"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/822 E., 2024/1630 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/43 E., 2021/559 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Aydın ili, .......... ilçesi,...... köyü 301 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dubleks meskenin tamamının müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkili ile annesi ... arasında 17.09.2009 tarihinde "İntifa Hakkının Tesisi Sözleşmesi" yapıldığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin taşınmazın çıplak mülkiyetini üzerinde bırakarak davalı lehine 32.500,00 TL bedel karşılığında intifa hakkı tesis ettiğini, tarafların intifa hakkına konu taşınmazın bizzat intifa hakkı lehtarı tarafından kullanılması, başkasına kullandırılmaması konusunda mutabakata vardıklarını, müvekkilinin taşınmaza gitmesiyle intifa hakkının hak sahibi tarafından kullanılmadığını, başka şahıslara kullandırıldığını öğrendiğini, davalının intifa hakkını kötüye kullandığını, davalının taşınmazın ekonomik özgülenme yönünü değiştirdiğini, davalı intifa hakkı sahibinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek, davalı lehine tesis edilen intifa hakkının terkinini, terditli olarak intifa hakkının sınırlandırılmasını ve güvence verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; intifa hakkı sahibi olan müvekkilinin bu hakkından doğan yetkilerini kullanmasının ve yararlanmasının en doğal hakkı olduğunu, müvekkili ile davacı kızı arasında bu konuda bir sözleşme yapılmadığını, tüm bu haklarına rağmen müvekkilinin yine de taşınmazı kiraya vererek gelir elde etmediğini, konutu da başkasına kullandırmadığını, müvekkilinin yazlık evde davacı dahil çocuklarını ve aile yakınlarını ağırladığını, müvekkili tarafından tüm vergilerin ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının hata, hile, ikrah olmadan resmi senedi imzalayarak davalıya süresiz intifa hakkı tanıdığı, resmi senette yer alan intifa hakkının terkini için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 796. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği, davacının yerine getirilmeyen yükümlülükler bulunduğu iddiası yönünden; taraflar arasında resmi şekilde düzenlenen intifa sözleşmesinde tarafların sorumlu oldukları hususların belirlendiği, sözleşmede davacının iddia ettiği yükümlülüklerin bulunmadığı, intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimlerin davalı tarafça yerine getirilmediğinin ve bedelin ödenmediğinin davacı tarafça ispat edilemediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı her ne kadar iradesi dışında hata ile davalı lehine intifa hakkı düzenlendiğini iddia etmiş ise de hataya dayalı işlemin iptalinin TBK 39/1 maddesi gereğince işlem tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmediği, bu itibarla hak düşürücü sürenin geçtiği, intifa hakkının hangi hallerde kaldırılacağının 4721 sayılı Kanunun 796. ve devamı maddelerinde tahdidi olarak açıklandığı, somut uyuşmazlıkta davacının iddiaları, delilleri ve dosya içeriğine göre intifa hakkının terkini nedenleri bulunduğunun ispatlanamadığı, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin intifa hakkı içeriğini bilmeksizin taraflar arasındaki anne-kız ilişkisine ve davalı annesinin kendisini aldatma kastı bulunmayacağına güvenerek, iradesi sakatlanmak suretiyle dava konusu intifa hakkı sözleşmesini yaptığını, taşınmazın başkasına kullandırılmayacağı hususunda tarafların sözlü olarak anlaştığını, bu hususta anne-kız arasında yazılı bir anlaşma yapılmasının hayatın olağan akışına göre beklenemeyeceğini, intifa hakkı sahibinin taşınmazın özgülenme amacını değiştirir nitelikte tadilat yapamayacağını, davalının tadilat ile mutfağı kapatarak mesken niteliğindeki eve dahil ettiğini, taraflar arasındaki yararlar dengesinin müvekkili aleyhine bozulduğunu, bu durumda intifa hakkının terkini gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tapu kaydından intifa hakkının terkini, aksi halde intifa hakkının sınırlandırılması ve güvence verilmesi istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.