"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2307 E., 2024/565 K.
DAVALILAR : ... vd.
DAVA TARİHİ : 29.05.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kula Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/321 E., 2021/468 K.
Taraflar arasındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Kula Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/853 Esas sayılı dosyası ile Kula ilçesi, Balıbey Köyü, 160 ada 12 parsel sayılı taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davaya konu taşınmazlardan Kula ilçesi, Balıbey Mahallesi, 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazın hisseli olarak göründüğünü, taşınmaz üzerindeki ev, besihane, müştemilat ve tüm yapıların kendisine ait olduğunu, taşınmazın miras olarak kalmakla birlikte taşınmaz üzerindeki tüm yapıları kendisinin yaptığını, diğer hissedarların herhangi bir katılımının olmadığını belirterek, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ev, besihane, müştemilat ve tüm yapıların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve... cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların tamamının davacı tarafından değil babaları ve dedeleri olan ... tarafından yapıldığını, ilgili yapıların 40 yıla yakın süredir var olduğunu, davacının ilgili yapılar yapıldığı zaman yaşının çok küçük olduğunu, o dönemde o yapıları yaptıracak kadar gelirinin de olmadığını, tamamen murisinin parası ve geliri ile yapmış olduğu hatta murisi tarafından yapılmış olan taşınmazları kendisinin yaptığını iddia ederek mahkemeyi ve yargıyı kandırmaya çalıştığını, Kula Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/853 Esas sayılı dava dosyasındaki ortaklığın giderilmesi davasını oyalamak için bu davayı açtığını, bu sebeple HMK'nın 327. ve 329. madde hükümlerini ihlal ettiğini, dava konusu ev ve besihanenin muris tarafından yapıldığını, davacının bu evi ve besihaneyi yaptığına dair herhangi bir fatura ve belgesinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar ..., ..., ..., ..., ... cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların tamamının davacı tarafından değil, babası ve dedesi ... tarafından yapıldığını, ilgili yapıların 40 yıla yakın bir süredir var olduğunu, davacının ilgili yapılar yapıldığı zaman yaşının çok küçük olduğu gibi o dönemde bu kadar yapıyı yaptıracak gelirinin de olmadığını, bu taşınmazların tamamen murisin parası ve geliri ile yapıldığını, Kula Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/853 Esas sayılı dava dosyasındaki ortaklığın giderilmesi davasını oyalamak için açtığını, bu sebeple HMK'nın 327. ve 329. madde hükümlerinin ihlal edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
3. Davalı ... cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların tamamının davacı tarafından değil, babası ve dedesi ... tarafından yapıldığını, ilgili yapıların 40 yıla yakın bir süredir var olduğunu, davacının ilgili yapılar yapıldığı zaman yaşının çok küçük olduğu gibi o dönemde bu kadar yapıyı yaptıracak gelirinin de olmadığını, bu taşınmazların tamamen murisin parası ve geliri ile yapıldığını, Kula Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/853 Esas sayılı dava dosyasındaki ortaklığın giderilmesi davasını oyalamak için açtığını, bu sebeple HMK'nın 327. ve 329. madde hükümlerinin ihlal edildiğini, dava konusu ev ve besihanenin murisleri tarafından yapıldığını, davacının bu ev ve besihaneyi yaptığına dair herhangi bir fatura ve belge olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının taşınmaz üzerindeki evi, kapalı besihaneyi ve açık besihaneyi meydana getirdiğini ispatlayamadığı, yerleşik Yargıtay kararları ile kabul edildiği üzere, somut olayda olduğu gibi, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki yapılara ilişkin olarak yapılan tamirat, tadilat işlemlerinin, mevcut yapıya yapılan faydalı ve zorunlu masraflar (iyileştirme) niteliğinde olduğu ve bağımsız bir muhdesat niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmaz üzerindeki muhdesatların faydalı ve zorunlu masraf olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, eski besihanenin tamamen yıkılıp yerine yenisinin yapıldığını, evi yaşanabilir hale getirdiğini, ayrıca mahkemece kendisi tarafından yapıldığı kabul edilen zorunlu ve faydalı masrafların miktarının belirlenerek kendisine ödenmesi gerektiğini, eksik araştırma ve inceleme sonucu hatalı karar verildiğini belirterek istinaf incelemesi sonunda kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, , 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 ve 718 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.