"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1725 E., 2024/1875 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/354 E., 2024/107 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalıların 1375 ada 6, 15, 16 ve 5 parsel sayılı parsel sayılı taşınmazların satışı için anlaştıklarını, Bafra 1. Noterliğin'de 23.03.2006 tarih ve 02783 yevmiye numarası ile aralarında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, davalıların dava konusu yeri tapuda devrini davacıya vermediklerini, sözleşmede taşınmazların davacıya teslim edildiği ve davacının de taınmazları teslim aldığının görüldüğünü, davacının fiilen yeri sözleşmenin kurulduğu andan itibaren kullanmakta olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline, talebin reddi halinde taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan noter satışındaki imzanın davalı ...'ın ıslak imzası olmadığını, imza inkarında bulunduklarını, dava konusu taşınmazların noter satışı ile davacıya satılmadığını, dava konusu taşınmazları davacının icarla kullanmakta olduğunu, zamanaşımının dolduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "..dayanılan satış vaadi sözleşmesinin bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu, ancak elbirliği mülkiyeti halindeyken taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmış olması nedeniyle tapu iptal ve tescilin mümkün olmayacağı, davacının ancak noter satış vaadi sözleşmesinde ödediği bedeli isteyebileceği..." gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...geçerli bir sözleşmeden ötürü ifa olanağı bulunmayan satım sözleşmesinde davacı alıcı müsbet zararını sözleşmenin ifasını sağlamayan satıcı davalılardan isteyebilir. Bu zarar ise satıma konu olan hisselerin dava tarihindeki rayiç değerleridir. Taraflar arasında noterde yapılan satım vaadi sözleşmesi geçerli olduğuna göre Mahkemece davacının müsbet zararı olan davaya konu taşınmazların dava tarihindeki rayiç değerlerine hükmedilmesi gerekirken denkleştirici adalet ilkesi gereği alınan bilirkişi raporundaki değerlere göre hüküm tesisi hatalıdır..." gerekçesiyle lk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; zamanaşımının doduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının rayiç bedel talebinde faiz talep etmediğini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı olduğunu, müspet zararın oluşması için geçerli sözleşmenin olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.