"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/17 E., 2023/127 K.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın TMK’nın 713. maddesi hükümleri gereğince kimliği bilinmeyen, tapu kayıtlarından kim olduğu anlaşılamayan kişi adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek; tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde ... mirasçılarından dava konusu taşınmazın rayiç değerinin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kabulüne” karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; “Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı, davacı vekili terditli dava açmış olup gerek dava dilekçesinde gerekse 18.07.2012 tarihli dilekçede noterde düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile bir kısım davalıların murisi ... tarafından satışı vaat edilen dava konusu 402 parsel sayılı taşınmazın rayiç bedelinin davalı mirasçılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, TMK’nın 713/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceği gözetilerek toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilip sonuca göre terditli alacak talebi bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bundan zuhul ile yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme başvurusu reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “tapuda adı geçen ...’nin TMK’nın 713/2. maddesinde belirtilen tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı; davacı tarafın terditli talebi olan alacak yönünden yapılan değerlendirmede bir kısım davalıların mirasbırakanı ... ’ün Antalya 1. Noterliğinin 04.12.1964 tarihli ve 16287 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 402 parselin (yeni 8715 ada 176 parsel) tamamını 2.000,00 TL bedel karşılığında ... ... 'ya satmayı vaat ettiği, ... ... nın da Antalya 1. Noterliğinin 16.08.1974 tarihli ve 19907 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 402 parselin tamamını 25.000,00 TL bedel karşılığında davacının murisi ... 'ya satmayı vaat ettiği, taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, vaad borçlusu davalıların, davanın açıldığı tarihte taşınmazın maliki olmayıp, tapunun iptali ve davacı adına tesciline karar verilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, dava dilekçesinde talep edilen 15.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; TMK’nın 713. maddesinde belirtilen ölüm nedenine dayalı olarak taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tazminat talebi yönünden ise harcın tamamlandığını ve bu miktar üzerinden kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/2. hükmünde düzenlenen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin davalı ... mirasçılarından tahsili istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birisinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dava, TMK'nın 713/2. maddesinde düzenlenen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin davalı ... mirasçılarından tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, 13.05.2011 tarihli dava dilekçesinde, Noter satış vaadine konu 402 parsel sayılı taşınmaz yönünden 15.000,00 TL dava değeri göstermek suretiyle görülmekte olan davayı açmış olup, 30.06.2015 havale tarihli talep arttırım dilekçesinde talep ettiği alacak miktarını 84.984,55 TL olduğunu belirterek harç ikmalinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacı vekilince 18.07.2012 tarihinde davanın tamamen ıslah edilmiş olduğu, bir davada iki kez ıslah yapılamayacağı tespit edilerek dava dilekçesinde talep edilen 15.000,00 TL üzerinden, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, ilk ıslah talebi olarak belirtilen talebin tapu iptali ve tescil talebinin hukuki niteliğine dair olduğu, alacak miktarına yönelik olarak bir ıslah söz konusu olmadığı dikkate alınmaksızın, talep arttırım dilekçesinin ise tazminat talebine yönelik olduğu gözetilmeksizin 2. kez ıslah yapıldığı değerlendirilerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Açıklanan gerekçelerle talep arttırım dilekçesinde belirtilen miktar yerine, fazlaya dair haklar saklı kalacak şekilde alacak talebinin kabulüne ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatiyle değerli çoğunluğun onama kararına katılamıyorum.