"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/254 E., 2024/24 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadimden beri kullandıkları kendi sınırları içindeki yaylada bulunan kaynak suyunu davalı ...'nün ihtiyacı olmadığı halde borularla götürdüğünü ayrıca kendi sınırları içindeki yaylayada çeşme ve misafirhane yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek davalının suya ve taşınmaza el atmasının önlenmesini ve yapıların kal'ini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu su ve yaylanın kendilerine ait olduğunu, ayrıca suyun kendi köylerine tahsis edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.11.2013 tarihli ve 2012/255 Esas, 2013/176 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalı ... Köyünün dava konusu 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaza el atmasının önlenmesine, davacı köyün dava konusu suya el atmanın önlenmesi talebinin reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.11.2013 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 03.07.2014 tarih ve 2014/2571 Esas ve 2014/8987 Karar sayılı ilamıyla; dava konusu suyun 3302 sayılı Yasa kapsamında İl Özel İdaresinin 05.09.2006 tarihli kararı ile davalı köye tahsis edildiği, bu tahsis kararının iptali için davacı köy tarafından Tokat İdare Mahkemesi'nin 2013/175 Esas, 2013/216 Karar sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verildiği ancak kararın davacı köy tarafından temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği, mahkemece Tokat İdare Mahkemesinin 2013/175 Esas - 2013/216 Karar sayılı kararının kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayılı ilamıyla;
''1- Davalı Hazine aleyhine açılan dava yönünden Mahkememizin 2012/255 Esas 2013/176 Karar sayılı ilamının 1-B bendi ile verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2014/2571 Esas, 2014/8987 Karar sayılı ilamı ile kesinleşmekle bu davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2- Davacının taşınmazlara vaki el atmanın önlenmesi ve eski ... getirilmesi talebi yönünden Mahkememizin 2012/255 Esas, 2013/176 Karar sayılı ilamının 1-A-a ve 1-A-b bentleri ile verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2014/2571 Esas, 2014/8987 Karar sayılı ilamı ile kesinleşmekle davacının taşınmazlara vaki el atmanın önlenmesi talebi yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- Davacının suya vaki el atmanın önlenmesi talebinin kısmen kabulüne'' karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık, taşınmaza ve suya el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2.Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “ Davalı Hazine aleyhine açılan davanın ve davacının taşınmazlara yönelik el atmanın önlenmesi ve eski ... getirme talebi yönünden kesinleşme nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde hüküm tekrarında sarfınazar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.01.2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.