Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3508 E. 2024/4844 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortak mülkiyetteki bir taşınmaz üzerinde bulunan yapının davacı tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı ve muhdesatın tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazdaki yapıyı yalnızca kendi emek ve gelirleriyle inşa ettiğini ispatlayamaması ve bozma kararına uyularak yapılan yargılamada da bu hususun açıklığa kavuşturulamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1502 E., 2024/803 K.

DAVA TARİHİ : 22.10.2019

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/139 E., 2021/250 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muhdesatın tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin paydaşı olduğu taşınmazda bulunan iki katlı binayı davacının yaptırdığını ileri sürerek muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu 2 katlı binada haklarının bulunmadığını, imar işlemi sonucu taşınmazda paydaş olduklarını, kendilerine yargılama gideri yükletilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

Davalı ... ve Ömriye süresinden sonra verdikleri beyan dilekçesinde; dava konusu muhdesatın muris tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... 04.06.2021 tarihli dilekçesi ile, davayı kabul ettiğini, aleyhinde yargılama gideri ve harç masraf hükmedilmemesini istediğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2019 tarihli ve 2019/139 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 492 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 2 katlı betonarme binanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve Ömür vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli ve 2021/1242 Esas, 2021/1490 Karar sayılı kararıyla; davalılar vekilinin başvurunun esastan reddine, kamu düzenine ilişkin hususlar dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm tesisine davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve Ömür vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.03.2023 tarihli 2022/164 Esas 2023/1505 Karar sayılı kararı ile "mahkemece dinlenen davacı tanığı ...’in beyanının davacının yaşı ve olayı oluş biçimi ile uyumlu olmadığı, dava konusu binanın murisin sağlığında inşa edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, ancak muris ve davacının birbirinden ayrı işi ve gelirinin bulunup bulunmadığının saptanmadığı, muhdesatın kimin nam ve hesabına yaptırıldığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı, davacı tarafından binanın yapımı için yapılan katkı ve harcamaların babaya yönelik yardım amaçlı, ahlaki borç (ödev) niteliğinde mi, yoksa kendi nam ve hesabına muhdesat yapılması için mi olduğunun belirlenmediği, bu hususların dinlenen tanığa sorulmadığı, soyut olarak alınan tanık beyanları ile yetinilerek hüküm verildiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Kocaeli ili, Kartepe ilçesi, 492/13 ada parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 2 katlı betonarme yapı hakkında Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/973 Esas sayılı dosyasında ana taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, bu dava sebebiyle davacının dava açmada hukuki yararının mevcut olduğu, davacının, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde bulunan yapıyı tamamının kendisinin yaptırdığını öne sürerek yapının kendisine aidiyetinin tespitini talep ettiği, ancak toplanan tüm delillerden davacının dava konusu taşınmazda mevcut yapının yalnızca kendisinin emek ve gelirleri ile meydana getirildiğini duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın davalı ... yönünden davalının kabulü nedeniyle kabulü ile taşınmaz üzerinde yer alan 2 katlı betonarme binanın davacı tarafından yaptırıldığının bu davalı hissesi yönünden tespitine, diğer davalılar yönünden iddia ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesi ile binayı müvekkilinin yaptığı hususunun tanık beyanı ile sabit olduğunu, murisin diğer çocuklarının binanın yapımında katkısı olmadığını, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684 üncü, 718 inci, 724 üncü, 728 inci, 729 uncu ve 1012 inci maddeleri, Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60 ıncı maddesi

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.