"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/119 E., 2024/288 K.
DAVA TARİHİ : 29.05.2014
KARAR : Asıl ve birleştirilen davaların reddine
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen ecrimisil ve tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ecrimisil yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bina bedeli yönünden asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1651 ada 155 parsel sayılı taşınmazda 1/2 pay sahibi olduğunu, davalının taşınmaz üzerinde bulunan fabrika binasını yıktığını ve arsayı işgal ederek inşaat için kullandığını belirterek, ıslah ile 90.127,83 TL ecrimisilin ve yıkılan binanın bedeline karşılık 82.046,25 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, birleştirilen ek davasında ise, bilirkişi raporuna göre belirlenen bina bedeline göre 196.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep
etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; binaların müvekkili tarafından yıkıldığı iddiasını kabul etmediklerini ve bu konuda dosyada herhangi bir kanıt da bulunmadığını, yıkıldığı iddia edilen yapıların metruk ve ekonomik değerlerini doldurmuş ve kullanılması mümkün olmayan yapılar olduğunu, delil olarak gösterilen tespit raporuna süresinde itiraz ettiklerini, davacı tarafça talep edilen ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu, davacıya ait parselin etrafının 15.01.2014 ile 31.03.2014 tarihleri arasında güvenlik açısından kapatıldığı ve 31.03.2014 tarihinde son bulduğunu dolayısıyla kabul anlamına gelmemek kaydı ile ancak 15.01.2014 ile 31.03.2014 tarihleri arasında ecrimisil talep edebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.01.2017 tarihli ve 2014/223 Esas, 2017/13 Karar sayılı kararıyla; davanın ve ek davanın bina bedelinin tahsili açısından kabulü ile, 278.046,25 TL bina bedelinin ihtarname tebliğ tarihi olan 12.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın ecrimisil açısından ıslah edilmiş şekliyle kısmen kabulüne, 01.06.2012-29.05.2014 tarihleri arasında tahakkuk etmiş olan 29.147,00 TL ecrimisil bedelinin ihtarname tarihi 12.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2017 tarihli ve 2017/731 Esas, 2017769 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarihli ve 2018/12211 Esas, 2020/2085 Karar sayılı ilamıyla, "...yıkılan binaların bedeline ilişkin tazminat istemine yönelik davada ispat yükünün davacıda olduğu, ancak yapıların ne zaman yıkıldığı, davalı şirket tarafından yıkılıp yıkılmadığı hususunda davacı tanıklarının dinlenilmesi gerektiği... birleştirilen ek davada ise, bilirkişi raporu ile tespit edilen ve davacı tarafça itiraz edilmeyen rakam yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin birleştirilen ek davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı" belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, ecrimisile ilişkin temyizin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2023 tarihli ve 2020/285 Esas 2023/202 Karar sayılı kararı ile davalının davacının hissedar olduğu 155 parsele, aralarında hiç bir geçerli akdi ya da hukuki sebep olmadan el atarak üzerindeki binaları yıktığı ve etrafını çevirerek kendi parselindeki inşaatın yapımı sırasında inşaat alanı olarak kullandığı belirtilerek, bina bedeli yönünden asıl davanın kabulü ile 82.046,25 TL'nin ihtarname tebliğ tarihi olan 12.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bina bedeli için açılan ek davanın reddine, davacının ecrimisil talebi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
Dairemizin 29.11.2023 tarih, 2023/4754 Esas 2023/5823 Karar sayılı kararı ile "...dinlenen tanık anlatımlarından dava konusu binanın davalı şirket tarafından yıkıldığına dair görgüye dayalı bilgi edinilememiş olması gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği..." belirtilerek, davacının temyiz itirazının reddine, davalının temyiz itirazının kabulüne, hükmün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık anlatımlarından görgüye dayalı bilgi edinilememiş olması gözetilerek, binaların davalı şirket tarafından yıkıldığı ispatlanamadığından bina bedeline yönelik asıl dava ve birleşen ek davanın reddine, davacının ecrimisil talebi yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesi ile, dava konusu taşınmazların davalı şirket tarafından yıkıldığının ispat olunamadığı hususunun yanlış olduğunu, dosya kapsamından bu hususun anlaşıldığını, ayrıca önceki bozma ilamında belirtilen “haklarını saklı tutmadığı” hususunun da doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 nci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.