Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3728 E. 2025/2171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tescil edilen çayır vasıflı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve mera vasfı ile tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarıma elverişli olmayan çayır niteliğinde olduğu, meraların doğal çayırlar üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun kazanılamayacağı ve kadastro çalışmalarında davalılar adına yapılan tespitlerin hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/944 E., 2024/688 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/394 E., 2018/773 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından duruşma talebiyle temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Sivas ili, ......... ilçesi, ............Köyü, 113 ada 58 parsel ve 113 ada 62 parsel sayılı çayır vasıflı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında... evlatları olan davalılar adına senetsizden tespit ve tescil edildiğini, bu işlemin hatalı olduğunu, zira dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin 1960'lı yıllarda göl ve bataklık hâlindeyken DSİ tarafından kurutulduğunu, kurutma işleminden sonra bu taşınmaz ve civarındaki taşınmazların yıllarca mera olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mera vasfı ile özel siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin dolduğunu, taşınmazın noter senedi ile satın alındığını, taşınmazda 150 yıldır malik olduklarını, taşınmazın mera vasfında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile davalının zilyetliği doğrulanmış ise de; aldırılan ziraat bilirkişi kurulu raporları ile dava konusu taşınmazın tarımı yapılan arazi gruplarından hiçbirine uymadığı, kendine özgü toprak yapısı ve bu yapı üzerinde doğal olarak oluşmuş çayırlık bitki örtüsünün olduğu, dava konusu taşınmazın çayır olduğu, özel mülkiyete konu olabilecek çayırlık alanlardan bulunmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanmaya uygun bir arazi olmadığının tespit edilmiş olması ve 1949,1955, 1954 ve 1973 tarihli eski hava fotoğraflarında üzerinde tarımsal faaliyetin gözlenmemiş olması ile ayırıcı hudutlarının dahi bulunmaması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında yer alan ziraatçi bilirkişi raporunda 54 parsel ile komşu parsellerin taban suyu seviyesinin yüksek, tarım yapmaya elverişli olmayan çayır niteliğinde yerler olduğunun açıklandığı, teknik bilirkişi krokisinde davaya konu parsellerin etrafının mera niteliğindeki taşınmazlarla çevrili olduğu, meraların doğal çayırlar üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun kazanılmasının mümkün bulunmadığı, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına yapılan tespitlerin hatalı olduğundan Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar ... ve... vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların evveliyatının göl olup kurutularak mera hâline geldiğinin ispatlanamadığını, raporun yetersiz olduğunu, uzman bilirkişilerce hazırlanmadığını, taşınmazların özel mülkiyete tâbi çayır vasfında olduğunu, 150 yılı aşkındır taşınmazın davalılarca kullanıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.