Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4136 E. 2024/5814 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden önce ölmüş bir kişinin mirasçıları yerine, ölmüş kişinin adına tescil edilen taşınmazın, TMK m.713/2'ye göre olağanüstü zamanaşımı ile kazanılıp kazanılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinden önce ölen kişinin adına tescil yapılsa dahi, gerçekte tapu kaydının mirasçıları adına yapılmış sayılacağı ve mirasçıları hayatta olduğu sürece TMK m.713/2'deki ölüm şartının gerçekleşmeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : 03.04.2023

SAYISI : 2018/425 E., 2023/17 K.

DAVALILAR : ..., ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 17.10.2007

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava konusu 1 ada 25, 26 ve 189 parsellerde, davalı murisi .....adına bulunan hisseleri 1977 yılından beri malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu, ......'in 1938 yılında öldüğünü ve vekil eden lehine TMK'nın 713 üncü maddesinde belirtilen kazanma şartlarının oluştuğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalının mirasbırakanı adına olan paylarının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

.....kayyımı vekili; dava konusu taşınmazın kayıt maliki olan ......'in mirasçısının yabancı uyruklu olduğunu, bu gibi şahıslara intikal eden taşınmazlar bakımından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabın mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 19.04.2013 tarihli ve 2008/549 Esas, 2013/264 Karar kararıyla; tapu malikinin TMK'nın 713/2 inci maddesinde belirtilen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olarak değerlendirilemeyeceği, kayıt maliki hakkında gaiplik kararının bulunmadığı, bu nedenle salt zilyetliğin hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1.Mahkemenin 19.04.2013 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.10.2015 tarihli ve 2015/15851 Esas, 2015/18369 Karar sayılı ilamıyla; “…davacı vekilinin, davalının mirasbırakanı ......'in 1938 yılında öldüğünü, taşınmazdaki mülkiyetin intikal görmediğini, 1977 yılından itibaren vekil edenin taşınmaza zilyet bulunduğunu, davacı yararına TMK'nın 713 üncü maddesindeki kazanma koşullarının oluştuğunu açıkladığı, davada TMK'nın 713/2 nci maddesinde yer alan ‘ölüm’ sebebine dayanıldığına göre iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davacının dayanmadığı TMK'nın 713/2 nci maddesinde belirtilen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı…” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, davalıların karar düzeltme başvurusu reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafın, husumetli olduğu kişinin taşınmazını davalıdır şerhine rağmen satın aldığı, ceza davasında dinlenen tanığın dava konusu taşınmazı satın aldıktan sonra davalı ... ve babasının, kayıt malikinin mirasçısı olan davalılardan Maria'nın yerini çevirdiğine dair beyanın bulunduğu, dosya kapsamında bulunan Maria'ya ait vekaletnamede Maria'nın dava konusu taşınmazların yarısını davacı ile babasına bıraktığına dair belirtme yaptığı, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre davacının taşınmazları babası ... ile kullandığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 27.12.2023 tarih ve 2023/3860 Esas, 2023/6574 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1.Davalı ... karar düzeltme dilekçesinde özetle; eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm tesis edildiğini, davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla olmadığını, tapu kütüğünden malikin anlaşılabildiğini, nizasız ve fasılasız zilyetliğin bulunmadığını, karşı oy yazısında açılandığı üzere onama ilamının yerinde olmadığını, beyan etmektedir.

2. Davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile sonuca gidildiğini, Anayasa Mahkemesi tarafından TMK’nın 713/2. maddesinde yer alan “ölmüş” ibaresinin iptaline karar verildiğini, tescil tarihinde tapu maliki .....ölü olduğundan mirasçısının adına tescil yapıldığının kabulü gerektiğini, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, mahalli bilirkişi beyanlarının yetersiz olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, zilyetliğin nizasız ve fasılasız olmadığını, davacının zilyetliğini ispat edemediğini, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda fiili veya akdi bir taksim yapıldığı kanıtlanmadığı sürece zilyetlik iddiasının dinlemeyeceğini ve davacının 9-10 yıl boyunca cezaevinde kaldığını beyan etmektedir.

3. Davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla olmadığını, kayıt malikinin belli olduğunu, AYM kararlarının geriye yürüyemeyeceğini ve davacı lehine yasal şartların oluşmadığını, beyan etmektedir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK’nın 713/2 nci maddesinde belirtilen ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

2. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu eski 1 ada 25, 26 ve 189 parseller 06.04.1949 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit edildiği, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin (kadastro mahkemesi sıfatıyla verdiği) 10.09.1964 tarihli ve 1963/559 Esas, 1964/579 Karar sayılı kararı ile Hazine adına yapılan tespitin iptaline ve yerlerin teşrini evvel 1306 tarih ve 168 numaralı kayıt ve tedavüllerinde gösterilen hissedarla adına hükmen paylı olarak gerçek kişiler adına tespit ve tescile karar verildiği, paydaşlar arasında 4/80 pay sahibi ... oğlu ......’in de bulunduğu, hüküm başlığında ... oğlu .....mirasçılarının yer aldığı, sonraki tarihlerde diğer pay maliklerinin payları satın alma, hibe, taksim gibi sebeplerle el değiştirdiği, ... oğlu .....payının dava tarihine kadar intikal görmediği, mahkeme kararı ile Rasif oğlu ......'in soyisminin Dino olarak tashihine karar verildiği, ... oğlu .......'nun 01.11.1938 tarihinde öldüğü, geride tek mirasçısı olarak davalılardan...'nin kaldığı, taşınmazların 07.09.2010 tarihinde kesinleşen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları sonucu, yenilemenin tescili ile sırasıyla 12033 ada 143, 39 ve 114 parsel numaralarını aldığı, yargılama aşamasında ... oğlu ....... payının davalılardan ... adına intikal gördüğü, akabinde 12033 ada 143 parseldeki payın davalılardan...’a, 12033 ada 189 ve 114 parsel sayılı taşınmazlardaki payların ise davalılardan ...’ye satıldığı, satışlar sonrası dava konusu yerleri kapsar şekilde toplulaştırma çalışmalarının yapıldığı, taşınmazların ada ve parsel numaralarının değiştiği ve son kararın güncel ada ve parsel numaraları üzerinden verildiği anlaşılmaktadır.

TMK'nın 713 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında taşınmazın kayıt malikinin dava tarihinden en az 20 yıl önce ölmüş olması gereklidir. Taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında mirasçıları tespit edilmediği için ölmüş kişinin adı belirtilerek tespit edildiği ve tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde kayıt maliki ölü olan şahıs değil mirasçılarıdır. Aynı şekilde tespit tarihinden önce ölen kişi lehine Kadastro Mahkemesi kararı ile oluşan tapular yönünden de kayıt malikinin mirasçıları olduğunun kabulü gerekir.

Somut olayda, ... oğlu ....... kadastro tespit tarihinden önce 01.11.1938 tarihinde ölmüş olup Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin (kadastro mahkemesi sıfatıyla verdiği) 10.09.1964 tarihli ve 1963/559 Esas, 1964/579 Karar sayılı kararında açıkça ... oğlu ....... mirasçılarından söz edilerek karar başlığında gösterildikleri anlaşılmaktadır.

Tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde kayıt maliki olarak mirasçılarının kastedildiği anlaşılmalıdır.

Bu açıklamalar karşısında intikal yapılana kadar, kayıt maliki “...... oğlu .........” olmayıp “...... oğlu .........” mirasçılarıdır. Kayıt maliki olarak “...... oğlu .........” yazılmasının bu durumu değiştirmediği öngörülmelidir.

Dosya kapsamına göre “...... oğlu .........” mirasçısı hayatta bulunduğundan taşınmazın bu şekilde ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Dairemizin 27.12.2023 tarihli ve 2023/3860 Esas, 2023/6570 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA,

Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin yatırılın harcın istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.