Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3957 E. 2024/4848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Paylı mülkiyete konu taşınmazın davalı paydaş tarafından kiraya verilmesinin engellenmesi nedeniyle diğer paydaşların açtığı ecrimisil davasında, davalının eylemleri ile kira kaybı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı ve ispat yükünün kimde olduğu hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmazın kiraya verilmesini engelleyici davranışlarının ispatlanması gerektiği, mahkemenin ise bu hususta davacı tanıklarının daha önceki döneme ilişkin beyanlarını esas alarak eksik inceleme yaptığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/322 E., 2024/33 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ... vd.

Birleştirilen İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/525 Esas sayılı dosyasında

DAVACILAR : ... vd. vekili Av. ...

Birleştirilen İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/285 Esas sayılı dosyasında

DAVACILAR : ... vd. vekili Av. ...

Birleştirilen İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/513 Esas sayılı dosyasında

DAVACILAR : ... vd. vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 10.04.2017

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili; tarafların paydaş olduğu dava konusu taşınmazın önceden birlikte kiraya verilirken 2015 yılının Ağustos ayından beri davalının fiili engellemesi nedeniyle kiraya verilemediğini, taşınmaza bu yerin kiralık olmadığına dair yazı asması ve taşınmazın yeni kiracılara gösterilmesine engel olması nedeniyle davacıların kira kaybına uğradığını belirterek ecrimisil talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacılardan ... ve Halim’in eşinin bu yerde hakkı olmamasına rağmen müvekkilinden habersiz kira sözleşmesi yaptığını, dava konusu taşınmazın mevcut haliyle projeye aykırı olduğunu, projeye uygun hale getirildikten sonra kiraya verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ve 2017/159 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tarafların paylı mülkiyetinde bulunduğunu, 06.05.1955 tarihli 12/18 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ifade edildiği üzere, davacıların kira sözleşmesi hususunda pay ve paydaş çoğunluğunu sağladığı, davalının rızasına ve icazetine ihtiyaçlarının bulunmadığı, bu haliyle geçerli bir kira sözleşmesi akdedebilecekleri, bu durumun tek yaptırımının rıza göstermeyen davalı tarafın kira akdi ile bağlı olmayacağı ve bu sözleşme çerçevesinde bir hak talep edemeyeceğinin olduğu, bu nedenle davacıların yoksun kaldıkları kirayı davalı taraftan talep edemeyecekleri gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2020/887 Esas, 2021/1305 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.04.2023 tarihli ve 2021/7503 Esas, 2023/1950 Karar sayılı kararı ile “ mahkemece dinlenen davacı tanıklarının beyanına göre, davalının mevcut kiracıyla tartışması nedeniyle kiracının taşınmazı tahliye ettiği, davalının taşınmaza kiralık olmadığına dair yazı astığı, içine masa ve sandalye koyarak kullandığı, her yerde bu taşınmazın kiraya verilmeyeceğini belirterek muhtemel kiracıları engellediği anlaşılmakla davalı kendi kusuruyla ve fiilen engel olması nedeniyle dava konusu taşınmazdan kira elde edilmesine engel olduğundan tazminat miktarı belirlenerek hükmedilmesi gerektiği” belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı tarafından taşınmaza kiralık olmadığına dair yazı asarak, içme masa ve sandalye koyup bizzat kullanarak, her yerde bu taşınmazın kiraya verilmeyeceğini belirtip muhtemel kiracıları engelleyerek haksız işgalin gerçekleştirildiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, kararın ve bozma ilamının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, paylı mülkiyette paydaşlardan birinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde kıra bedelinden sorumlu olacağına dair bir düzenleme olmadığını, davacıların paydaşlıktan çıkartmak ya da paylı mülkiyeti sonlandırmak yoluna gitmeleri gerektiğini, TMK’nın 995 madde hükmünün somut olaya uygun olmadığını, taşınmazın kiralanamaması ile müvekkilinin davranışları arasında illiyet bağı bulunmadığını, tanık beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, müvekkilinin davranışlarının birleştirilen davalardaki talep dönemi için kiralamaya engel olmadığını, birleştirilen davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 194 üncü maddesi.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 inci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin asıl dava ve birleştirilen 2017/ 513 Esas sayılı dava yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı vekilinin birleştirilen 2018/285 Esas ve 2018/525 Esas sayılı davalar yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazlarına gelince, bu davalarda ecrimisil talep edilen dönemlerde davacıların kullanımın davalının davranışı ile engellendiği hususunda ispat yükü davacı taraftadır. 2018/285 Esas sayılı dosyada ecrimisil talep edilen dönem 10.11.2017 - 12.06.2018, 2018/525 Esas sayılı dosyada ecrimisil talep edilen dönem 13.06.2018 - 05.11.2018 tarihleri arasındadır. Mahkemece 27.02.2018 tarihli celsede davacı tanıkları dinlenmiş olup, hükme esas alınan tanık beyanları 27.02.2018 tarihinden önceki döneme ilişkindir. O halde, davacı tarafın birleştirilen 2018/285 Esas ve 2018/525 Esas sayılı dosyalara sunduğu dava dilekçelerinde tanık deliline de dayanmış olmasına göre, Mahkemece yapılması gereken iş, ecrimisil talep edilen dönemler dikkate alınarak, davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınması, bildirmesi halinde taşınmaz başında yapılacak keşifte tanıkların dinlenmesi, davalının davranışları ile dava konusu taşınmazın kullanımının engellenip engellenmediği, engellenmiş ise bu durumun hangi tarihlerde devam ettiği hususlarının tanıklara sorularak kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, daha önceki dönem için dosya içerisindeki bilirkişi raporları ile diğer belgelerin birlikte değerlendirilerek, davacının yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Davalı vekilinin asıl dava ve birleştirilen 2017/ 513 Esas sayılı davaya ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, birleştirilen 2018/285 Esas ve 2018/525 Esas sayılı davalara ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alman temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.