"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1299 E., 2024/1415 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Terme 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/119 E., 2024/93 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 639 ada 1 parsel ve 638 ada 1 parsele müvekkilinin tek başına malik olduğunu, kadastro tespitinin kesinleşmesinin üzerinden 10 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra 29.12.1993 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün tapu müdürlüğüne tek taraflı bildirimi ile taşınmazların tapu kayıtları üzerine vakıf şerhi konulduğunu, şerh terkini için açılan Terme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/484 Esas sayılı davada, davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, vakıf kurulması şerhinin konulmuş olmasının açıkça hukuka aykırı ve yolsuz olduğunu, tarafları ve konusu aynı olan kesin nitelikteki mahkeme kararının da bulunması nedeniyle şerhin kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kadastro çalışmalarının 1982 yılında tamamlanarak taşınmazların davacı üzerine kaydedildiği, daha sonrasında 1993 yılında ... Vakfı şerhinin düşüldüğü, dava konusu şerhin taşınmazların kadastro tespitinin kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra tapuda konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 638 ada 1 parsel ve 639 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan "... Vakfı" şerhinin tapu kaydından terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesine göre vakıf şerhleri ile ilgili olarak, diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hakdüşürücü sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını, vakıf arazileri ile icareteynli ve mukataalı gayrimenkullerin her türlü tasarrufi işlemleri Vakıflar İdaresi ve vakıf mütevellileri tarafından tutulmakta iken, 30 Mart 1329 (1913) tarihli Kanun ile 28 Ağustos 1920 tarihinde yayınlanan bir talimatla ve 1291-1292 nizamnameleri gereğince mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmaz malların tapu senetleri ile vakıf emlak ve arazi defterlerinin tapu idarelerine verilmesi sağlandığını, bu tarihten sonra bunlara ait işlemler, tapu müdür ve memurları tarafından tutulmaya başlandığını, yani sicil kayıtlarının tapu idarelerince tutulduğu dikkate alınırsa, tedavül sırasında tapu gitti kayıtlarındaki ilgili vakıf şerhlerinin taşınmamış olmasının tapu idaresince yapılan büyük bir maddi hata olduğunu, işte bu maddi hatanın müvekkiline yüklenmesi Vakıflar İdaresini taviz alacağı yönünden fevkalade büyük maddi zarara da uğratacağını, müvekkili İdarenin bu zararın önüne geçmek için tapu idarelerini yazılı olarak uyararak eksik işlemlerin ikmalini talep ettiğini, hatta Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü de bu konuda tapu müdürlüklerini vakıf hukukunun korunması hususunda genelgeler ile uyardığını ancak yine de vakıf şerhinin işlenememesi durumunda eski tedavül kayıtlarında vakıf şerhi olup da kadastro geçerken vakıf şerhi düşülmemiş olan gayrimenkuller hakkında tapu sicil müdürlüklerince vakıf idaresinin yazılı talepleriyle vakıf şerhi düşüldüğünü, Mahkemece 5737 sayılı Kanun'un 18. maddesindeki emredici hükmü ve vakıf şerhinin taşınmaz yükü olduğu ve tapu kayıtlarına sonradan işaret edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı hususları göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir.
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece dava konusu vakıf şerhinin kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hakdüşürücü süreden sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de 5737 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesine göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hakdüşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getiriliğinden burada 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı yoktur.
Ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesi gereğince ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu sicilindeki yanlışlık ancak mahkeme kararı ile düzeltilebileceğinden tek taraflı işlemle kayda işlenen vakıf şerhinin terkinine karar verilmesi sonuç itibariyle doğrudur. Davalı ... Genel Müdürlüğünün iddiaları ise ancak tapu kayıtlarına vakıf şerhinin işlenmesi istemi ile açacağı bir davada dikkate alınabilir. Mahkemece her ne kadar bu gerekçeyle değil de hak düşürücü sürenin dolması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz karar harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.