Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3846 E. 2024/5278 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalılar adına tescil edilen taşınmazın mera vasfında olduğu iddiasıyla tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mera vasfında olmadığına dair bilirkişi raporu ve diğer deliller ışığında davayı reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/205 E., 2020/80 K.

DAVALILAR : ... vd.

DAVA TARİHİ : 04.08.2009

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki taşınmazın mera olarak sınırlandırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Trabzon ili, ...ilçesi,...köyü kadastro çalışmaları sırasında 103 ada 182 parselin davalılar adına tescil edildiğini, taşınmazın bir kısmının kadim mera olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 03.10.2012 tarihli ve 2009/209 Esas, 2012/385 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 03.10.2012 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 05.12.2018 tarih ve 2016/8192 Esas, 2018/8612 Karar sayılı ilamında; "uyuşmazlığın taşınmazın niteliğinin mera mı yoksa tarla mı olduğu konusunda olduğu, bu konuda yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli görülmediği, öncelikle dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tapu kayıtları dayanak kayıtları ile birlikte getirtilmeli, mahallinde komşu ve bölgedeki diğer taşınmazlar hakkında dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, açılmış ise diğer tüm dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları yerel bilirkişiler ve tarafların gösterecekleri tanıklardan sorularak usulüne uygun olarak uygulanmalı, 3402 sayılı Yasanın 20/c 121, 30, 32/3 maddeleri de göz önüne alınmalı, komşu mera parseli ile dava konusu taşınmaz toprak yapıları (ziraat ve jeoloji mühendisi) uzman bilirkişlere incelettirilmeli yalnızca komşu taşınmazlar değil, bölgedeki diğer dava konusu taşınmazlar da değerlendirilmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye uygun rapor düzenlettirilmeli, ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; mahkemece dava konusu yerin mera olmadığı tespit edilirse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereği zilyetlikten edinme şartları incelenmeden sonuca gidilmesinin doğru görülmediği" gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dava konusu taşınmazın mera parseli ile arasında sınırının belirgin bir şekilde ayrıldığı, dava konusu taşınmaz içerisindeki taşların tarım yapmak amacı ile temizlendiğinin gözlemlendiği, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerce dava konusu taşınmazda yaklaşık 50 yıl öncesinde arpa-buğday ekildiği, daha sonraları hayvanlara yem amaçlı ot kesilmek suretiyle kullanıldığının beyan edildiği, her ne kadar taşınmaz son yıllarda davacılar tarafından bizzat kullanılmamışsa da dava konusu taşınmazda davacıların akrabaları ve komşuları tarafından davacılar adına zilyetliğin devam ettirildiği, bilirkişi raporlarında da dava konusu taşınmazın mera vasıflı olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların zilyetlik iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, zilyetlikten edinme şartlarının incelenmeden sonuca gidilmesinin hukuka uygun olmadığını, taşınmazın mera vasfında olduğunu, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, bozma ilamına uygun rapor alınmadığını, mahallinde dinlenen tanıkların mahalli bilirkişi beyanlarının hatalı olduğunu, bozma ilamının yerine getirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptal ve mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4342 sayılı Mera Kanunu.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.