Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3745 E. 2024/5409 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muhdesat bedelinin tespiti davasında, davalı tarafından yapılan temyiz üzerine vekalet ücretine hükmedilmesi hususunda hüküm fıkrasında belirsizlik bulunması nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, vekalet ücretinin hangi davalıya ödeneceğinin açıkça belirtilmemesi ve infazda tereddüt yaratması nedeniyle, mahkeme kararının bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/381 E., 2024/53 K.

ASIL DAVADA DAVACI : ...

mirasçıları ... vd.

BİRLEŞTİRİLEN 2012/361 ESAS SAYILI DAVA YÖNÜNDEN

DAVALILAR : ... vekili Av. ..., ... vd.

DAVA TARİHİ : 20.12.2012

KARAR : Asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne

Taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılan 352 parsel üzerinde bağ olarak belirtilen kısma müvekkilinin masraf yaptığını, yüksek bağ sistemi diktiğini, 500 metre mesafeli sulama tesisatı döşediğini belirterek muhdesatın tespitini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacı-asıl davada davalı vekili; müvekkilinin kendi miras hissesi üzerinde yüksek bağ sistemi diktiğini, yargılama sırasında davalı ...'ın fiilen kullandığı kısımdaki şeftali ağaçlarını temellük ettiğini belirterek taşınmaz üzerindeki şeftali ağaçları ve yüksek sistem bağ ile faydalı masrafların müvekkiline ait olduğunun tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... ve ...; davacı ...'in babasından kalan bağı söküp yeni bağ yaptığını, birleştirilen davada davacı ... ...'nin ise boş tarlayı bağa dönüştürdüğünü açıklayarak, her iki davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; davacı ...'ın dava konusu yere 20 yıl öncesinde bağ diktiğini, kendi hissesini de davacı ...'in kullandığını, davacı ...'in davasına bir diyeceğinin olmadığını ancak birleştirilen davada davacı ...'in davasını kabul etmediğini belirterek birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ...; davacı ...'in babası olduğunu, dava konusu bağları kendisinin 20-25 yıl önce diktiğini, ancak davacı oğlunun kendisine bağın işlerinde yardımcı olduğunu belirterek asıl davanın kabulünü, birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.07.2013 tarihli ve 2012/353 Esas, 2013/244 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.07.2013 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.10.2014 tarihli ve 2014/506 Esas, 2014/18999 Karar sayılı kararıyla asıl davada; davacı ...'ın babası ...'ın henüz miras bırakan sıfatını taşımadığı, bundan öte, asıl ve birleştirilen davada davalı sıfatını haiz olduğu ve ... tarafından usulüne uygun açılmış bir dava ve talep bulunmadığı halde, mahkemece yazılı gerekçe ile dava konusu muhdesatın ...'a ait olduğunun tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleştirilen davada ise; muhdesat niteliğindeki şeftali ağaçları bakımından, davacı ... ......'ın bu kısmı ...’tan satın aldığı ve kullanımında olduğu, satıcısının hakkını devraldığına göre, bu hususta kabul kararı verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, ayrıca davacı ... tarafından yetiştirilen bağ omcalarının, yargılama esnasında dikildiği ve muhdesat niteliğinde olmadığından bağ omcaları yönünden kabul kararı verilmesi de doğru görülmemiş ise de temyiz edenin sıfatı yönünden bozma sebebi yapılmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemenin 01.06.2016 tarihli ve 2015/336 Esas, 2016/245 Karar sayılı kararı ile asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Mahkemenin 01.06.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarihli ve 2017/14673 Esas, 2020/3085 Karar sayılı kararıyla mahkemece, asıl davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı-birleştirilen davada davacı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, birleştirilen dava yönünden ise ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

6. Mahkemenin 25.03.2021 tarihli ve 2020/357 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen dava yönünden yalnız vekalet ücretine ilişkin karar verilmiştir.

7. Mahkemenin 25.03.2021 tarihli kararına karşı davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Dairemizin 14.09.2022 tarihli ve 2022/2193 Esas, 2022/5168 Karar sayılı kararı ile gerekçeli kararda hakim ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları yazılmadığı, asıl dava ve birleştirilen davada ileri sürülen muhdesatın tespiti talepleri yönünden bir değerlendirme yapılmadığı ve olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda dava konusu 352 parseldeki muhdesatın davacı ... tarafından yapıldığına ilişkin somut bir delil sunulmadığı, bağın davacının babası ... tarafından yapıldığına ilişkin kanaat oluştuğu, beton direk ve damla sulama sistemlerinin muhdesat niteliğinde olmayıp sökülebilir nitelikte olduğu, keza bağ omcalarının da dava açıldıktan sonra dikilmiş olması karşısında davacı ... tarafından açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleştirilen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; dinlenen tanık beyanından fen bilirkişi raporunda E harfi ile gösterilen yüksek sistem bağ ile şeftali ağaçlarının ... tarafından dikildiği ve işbu ...'ın hissesini ...'e satmış olduğu dikkate alınarak asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne E harfi ile gösterilen yerdeki yüksek sistem bağ ve C harfi ile gösterilen yerdeki şeftali ağaçlarının ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; "davalı dava ve duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesi gereği 7.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ..." karar verilmiş ise de, asıl davada davalı ...'ın ve davalı ...'in vekili bulunmasına göre işbu vekalet ücretinin davalılardan hangisine ait olduğu veya davalı ... vekilinin 13.02.2013 tarihli 1 No.lu celsede açılan davaya bir diyeceklerinin olmadığı yönündeki beyanları karşısında bahse konu vekalet ücretinin sadece davalı ...'e mi yoksa her iki davalıya mı ait olduğu hususu müphem kaldığı ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684, 718 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesinde ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır. Mahkemece asıl davanın reddine karar verildikten sonra “Davalı dava ve duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesi gereği 7.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiş ise de bir kısım davalılar kendisini ayrı ayrı vekille temsil etmesine rağmen açıkça kim olduğu belirtilmemiştir. İnfazda tereddüt uyandırmayacak şekilde vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı ... ve ...’e verilmesine şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-birleştirilen dava davacısı ...’in sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasında asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede yer alan “Davalı dava ve duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesi gereği 7.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalı dava ve duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesi gereği 7.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ve ...’e verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı Kanunu'nun 440 ıncı maddesinin 3 inci fıkrasının 1, 2, 3 ve 4 üncü bentleri gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.