Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3470 E. 2025/2050 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasın reddinin iptali talebinde, hakdüşürücü süre aşımı nedeniyle davanın reddedilmesi doğru mudur?

Gerekçe ve Sonuç: Mirasın reddinin iptali davasının, reddin öğrenilmesinden itibaren altı aylık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/986 E., 2024/1345 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Cihanbeyli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/663 E., 2023/510 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, reddi mirasın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerektiği, (murisin alacaklarının korunması anlamında), bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptalinin istenemeyeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 610/2. maddesinde zamanaşımı ve hakdüşürücü süre öngörülmediğinden dava açılması için süre bulunmadığı, davalılar dışında mirası reddetmeyen mirasçıların dosya kapsamında bulunduğu, bunlara yönelik husumetin yöneltilmediği gibi bu mirasçıların mirası reddettiklerine dair bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “davalının muris ...'nun mirasını 27.09.2021 tarihli dilekçe ile reddettiği, hakdüşürücü sürenin ret tarihinden itibaren başladığı, alacaklı tarafından reddin öğrenme tarihinin hak düşürücü süreye etkisinin olmadığı, davanın ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 01.07.2022 tarihinde açıldığı, davacı tarafın tasarrufun iptaline ilişkin talebi de olmadığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken davayı murisin alacaklıları tarafından açılan mirasın reddinin iptali davası olarak nitelendirip yazılı şekilde yanlış gerekçe ile karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle karar kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın altı aylık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalının alacaklılarından mal kaçırmak için annesinden kalan mirası muvazaalı olarak reddettiğini, borca batık olmayan annesinden kalan 15 tapu hissesini hiçbir sebep olmadan reddetmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kötüniyetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.