"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1002 E., 2022/1235 K.
DAVALILAR : ..., ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 10.02.2015
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/80 E., 2021/843 K.
Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 725 inci maddesinden kaynaklanan taşkın yapı nedeniyle el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılara ait 83 ada 29 parsel üzerindeki binanın davacı Hazine'ye ait 83 ada 30 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğunu, davalıların haksız olarak el attıklarını ileri sürerek, tecavüzlü bölüm yönünden müdahalenin men'i ve kal'i ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 06.03.2011 tarihinden itibaren mahkemece takdir edilecek miktarda ecrimisil ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taşınmazı 20 yıldır kullandıklarını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, binayı kendi taşınmazları içerisine yaptıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 03.10.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda, 29 parsel üzerinde bulunan yapının 101,48 m2lik kısmının davacıya ait 30 parsele haksız şekilde müdahaleli olduğu sabit olduğundan el atmanın önlenmesi isteminin kabulüne, fenne, hukuka ve hayatın olağan akışına uygun 26.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan ecrimisil miktarı yönünden davanın kısmen kabulüne, yapının tamamının yıkılması halinde fahiş zarar doğacağı, davacı vekiline yapıya talip iseler asgari levazım bedelini yatırmaları gerektiğinin bildirildiği, ancak yatırılmadığından yapıya talip olmadıkları anlaşılarak yıkım talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının iyiniyetli olmadığının açık olduğu, yıkım kararı verilmesi gerektiği, Hazine lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılması ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının asgari levazım bedeli karşılığında dava konusu taşınmaza talip olmadığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;
a.Binanın 1972 yılından beri kullanıldığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu ve davanın reddinin gerektiğini,
b.Tapu kayıt belgesi bulunan taşınmaz hakkında açılan davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin ve istinaf mahkemesinin müdahalenin men'i ve ecrimisil tazminatı yönünden verdiği kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 725 inci maddesinden kaynaklanan taşkın yapı nedeniyle el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 722-725 inci maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi,
3.Hukuk Mahkemelerinin kesin olduğu yasalarla belirtilenler dışındaki kararlarının kanun yolu denetimi 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihine kadar sadece Yargıtay tarafından "Temyiz yolu ile " yapılmakta iken 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçirilmesi üzerine kanun yolu denetimi iki kademeli hale gelmiştir. Başka bir deyişle İlk Derece Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinden sonra verdiği kararlara karşı doğrudan temyiz yolu kapatılmıştır.6100 sayılı HMK’daki yeni düzenleme ile getirilen istinaf kanun yolu, İlk Derece Mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur. İstinaf kanun yolu uygulamasında, İlk Derece Mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulmakta, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama üç aşamalı hale gelmiştir. Önce İlk Derece Mahkemesinde ilk derece yargılaması yapılarak karar verilmekte, ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi ile vakıa ve hukukilik denetimi yapılmakta, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesine gidilmektedir. Yeni sistemde temyiz edilen karar İlk Derece Mahkemesinin kararı değil, Bölge Adliye Mahkemesinin kararıdır. Artık İlk Derece Mahkemesi kararının doğrudan temyiz edilmesi mümkün değildir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde karar kesinleşmektedir. 6100 sayılı HMK'nın yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı öncelikle istinaf yoluna başvurulmalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak yeniden hüküm kurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Taraflardan birinin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine aykırı olacaktır. Zira istinaf mahkemesince incelenmeyen bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır. Kural olarak İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
3. Değerlendirme
1.a. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b.Somut olayda, dava konusu 83 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların 29.05.2001 tarihinde kadastro tespitlerinin yapıldığı, kadastro tespitinde; 29 ve 30 parselin öncesinde ... Nazım oğlu ... Varer adına kayıtlı olduğu, bu yerler zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığı yerlerden olduğundan, miktar fazlası olan 551,87 m2lik kısmın 83 ada 30 parsel numara adı altında Maliye Hazinesi adına tespitinin yapıldığı ve 29 parsele 1973 yılında yapılan davalı binasının 101,48 m2'lik kısmının Maliye Hazinesi adına tespiti yapılan 83 ada 30 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğunun beyanlar hanesine şerh edildiği görülmekle, iş bu kadastro tutanağı 13.12.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı tarafça bu tespite itirazda bulunulmadığı, tapu iptal ve tescil davası açmadığı ve eldeki davanın 17.02.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca yukarıda belirtilen ilkelerle somut olay değerlendirildiğinde; davalının davacı Hazine taşınmazına taşkın binasının, taşkın kısmının yıkılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde verilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Davalılar vekili, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmemiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesinin kararını temyiz etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davalılar vekili, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığından ve aleyhine yeni bir karar verilmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararını müstakilen ya da “katılma yoluyla" temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşüncede istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanınmış olur ki, bu durum 6100 sayılı HMK ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki kademeli yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar. Bu açıklamalar karşısında İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmadığından, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.a.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
b. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2.Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.