ailesi tarafından iyiniyetli olarak kullanıldığını, taşınmaz üzerine fındık ağaçları dikildiğini ve taşınmazın önceki malikleri tarafından da bu konuda hiç uyarıda bulunulmadığını ileri sürerek öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesi uyarınca müvekkiline ait taşınmazın bitişiğinden itibaren davalıya ait 240 ada 44 parsel sayılı taşınmazın yarısının tapu kaydının iptali ile uygun bir bedel öngörülmek suretiyle müvekkiline ait 240 ada 43 parsel sayılı taşınmaza ilavesine, aksi hâlde davalıya ait taşınmazın yarısının üzerinde bulunan fındık ağaçlarının sökülememesi nedeniyle ağaç bedellerinin ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarını taşınmazın bir önceki malikine yöneltmesinin gerektiğini, taraf sıfatında yanılgıya düşüldüğünü, taşınmazın ihale ile satın alınmasından itibaren 2 yıl sonra davacının söz konusu iddialarını ileri sürmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin kazanılmış hakkının söz konusu olduğunu, davacının iddiaları ile müvekkili arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve bu konuda 4721 sayılı Kanun'un 1023. maddesinin esas alınmasının gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/201 Esas, 2023/68 Karar sayılı kararında; “...davalının cebri icra marifeti ile taşınmazın maliki olduğu, ihalenin usulsüz olduğu iddiasıyla ihalenin feshine ilişkin şikayette bulunulmadığı, ihalenin feshi davası açılmadığı gibi satışın dayanağı icra takibinde ödeme emrinin tebliğine dair işlemin usulsüz olduğu yönünde herhangi bir şikayetin ve davanın da bulunmadığı ve davalının kötü niyetli olduğu ile alakalı bir iddia olmadığı gibi dosya kapsamında bu yönde bir delil de olmadığı, davacı ve ailesinin iyi niyetli bir şekilde taşınmazı kendilerinin sanarak kullandığı iddiasının muhatabının davalı değil önceki malik olduğu...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12.06.2024 tarihli ve 2023/916 Esas, 2024/909 Karar sayılı kararında; “...davacının el birliği ortağı olduğu 43 No.lu parsel ile davalının maliki olduğu 44 No.lu parsel arasında sınır olmayıp davacının yaklaşık 30 yıl önce davalının maliki olduğu 44 No.lu parsele önceki malikleri döneminde fındık ağaçları diktiği ve tasarruf ettiği, davacının tasarruf ettiği alanın bilirkişi raporunda ‘A’ harfi ile gösterilip 5.743,31 m2 alanı kapsadığı, bu alanda davacı tarafından dikilen yaklaşık 30 yıllık 350 ocak fındık ağacının bulunduğu, bölgede tesis kadastrosunun 1988 yılında kesinleştiği ve fındık ağaçlarının yaşları dikkate alındığında taşınmazlar çapa bağlandıktan sonra davacı tarafça fındık ağaçlarının dikildiği, davacı tarafın iyiniyet iddiasının yerinde olmadığı, dava tarihi itibariyle fındık ağaçlarının değerinin 70.000,00 TL; fındık ağaçlarının bulunduğu zemin değerinin ise 332.749,60 TL olarak belirlenmesi karşısında yapı kıymetinin taşınmazın değerinden oldukça az olduğu, dolayısıyla temliken tescil iddiası açısından şartların oluşmadığı, ayrıca davalının cebri icra sonucu dava konusu taşınmazı ihale yoluyla alan üçüncü kişi olması ve yapılan ihale sürecinde davaya konu 44 No.lu parselin üzerinde fındık bulunan haliyle kıymet takdirinin ve açık artırmanın bu doğrultuda yapılıp davalının da bu doğrultuda ihale sonucunda taşınmazı satın almak suretiyle malik olduğu, davalının sebepsiz zenginleşmiş olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığı...” gerekçesiyle başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili;

1. Kararın hatalı olduğunu,

2. Müvekkilinin iddiasının mevcut deliller doğrultusunda ispatlandığını,

3. Ancak mahkeme tarafından yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu,

4. Sonuç itibariyle müvekkilinin iyiniyetli olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 724. maddesine dayalı temliken tescil aksi halde tazminat istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.