"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 12.09.2024
SAYISI : 2018/350 E., 2020/842 K.
DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 07.11.2012
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarihli ve 2016/2380 E., 2018/2447 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin kararı davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, ek karara yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre; davalı, mahkemece kararda gösterilen kanun yolu olan istinaf başvuru dilekçesini süresinde sunarak gerekli harçları yatırmış ve dosyanın istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesini sağlamıştır. Ancak dosyanın daha önce Yargıtay incelemesinden geçerek bozulmasına karar verilmiş olması nedeniyle kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunun 373/4 maddesi gereğince temyize tabi olduğu ve incelemenin Yargıtay tarafından yapılması gerektiğinden dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesi için ...Sulh Hukuk Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. Bunun üzerine temyiz edene eksik harcı tamamlaması için 11.10.2023 tarihli muhtıra gönderilmiş ve verilen bir haftalık kesin süre içerisinde muhtırada bildirilen harçların yatırılması istenmiştir. Davalı tarafından belirtilen harçların yatırılmamış olması nedeniyle 12.09.2024 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, davalı vekiline gönderilen muhtırada 2023 yılına ait temyiz harçlarından davalının istinaf kanun yolu başvurusu için yatırdığı harçlar mahsup edilmeden fazla harç talep edilmiş olması nedeniyle muhtıranın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından, davalı ...'in hükmü temyiz etme ... bulunmakta olup, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek karar yerinde görülmeyerek kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların paydaş olarak bulundukları Gaziantep ili,...ilçesi,... Mah., 114 ada 36 parsel, 111 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazların kullanımı ve paylaşımı konusunda anlaşamadıklarını, bu nedenle taşınmazlar üzerindeki ortaklığın öncelikle aynen taksimine, aynen taksimi mümkün değil ise satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2014 tarih ve 2012/379 E., 2014/30 K. sayılı kararı ile taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde 3083 sayılı Yasanın 13 üncü maddesi gereğince kısıtlıdır şerhi bulunduğundan, 13 üncü maddenin son fıkrasında yer alan "mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler" hükmü uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 09.01.2014 tarih ve 2012/379 E., 2014/30 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarih ve 2016/2380 E., 2018/2447 K. sayılı ilâmında; 15 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Yasanın 9 uncu maddesi ile 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasının “Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler” şeklindeki son cümlesi yürürlükten kaldırıldığından, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesinde yasal engel olmadığı gözetilerek, mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dava konusu 114 ada 36 parsel sayılı taşınmazın çok sayıda hissedarının bulunduğu, taşınmazın pay ve paydaş durumuna göre ortaklara aynen taksiminin mümkün olamayacağı, ortaklığın giderilmesinin satış yoluyla mümkün olacağı, dava konusu 111 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazlar için ise toplulaştırma işlemleri yapıldığından ve taraf teşkilinin sağlanmasının uzun süreceği anlaşıldığından, davanın Gaziantep ili,...ilçesi,... Mahallesi, 114 ada 36 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabulü ile taşınmaz üzerindeki ortaklığının satış sureti ile giderilmesine, satışın genel açık arttırma suretiyle yapılmasına ve elde edilecek paranın taraflara tapu ve veraset ilamındaki hisseleri oranında dağıtılmasına, aynı yer 111 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; ortaklığın paydaşlar arasında satışı hususunda imkan tanınmadan doğrudan açık arttırma usulü ile satış kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun müvekkiline tebliğe çıkarılmadan, rapora ilişkin beyanları ve itirazları dinlenmeden karar verildiğini, davalıya satışın paydaşlar arasında yapılmasına ilişkin herhangi bir taleplerinin olup olmadığının sorulmadığını, davanın tefrik edilmesi hususunda davacı vekilinin talebinin müvekkiline tebliğ edilmeden ve bu hususta cevap ... tanınmadan karar verildiğini, karar ile rapor tarihi arasında 3 yıllık zaman geçmiş olmasının taşınmazın bedelinin belirlenmesi usulüne aykırı olduğunu, başvurulacak kanun yolunun yanlış belirlendiğini, istinaf kararında davalıdan yeniden harç alınması gerektiğine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 698 inci maddesine göre; "Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir"
2. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen davada Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkemenin 12.09.2024 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan asıl kararın ONANMASINA,
Taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 427,60 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.