Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4054 E. 2024/4979 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazların, bakım borçlusunun borcu nedeniyle icradan satışı sonrasında, alıcının iyi niyetli olup olmadığı ve tapu iptal tescil davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bakım borçlusunun eşinin, bakım borcunun yerine getirilmediğini ve taşınmazların akit nedeniyle devredildiğini bildiği, ayrıca icra bedelini ödeyerek borcu kapatma imkanı varken taşınmazları ihale yoluyla satın aldığı, bu nedenle iyi niyetli olmadığı ve TMK m.1023’ün korumasından yararlanamayacağı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararına uygun olarak davacı lehine verilen tapu iptali ve tescil kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/25 E., 2024/379 K.

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 15.03.2016

KARAR : Davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölünceye kadar bakma akdine dayalı bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl; davalı oğlu ile tapuda ölünceye kadar bakma akdi yaptıklarını ve kendisine ait ... İlçesi,...Köyü 40, 1 ve 38 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu adına tescil ettirdiğini, davalının kendisine kısa bir süre baktıktan sonra yanından kovduğunu, taşınmazların geri alınacağını bildiği için traktör alarak kendisini borçlandırdığını ve borcunu da ödemediğini, ... İcra Müdürlüğünde oğlu ... aleyhine yapılan icra takibi neticesinde dava konusu taşınmazların yapılan ihale ile davalı ...'ın eşi diğer davalı ... adına tescil edildiğini, davalı ...’ın taşınmazları alacak ekonomik gücü ve gelirinin olmadığını, davalının kendisini aldatarak taşınmazları elinden aldığını, ölünceye kadar bakım borçlusu olan davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek ... İlçesi,...Köyü 40, 1 ve 38 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesi durumunda taşınmazların rayiç bedelinden şimdilik 13.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tapu kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazlarda malik olmayan müvekkili Sabahattin Kenar'ın davalı sıfatı bulunmadığını, olayların davacının anlattığı şekilde gerçekleşmediğini, ...’ın traktör alarak kendisini borçlandırmadığını aksine davacının diğer oğlu ...’ın Şekerbank ... Şubesinden zirai kredi ve tüketici kredisi kullandığını, müvekkili Sebahattin’in de dava dışı kardeşi Sezgin'in kullandığı kredilerinden birine kefil olduğunu, krediye dava dışı ...’ın da kefil olduğunu, aynı zamanda ...’ın aynı şubeden kullandığı kredilere de kardeşi Sezgin’in kefil olduğunu, borçlar ödenmeyince aleyhlerine birden fazla icra takibi başlatıldığını, müvekkili Sebahattin’in kefilliğinden dolayı sadece 2012/609 Esas sayılı dosyada borçlu olduğunu, icra dosyasında düzenlenen ödeme emrinin taraflara tebliğ edilir edilmez davadışı ... tarafından tamamen ödendiğini, akabinde ...’ın ... İcra Müdürlüğünün 2012/4516 Esas sayılı icra dosyası ile asıl borçlu yerine kefil olan müvekkili aleyhine takip başlattığını, bu icra dosyasında müvekkil adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazların haczedilerek ihale ile satışa çıkarıldığını, ihale sonucu taşınmazları müvekkili ...’ın bir miktar kara gün için ayırdığı parasını kullanarak ve eşe dosta borçlanarak bedellerini ödemek suretiyle satın aldığını, müvekkillerinin evlatlık vazifelerinin bilincinde olan kimseler olduğunu, davacının eşinin eldeki dava açıldıktan iki gün sonra vefat ettiğini, bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu, müvekkillerinin şartlar ne olursa olsun babalarına bakmaya hazır olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2016/376 Esas, 2019/78 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 150 ada 40 parsel, 167 ada 1 parsel ve 182 ada 38 parselde kain üç adet taşınmazın davacının mülkiyetinde iken takyidatlarıyla beraber 21.03.2012 tarihli ve 2613 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ...’a temlik ve tescil edildiği, taşınmazların ... İcra Müdürlüğünün 2012/4516 Esas sayılı dosyasından yapılan satış ihalesinin davalı ... üzerinde kaldığı ve 03.09.2015 tarihli ve 10351 yevmiye numarası ile adına tescil edildiği, diğer yandan bakım borçlusu tarafından bakım alacaklısına bakılmadığı ve davacının ölünceye kadar bakma akdini feshetme hususunda haklı olduğu, ancak bakım borçlusuna temlik edilen taşınmazların dava tarihi itibarıyla cebri icra yoluyla satılarak diğer davalı ... adına tescil edildiği davacının ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan tüm talep haklarını sözleşmelerin nisbiliği gereğince davalı ...'a yöneltebileceği, taşınmazların adına kayıtlı olmaması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin kabulünün mümkün olmadığı, davacıya ölünceye kadar bakma akdinin yapıldığı 21.03.2012 tarihinden itibaren davalı bakım borçlusu tarafından hiç bakılmadığı göz önünde bulundurulduğunda ölünceye kadar bakma akdinin feshi ile birlikte 6098 sayılı Kanunun 617 nci maddesi gereğince davacının uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat hakkına haiz olduğundan dava konusu taşınmazların bedelinin bakım borçlusu tarafından ödenmesi gerektiği, davanın açılması ile birlikte ölünceye kadar bakma akdinin feshedildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, bedel isteminin kabulü ile taşınmazların dava tarihi itibariyle tespit edilen bedeli olan 78.136,76 TL'nin dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, ... yönünden ise davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli ve 2020/33 Esas, 2020/247 Karar sayılı kararı ile; davaya konu taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ... adına tescil edildiği ancak ... İcra Müdürlüğünün 2012/4516 Esas sayılı dosyasında cebri icra yoluyla satışa çıkarıldığı, yapılan ihale sonucunda ... adına tescil edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı ...'ın ölünceye kadar bakma akdi kapsamında bakım görevini yerine getirmediği, İlk Derece Mahkemesinin taşınmazların cebri icra yoluyla davalı ... adına tescil edilmiş olması nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile davacının ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan tüm talep haklarının sözleşmelerin nisbiliği prensibince muhatabının davalı ... olduğundan bahisle ölünceye kadar bakma akdinin feshi ile birlikte 6098 sayılı Kanunun 617 nci maddesi gereğince davacının uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ... kapsamında akdin yapıldığı tarihten itibaren hiç bakılmamış olması nedeniyle dava konusu taşınmazların bedelinin bakım borçlusu davalı ...'dan tahsiline dair verdiği kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.04.2021 tarihli ve2020/1586 Esas, 2021/2591 Karar sayılı kararı ile; "...ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511.) maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” olarak tarif edilmiştir.

Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu sosyal konumuna ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK'nın 617 (BK'nın 517.) maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme ... tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.

Öte yandan, TBK'nın 617/son (BK'nın 517/son) maddesi hükmüne göre; “Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.”

Uyuşmazlığın değinilen TBK'nın 617/son (BK'nın 517/son) maddesi uyarınca çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.

TMK’nın 1023 maddesi hükmüne göre;“Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”

Somut olaya gelince, davacının oğlu olan davalı ...’in bakım yükümlülüklerini yerine getirmediği benimsenmek suretiyle karar verilmesi doğrudur. Ancak ölünceye kadar bakma akdinin feshi benimsenerek sonuca gidildiğine göre tescilin iptalinin mümkün bulunduğu göz önüne alınarak sözleşme akidi olan davalıdan taşınmazı devralan davalı kayıt maliki İnci’nin diğer davalı ...’in eşi davacının da gelini olduğu gözetildiğinde TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanma imkanı bulunmamaktadır.

Hâl böyle olunca, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, kayıt maliki davalının sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi isabetsizdir...." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2021 tarihli ve 2021/329 Esas, 2021/517 Karar sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi genişletilmek ve cebri icra ihale anında iyiniyetli kabul edilen davalı ... aleyhine 4721 sayılı Kanunun 1023 üncü maddesinin uygulama imkanının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.11.2023 tarihli ve 2022/1-860 Esas, 2023/1041 Karar sayılı ilamında; "...davalılar ... ile ... karı-koca olduklarından davalı ...'ın bakım borçlusu kocası ...'ın bakım borcunu yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmenin feshedilebileceğini ihale anında en iyi bilmesi gereken kişi olduğu, hatta ihale ile taşınmazları satın almak için ödediği bedel ile kocası ...'ın borçlarını ödeyebilecekken taşınmazları ihale yoluyla alıp bir takım icra masrafları yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ihale öncesinde taşınmazların edinme sebebini ve bakım borçlusu eşinin edimini yerine getirmediğini bilen davalı ...'ın eşi ile muvazaalı davranış içine girerek taşınmazların kendi adına tescilini sağladığı, bu nedenle taşınmazlar cebri icra ihalesi ile adına tescil edilmiş olsa dahi somut olayda davalının edindiği mülkiyet hakkının 4721 sayılı Kanunun 1023 üncü maddesi uyarınca korunması imkanı yoktur. Bu nedenle davalı ... hakkında açılan tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır..." ifadelerine yer verilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... adına olan kaydın iptali ile davacı adına tesciline; davalı ... yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacının davalıların tüm ısrarına rağmen köyüne döndüğünü, bakmaya hazır olduklarını, ölünceye kadar bakım akdinin bakım alacaklısının ve onun dava dışı oğlunun borcu nedeniyle ve icradan satılmakla konusuz kalmış bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazları ... İcra Müdürlüğünün 2012/4516 icra dosyasından yapılan ihaleden bedelini ödeyerek satın aldığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/630 Esas sayılı dosyasında davacının kısıtlanması için 20.05.2024 tarihinde dava açtıklarını, davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/141 Esas sayılı dosyası ile yasal danışman olarak atanan davacıya ... Özcan'ın davaya dahil edilmeden karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma akdine dayalı bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası ile açılmış tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 611 ila 618 inci maddeleri ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1023 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.