"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/258 E., 2024/26 K.
DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
DAVALILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
DAVA TARİHİ : 23.07.2014
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar ... ile ...'ün ayrı ayrı olmak üzere davalıların murisi ...... ile satış vaadi sözleşmesi yaparak maliki olduğu 455 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan hisse satın aldıklarını, ancak davalıların murisi öldüğü için taşınmaz hisselerini adlarına tescil yaptıramadıklarını belirterek dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile ... adına 110 m², diğer davacı ... adına 180 m² sinin tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.05.2016 tarihli ve 2014/3028 Esas, 2016/4495 Karar sayılı kararı ile; gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinden sonra da dava konusu taşınmazların davalıların murisi ve sonrasında da mirasçıları tarafından kullanıldığı, davacıların bu taşınmazlarda hiç zilyet olmadıkları, buna göre genel dava zamanaşımı süresi olan 20 yıllık sürenin davalılardan ... açısından 18 Şubat 2000 tarihinde zamanaşımına uğradığı, diğer davalı ... açısından ise 22 Temmuz 2001 tarihinde zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 25.05.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 05.10.2020 tarihli ve 2016/17869 Esas, 2020/5818 Karar sayılı kararıyla; davaya konu 18/02/1980 tarihli 2881 yevmiye No.lu satış vaadi sözleşmesi ile 22/07/1981 tarihli 13034 yevmiye No.lu satış vaadi sözleşmelerinde satıcı tarafından ayrı ayrı her iki davacıya da satış vaadine konu payların zilyetliğinin devredildiği, sözleşmelerin yapılmasıyla birlikte taşınmazda zilyet hale gelen davacılar aleyhine davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı savunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağı, o halde mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ...'ün... 2. Noterliği'nin 18 Şubat 1980 gün ve 2881 yevmiye No.lu satış vaadi sözleşmesi ile davalılar mirasbırakanı ......'dan... Merkez ilçesi,... Mahallesi, 455 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazdan 110 m²'lik alanı 7.150,00 TL'ye satın aldığı ve parasını ödediği, yine ...'ün de... 2. Noterliği'nin 22 Temmuz 1991 gün ve 13034 yevmiye No.lu satış vaadi sözleşmesi ile davalılar mirasbırakanı ......'dan... Merkez ilçesi,... Mahallesi, 455 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazdan 182 m²'lik alanı 11.700,00 TL'ye satın aldığı ve parasını ödediği, satış vaadi sözleşmesinde satıcının ayrı ayrı alıcılara satılan yerlerin zilyetliğini devrettiğini beyan ettiği, bu durumda zamanaşımı süresinin işlemeye başlamadığı, satış vaadi borçlusunun devir borcunu yerine getirmemesi sebebiyle davacıların dava açmakta haklı oldukları, dava konusu 455 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 25/08/1984 tarihinde kamulaştırma sonucu ifraz edilmesi sonucunda 455 ada 51 ve 52 parsellere ayrıldığı, 455 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda 4230 ada 1 parsel numarasını aldığı, 455 ada 52 parsel sayılı taşınmazın ada değişikliği sonucunda 2557 ada 52 parsel sayısını aldığı, keza 2557 ada 52 parsel sayılı taşınmazın ise imar uygulaması sonucunda 4344 ada 1 parsel ve 4355 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara dönüştüğü, 4230 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yüzölçümünün ve paydaş sayısının fazla olduğu, davacılara bu parsellerden yer verilmesinin paydaş sayısını daha da artıracağı ve davacılar yönünden ekonomik değerinin bulunmadığı nazara alınarak satış vaadine konu taşınmazdaki satılan alanların 4355 ada 3 parsel üzerinden oranlanmasının yapılarak davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dinlenen tanık beyanlarına göre taşınmazın hiç bir zaman davacıların zilyetliğinde olmadığını davacılar tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
Kaynağını 6098 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, 6098 sayılı Kanunun'un 237 nci maddesi ile 4721 sayılı Kanun'un 706 ncı ve 1512 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde 4721 sayılı Kanun'un 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.