Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3877 E. 2025/1967 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında yaptığı bağış işleminin tenkisi davasında, hak düşürücü sürenin başlangıcı ve davanın bu süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davaya konu temliki murisin sağlığında öğrendiğinin tanık beyanlarıyla kanıtlanması ve bu sebeple 4721 sayılı TMK'nın 571. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/691 E., 2024/1061 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Germencik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2011/119 E., 2021/16 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların kardeş olduklarını, muris ...'ın 22.01.2008 tarihinde adına kayıtlı olan ve üzerinde zeytinyağı fabrikası bulunan 3811 parsel sayılı taşınmazı davalıya bağış suretiyle temlik ettiğini, bu bağışın müvekkilinden ve diğer mirasçılarından mal kaçırmayı amaçlayan bir işlem olduğunu belirterek, davalıya bağışlanan 3811 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında müvekkilinin saklı payına tecavüz eden kısmın tenkisi ile müvekkili adına tapuya tescilini, dava konusu taşınmazın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde tercih hakkının kullanıldığı tarihte hesaplanacak miktarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazın devredileceğine inanarak ve davacıya güvenerek sözleşmede davalı vekili, tarafların mirasçılık durumlarını ve terekeyi Germencik Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.11.2009 tarihli, 2009/461 Esas 2009/450 Karar sayılı ilâmı ile öğrendiklerini, dava konusu taşınmazdaki ticari faaliyetlerin müvekkili tarafından yürütüldüğünü tüm mirasçıların bildiğini, murisin tüm tasarruflarını mirasçıların bilgisinde gerçekleştirdiğini, davacıya ve dava dışı bir kısım mirasçıya da muhtelif bağışlar yaptığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre davacının dava konusu taşınmazın devrini muris hayatta iken öğrendiği, bu hâli ile davacının saklı payının zedelenlediğini en geç murisin ölüm tarihinde öğrenmiş olduğunun varsayılması gerektiği, murisin ölüm tarihi 08.11.2009 iken davanın açıldığı tarih 25.04.2011 olup davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davaya konu temliki murisin sağlığında öğrendiğinin dinlenen tanık anlatımları ve özellikle tanık ...'ın kanaat verici anlatımıyla kanıtlandığı, buna göre murisin ölüm tarihi olan 08.11.2009 tarihi itibariyle davacının saklı payının ihlal edildiğini öğrenmiş olup, eldeki davayı 25.04.2011 tarihinde açtığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 571. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tanık beyanlarının tenkise tâbi olan temlikin, murisin sağlığında müvekkili tarafından öğrenildiğinin kabulüne yeterli olmadığını, müvekkilinin bunu bilmediğini ve davanın hak düşürücü süre geçmeksizin açıldığını, aksinin davalı tarafından kanıtlanmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.