Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3801 E. 2024/4800 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine karşılık, bedelin iadesi talebinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hangi miktar üzerinden hesaplanması gerektiği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Harici satış sözleşmesinin tapu devri için geçersiz olması sebebiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bedel iadesi talebinin ise sözleşmede ödendiği kabul edilen miktar üzerinden denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek hesaplanmasının doğru olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/310 E., 2024/230 K.

DAVA TARİHİ : 26.09.2013

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Davacı ve davalı ... vekili

Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 28.12.2022 tarihli ve 2022/5692 E., 2022/8138 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin kararı davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin arsa niteliğinde olan 910 ada 11 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan binada 4 No.lu daireyi 23.08.2001 tarihli harici sözleşme ile ...'dan satın aldığını, aldığı tarihten beri burada ikamet ettiğini, davalı ...'ın yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir kısım mal varlıklarını arkadaşlarına devrettiğini, dava konusu taşınmazın da cebri icra yoluyla diğer davalı ... Erdem Önaler tarafından muvazaalı bir şekilde satın alındığını belirterek, öncelikle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa bedelinin iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu belgenin 10 yıllık zaman aşımını doldurduğunu, harç ikmali yapılmasını, dava konusu tutanakta ...'ın imzasının bulunmadığını, bahsi geçen 12.000,00 TL bedelin ödenmediğini, dava konusu taşınmazın ...'ın SGK borçları nedeniyle diğer davalı ... ...e satıldığını, adi belge ile hak talep edilemeyeceğini, taşınmazın kat mülkiyetine geçmediğini, hisseli olan taşınmazda toprak tapusu mevcut olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2021/162 E., 2022/168 K. sayılı kararı ile, davacı ile davalılardan ... arasında akdedilen sözleşmenin taşınmaz devrine ilişkin gerekli şekil şartlarını taşımadığından tapu iptali talebinin reddine, bedel yönünden 07.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda; "Çeşitli ekonomik parametreler kullanılarak 23.08.2001 tarihindeki 12.000.000.000 (onikimilyar) ETL'nin 06.12.2021 tarihindeki alım gücünün ortalama 254.173,00 (İkiyüzellidörtbinyüzyetmişüçlira) TL olduğu hesap ve tespit ediliği" şeklinde mütalaada bulunulduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne 254.173,00 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2021/162 E., 2022/168 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.12.2022 tarihli ve 2022/5692 E., 2022/8138

K. sayılı ilâmında; sözleşmede ödendiği taraflarca kabul edilen miktarın 9.000.000.000 ETL olduğu, Mahkemece bu hususa aykırı şekilde noksan araştırma ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda 12.000.000.000 ETL'nin denkleştirmeye esas alınarak hesaplama yapılması ve belirlenen bedel üzerinden hüküm tesis edilmesinin ve davacı tarafın mazereti kabul edilmesine rağmen sözlü yargılama duruşmasının açıklamalı tebligat ile davalı vekiline tebliğ edilmemesinin doğru olmadığı anlaşıldığından, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararda; davacı tarafından sözleşmede kalan miktarın davalıya ödendiği usulüne uygun olarak ispatlanamadığından denkleştirmeye tabi tutulması gereken ve 23.08.2001 tarihli sözleşmede ödendiği taraflarca kabul edilen 9.000.000.000 ETL'nin çeşitli ekonomik parametreler kullanılarak denkleştirici adalet ilkesine

göre 23.08.2001 tarihinden dava tarihi olan 26.09.2013 tarihine kadar ortalama değerinin 33.230,96 TL olduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabulüne; davalılardan ... yönünden tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmediğinden reddine, 33.230,96 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... Erdem Önaler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin 23.08.2001 tarihinde ödediği 12.000.000.000 ETL bedelin, denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihinde 33.230,96 TL olarak belirlenmesinin kamu vicdanına, adil yargılanma hakkına ve mülkiyet hakkına açıkça aykırı olduğunu, davanın kazanılmasına rağmen, karşı vekalet ücreti ve yargılama giderinin kazanılan bedel ile ödenmesinin mümkün olmadığını, Türkiye'de 2022, 2023 ve 2024 yıllarında yüksek enflasyon olduğunu, karara esas alınan miktarın nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını, hesaplamanın yanlış olduğunu, 3.000.000.000 ETL'nin ödendiğinin tanık beyanı ile sabit olduğunu, davalının dilekçeler teatisinden sonra 3.000.000.000 ETL'nin eksik ödeme yapıldığını iddia ettiğini

belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olmadığını, dava dilekçesinde tapu iptal talebinin kabul edilmemesi halinde 12.000,00 TL bedel iadesi talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın fazlaya ait talep hakkını saklı tutmadığını, bu nedenle davanın 9.000,00 TL üzerinden bedel güncellemesi yapılmadan karar verilmesi gerektiğini, davanın zamaaşımına uğradığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bilindiği üzere, tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. (743 S.K'nun 634. ; 4721 S.Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar K. m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 Sayılı Noterlik Kanunu m. 60, 89) Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenledir ki, gerek mahkemece gerekse Yargıtayca doğrudan göz önünde tutulur. (Yargıtay H.G.K.'nın 05.12.2001 gün ve 2001/13-1021 Esas, 2001/1101 Karar; H.G.K.'nın 16.04.2008 gün ve 2008/8-324 Esas, 2008/328 Karar; H.G.K.'nın 27.05.2009 gün ve 2009/1-181 Esas, 2009/220 Karar; H.G.K.'nın 16.06.2010 gün ve 2010/14-290 Esas, 2010/328 Karar) Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi biçimde yapılmadıkça geçersizdir. (TMK m.706, BK m.213, Tapu Kanunu m. 26 ve Noterlik Kanunu m.60, 89) Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilir. Ancak bu durumda, taraflar arasında geçersiz de olsa bir sözleşme olduğundan dava, sözleşme zamanaşımı süresine tabidir. TBK’nın 146. maddesinde (818 sayılı BK m.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

2. Yine 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, harici satışın hüküm ifade etmemesi halinde taraflar, satışın kanıtlanması durumunda verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebilirler. Taşınmazın güncel karşılığı talep edilemez (07.06.1939 tarih ve 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin malvarlığından diğerinin malvarlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır ve bu ilke; haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirme yükümlülüğü altında bulunduğunu ifade eder.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen davada Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, her ne kadar taraflar arasındaki harici satım sözleşmesi 23.08.2001 tarihinde yapılmış ve davacı bu tarihten itibaren taşınmazda ikamet etmeye başlamışsa da, davalı ... ...in dava konusu taşınmazı 12.08.2013 tarihinde satın aldığı, bu nedenle davalı ...'ın bu tarihten itibaren sebepsiz zenginleştiği, dolayısıyla dava tarihi olan 26.09.2013 tarihi itibariyle davacının alacağının zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı her iki taraftan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

HUMK'nın 440/III- 1 inci bendi gereğince ilama karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.