Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3740 E. 2024/5408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında fiili taksim yapıldığı iddiasıyla açılan muhdesatın tespiti davasında, davacılara ait olduğu iddia edilen yapı ve ağaçların tespiti talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz üzerinde, davacılar tarafından yapılan keşif, tanık beyanları ve kamulaştırma krokisi gibi delillerle fiili taksim gerçekleştiğinin tespit edilmesi ve bu fiili taksimin mirasçılar arasında uzun süredir nizasız olarak uygulanmış olması gözetilerek, davacıların muhdesat tespiti talebinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/193 E., 2024/119 K.

DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ... vd.

DAVA TARİHİ : 30.03.2012

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki mundesatın tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalıların, dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazın hisseli olarak maliki olduklarını, taşınmazın 1960 yılından beri hissedarlar arasında fiilen taksim edildiğini, her hissedarın kendi hissesine düşen yeri kullanarak üzerine bina yaptığını, dava konusu taşınmazın bir bölümünün Karayolları Genel Müdürlüğünce istimlak edildiğini, istimlak edilmeden önce hissedarların kullandıkları ve birbirinden sabit sınırlar ile ayrılan arsa ve üzerindeki muhdesatı gösterir şekilde ölçekli kroki ile ölçtüğünü, bu krokide kamulaştırma içinde ve dışında kalan 1371,61 m² + 543,64 m² olmak üzere toplam 1915,07 m² arsanın ve bunlar üzerindeki ev, dam, kuyu, meyve fidanı ve diğer müştemilatın davacılara ait olduğunun tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili, ilgili davada idarelerinin davalı olarak gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalılar ... ve diğerleri vekili, fiili taksimi kabul etmediklerini, müvekkillerinden bir kısmının hisselerini diğer hissedarlara satarak devir ettiklerini, kamulaştırma tarihi olan 16.07.2009 tarihinde bir kısım müvekkillerinin ise hisselerini Karayolları Genel Müdürlüğüne temlik ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.04.2014 tarih ve 2012/191 Esas, 2014/187 Karar sayılı kararıyla iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ile davalılar ... ve diğerleri vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.06.2017 tarih ve 2016/9891 Esas, 2017/8536 Karar sayılı kararında (özetle); "davalı olarak gösterilen ...’ne karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 387 ada 133 parsel sayılı taşınmazda Hazinenin 321/371 pay maliki olmasına rağmen kayıt maliklerinin tamamının davada yer almadığı ve kayıt maliki Hazineye husumet yöneltilmediği, dolaysıyla taraf teşkilinin sağlanmadığı" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda dava konusu 387 ada 133 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma kapsamında kalmasına rağmen üzerinde davacılar tarafından meydana getirilen ekonomik değere sahip bir muhdesata rastlanılmadığı, 387 ada 134 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmaması nedeniyle dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı ve davalı gösterilen Karayolları Genel Müdürlüğünün niza konusu parsellerin maliki olmadığı gerekçesiyle dava konusu 387 ada 134 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davacının 387 ada 133 parsele ilişkin açtığı davanın reddine ve davalı ... hakkındaki davanın ise pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 11.04.2023 tarihli ve 2023/1515 Esas, 2023/211236 Karar sayılı ilâmında dava konusu (eski 387 ada 44 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan) 387 ada 133 parsel sayılı taşınmazda davacıların miras bırakanı Adem ile Hazinenin pay maliki olduğu, bozma öncesi yapılan keşif neticesinde taşınmaz üzerinde farklı yüz ölçümdeki yapılar, muhtelif cins ve sayıdaki ağaçların tespit edildiği, bozma sonrası icra edilen keşif neticesinde ise taşınmaz üzerinde keşif tarihi (17.02.2022) itibarıyla harabe hâlinde, maddi değeri olmayan binanın bir kısmı dışında herhangi bir yapılaşmanın olmadığı saptanarak davanın reddine karar verilmiş ise de her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu 387 ada 133 parsel üzeride dava tarihi itibarıyla var olan ağaç ve yapılar hakkında dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

6. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 08.11.2023 tarihli ve 2023/4397 Esas, 2023/5402 Karar sayılı ilamı ile davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan keşif alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar miras taksim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekse de dinlenen tanık beyanları ile yapılan keşif sonucunda tel örgü ile çevrili olan yerin davacılar tarafından kullanıldığı, yıllardır davalılar ile aralarında niza olmadığını doğruladığı, bu durumun fiili taksim sözleşmesine karine teşkil ettiği, dava tarihinden önce kamulaştırma krokisinde de davacılara ait olan kısımların belirtilmiş olması dikkate alınarak alınan bilirkişi ek raporlarına göre davacıların 387 ada 133 parsel yönünden davasının kabulüne, Fen Bilirkişisi Veysi Özkara'nın 02/10/2013 havale tarihli raporuna ek krokide, kırmızı boyalı olarak gösterilen 1371,61 m2'lik alan içerisinde bulunan 02/10/2013 havale tarihli raporuna ek krokide gösterilen; C1, C2, E1, E2 ve E3 olarak belirtilen binaların, Ziraat Bilirkişisi Bülent Gedik'in, 21/02/2014 havale tarihli raporunda belirtilen 60 adet mandalina, 2 adet ceviz, 2 adet kiraz, 2 adet nar ve 3 adet kavak ağacının davacılara ait olduğunun tespitine, 387 ada 134 parsele ilişkin davanın ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmaması nedeniyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacıların Karayolları genel müdürlüğüne karşı açmış olduğu muhdesatın tespiti davasını husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... ve diğerleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... ve diğerleri vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 387 ada 133 parsel sayılı taşınmaz 10/12/2009 tarihinde yapılan kamulaştırma işlemi ile ... adına kaydedildiğini, dava tarihinde taşınmazın Hazine ve Adem Kurt adına kayıtlı olup müvekkillerinin malik olmadığını, müvekkilleri ile idare arasında düzenlenen 16/7/2009 tarihli satın alma tutanağına göre sadece arzın bedelinin ödendiğini, 387 ada 134 parsel yönünden davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi yasaya uygun ise de ... ve ... bu taşınmazda hissedar olmadıklarından davanın husumetten reddi gerektiğini, bir kısım yapının muhdesat olarak kabulünün mümkün olmadığını, taşınmazın fiilen taksim edildiği iddiasının hukuken geçerli olmadığını, taksim iddiasının resmi senetle ispat edilmesi gerektiğini, dava açılmasına neden olmayan müvekkilleri aleyhine yargılama gideri hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortada herhangi bir muhdesat olmaması nedeniyle, muhdesatın kim tarafından kimin hesabına, ne zaman ve nasıl yapıldığına ilişkin hususların tespitinin yapılması mümkün olmadığını, davacının iddiasını ispatlayamadığını, eda davası açması gerektiğini, Hazine’nin taraf olmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, 684, 718 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı Kanununun 440 ıncı maddesinin 3 inci fıkrasının 1, 2, 3 ve 4 üncü bentleri gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.